Bölüm 26 : Elif'im Noktalandı

Start from the beginning
                                    

"Gözlerini aç sevgilim, buradayım. Lütfen gözlerini aç." Elif korksa da gözlerini açtı ve sadece Ali'ye bakarak, ayaklarıyla ip merdivenin basamaklarını takip etmeye devam etti. Sonunda Ali'ye biraz yaklaşınca, Ali ona uzandı ve bir bebekmiş gibi Elif'i kendine çekip sıkıca kucakladı ve taraçaya indirdi.

Elif korkuyla hafif bir çığlık atmış, sıkı sıkı Ali'nin omuzlarına tutunmuştu ve nefes nefese kalmıştı. Derin derin soluklar alırken Ali onun bu haline gülümsedi ve eğilip yanağına sıkı bir öpücük kondurdu. Omuzlarını sıvazlayarak onu sakinleştirmeye çalıştı.

"Geçti güzelim."

Elif inledi. "Yükseklik korkum var benim."

"Ben yanındayım, korkma." diyerek onu kendine çekti ve yüzünü beresinin altından uzanan saçlarına gömdü. Kokusunu içine çekti. İri vücuduna dolanan küçük kolları hissettiğinde içi huzurla doldu. Birkaç saniye daha bu anın tadını çıkardılar.

Sonra Ali geri çekildi ve Elif'in elinden tutarak onu ağaç eve soktu. Elif içeri girer girmez eve hayran kaldı.

Küçücük bir oda içinde duvarlara yapılmış raflardaki kitaplara baktı. Kulübede, küçük, tek kişilik bir yer yatağı vardı. Elif gözlerini etrafta gezdirmeye devam etti. Yerde eski bir halı vardı ama temiz görünüyordu. Yatağın ayak ucunda küçük bir odunlu soba vardı. Ali keyfi için önemli olan her şeyi ayarlamış gibi görünüyordu. Yatağın biraz kenarında da küçücük bir masa ve iki tane küçücük tabureler vardı.

"Neden iki tane tabure var?" diye sordu Elif. Sesindeki kıskançlık tonu, Ali'yi keyiflendirmişti. Uzanıp onu kendine çekti ve başına sevgi dolu bir öpücük kondurdu.

"Bilmem, masanın iki tane taburesi olması daha mantıklıymış gibi geldi." Elif inanmayan gözlerle ona baktı.

"Buraya başka bir kız getirdin mi?" Gözleri, doğruyu söyle, der gibi bir ifadeye bürünmüştü. Onun bu tatlı kıskanç halleri, Ali'nin kanını ateşledi. Bir kolunu kızın beline dolayarak hızla onu kendisine çekti ve öpmekten asla bıkmadığı dudaklarına arzuyla kapandı.

Elif'in ağzından kaçan istemsiz inlemeyi dudaklarıyla yuttu ve onu aklını başından uçuracak bir öpücükle derinden sarstı. Elif kollarında kendini kaybetmiş bir halde dudaklarını güçlükle geri çekti ve arzudan titreyerek kızgın olmayı başarabilmek için gözlerini Ali'nin gözlerine çevirdi.

"Sana bir soru sordum! Buraya başka bir kızı getirdin mi?" Eliyle göğsüne bir yumruk indirdi. "Eğer getirdiysen buradan hemen gitmek istiyorum."

Ali iki eliyle onun yüzünü kavradı ve yanaklarına baskı yapınca büzüşen dudaklarını ısırmamak için zor tuttu kendini genç adam. Gözlerini, Elif'in gözlerine kenetledi.

"Buraya senden başka hiç kimseyi getirmedim." Üstüne basa basa, "Sen bir ilksin! Ve sonsun!" dedi.

Elif kızararak gülümsedi. Onun gözlerindeki aşkın yoğunluğundan utanarak bakışarını Ali'nin göğsüne indirdi. Ali uzanıp çenesini yukarı kaldırdı ve dudaklarına yapıştı.

Elif iç çekerek kollarını onun boynuna dolayarak bedenini iyice sevdiği adama yasladı. Sevilmek, sahiplenilmek çok güzel bir şeydi. Bir erkeğin sevdiği olmak muhteşem bir şekilde özel hissettiriyordu.

Nihayet ayrıldıklarında ikisi de birbirlerinin nefesleriyle iyice ısınmışlardı. Ali onun yüzünü ellerinin arasında tutarak burnunu burnuna sürttü.

"Şimdi ne yapalım?"

Elif heyecanla ürperdi. "Iıı..şey...-" Ali gülerek burnuna bir öpücük kondurdu ve bu Elif'i susturdu.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Where stories live. Discover now