Belki bir aşktır bu kentin.
Belleğini geri getirecek olan.
Burada yağmur yağıyor ama sen.
Şemsiyeni almadan gel yine de.
Özletiyor bu çılgın sağanak seni.
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun?
Multimedyadaki müziği dinlemenizi tavsiye ederim.
Genç adam kollarının arasında daha da sıktı Elif'i. Kokusunu doya doya içine çekti. Onu şu birkaç saat içinde o kadar çok özlemişti ki. Varlığına iki günde alışmak çok kolay olmuştu. Birkaç saatlik ayrılık zor gelmişti o yüzden. Elif'ten ayrı kalmak her zaman zordu ama artık onunla aralarındaki sorunu düzelttiklerinden ve sevgili olduklarından bu sefer özlem daha da ağır basıyordu.
"Bana başka mesaj atmadın," diyerek kollarını çözen ve dudakları büzüşen kıza baktı Ali. Ne kadar da güzeldi. Uzun siyahımsı saçları, kahverengi gözleri. Minik sevimli burnu. Güzel dudakları. Sevmeye kıyamamak böyle bir şeydi. Ona bakmak bile içini sevgiyle, huzurla dolduruyordu.
"O kadar iş birikmiş ki güzelim, birazını toparladım gerisini de Yasin'in başına yıktım." Haylazca sırıttı. "Güzel sevgilimi yalnız bırakmak istemedim." Elindeki papatya buketini Elif'e uzattı.
"En sevdiğin çiçeği bilmiyorum. Ama filmlerde, dizilerde falan hep papatya aldıklarını görüyorum. Sanırım ilişkilerin bir ritüeli bu da. Yine de papatyalar sana benziyorlar. Bembeyaz masum ve çok güzeller." Elini uzattı ve Elif'in alnının kenarlarından çıkmış saç tutamlarına dokundu. Onları kulağının arkasına iterek eğildi ve kulağının arkasına bir öpücük kondurdu.
Geri çekilip sevdiği kadına baktığında, onun nefesini tutmuş bir şekilde kendine baktığını gördü. Yanakları tatlı bir şekilde kızarmıştı. Elinde tuttuğu papatyalara burnunu değdirdiğini ve güzel gözlerini utangaçlıkla ondan sakladığını fark edince eğildi eğildi ve onun papatyaya bakan gözlerinin önüne kadar eğildi.
Elif bir anda karşısında Ali'yi görünce daha da utandı ve yüzünü iyice papatyaya gömdü.
"Ya utandırmasana Ali." Gülümsemeye çalışarak kafasını kaldırdı. Gülümsemekten çok uzaktaydı çünkü kalbi yerinden çıkmak istercesine hızlı atıyordu. "Diğer elindeki ne? Pasta mı aldın?"
Ali elindeki pastane poşetini yere bıraktı ve kolunu uzatıp onu belinden yakaladı ve hızla göğsüne çekti. Papatyalar aralarında kalmıştı ama bu Ali'nin eğilip kızın dudaklarını iştahla yakalamasına engel olmadı.
Onu özlemle öpüp geri çekildi ve burnunu burnuna sürttü. "Utanınca ne de güzel görünüyorsun, biliyor musun?" Elinin tersiyle Elif'in yanağını okşadı. "Yanakların tatlı bir kızarıklığa bürünüyor. Sıcacık oluyorlar. Ve ben böyle zamanlarda seni nefes bile almadan öpmek istiyorum."
YOU ARE READING
Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)
RomanceKalpsizler de aşık olabilir ... Hırçın, acımasız bir Ali ve onun masum kırılgan gelini... Dans ediyorduk. Beni kollarında çeviriyor, sertçe göğsüne çarpıyor, benden hızlıca uzaklaşıyor ve aynı hızda bana doğru geri geliyordu. "Bir gün gelecek Ali...