Bölüm 26 : Elif'im Noktalandı

Start from the beginning
                                    

Gözleri şaşkınlıkla açılarak Ali'ye döndüğünde, onun hayranlıkla kendisini izlediği gördü ve utandı. Yanakları bu sefer soğuktan değil, onun bakışlarının bedeninde hissettirdiği etkiden dolayı kızardı.

"Orada bir ağaç ev mi var?" Nehrin karşı tarafını işaret etti. Ali, işaret ettiği tarafa bakmadan sadece Elif'e bakarak, aşk dolu bir iç çekti ve başını salladı.

"Kimin?"

"Bizim." Bu sihirli sözcük Elif'in kalbini sıcacık hislerle doldurdu. Bizim. Bizim. Bizim. Onlar artık iki kişiydiler. İnanması ne kadar da güçtü!

Sesi titreyerek, "Bizim mi?" diye sordu. Ali iki adımda onun yanına geldi ve onu kollarının arasına alarak alnına aşk dolu bir öpücük kondurdu.

"Bizim, sevgilim." Sonra onu elinden tuttu ve nehir boyunca yürümeye başladılar. En sonunda karşı tarafa geçilecek tahta, küçük bir köprünün önüne geldiler. Köprü çok sağlammış gibi görünse de Ali işini sağlam yapmak için ilk önce kendisi köprüye çıktı ve köprünün üzerinde biraz sağa sola giderek sağlamlığını ölçtü. Sonra sevdiği kadına dönüp gülümsedi.

"Bu köprü bir yüzyıl daha yaşar." Elini uzattı. "Gel Elif'im." Elif, kendisine uzatılan ele tutundu ve köprüye çıktı.

Hayatının geri kalanı boyunca kendisini bu ellere güvenle bırakacağını biliyordu. Ali'ye tutunarak dikkatli bir şekilde nehrin karşısına geçtiler ve ağaç eve doğru yürümeye başladılar. Ev kocaman bir çam ağacının kenarlara ayrılan kollarının ortasına yapılmıştı. Çok büyük değildi. Küçük bir salon büyüklüğündeydi ve yağmur yüzünden ahşabın rengi iyice koyulaşmıştı. İki tane küçük penceresi vardı ve Elif'in gördüğü kadarıyla ağaç evin tepesinden bir de soba bacası çıkıyordu.

"Bunu sen mi yaptın?" diyerek Ali'ye döndü.

Ali gülümseyerek onu kendine çekti. "Hayır sevgilim, ben yapmadım. Yaptırdım. Bazen buraya gelip nehrin sesini dinleyerek kendimi dinlendiriyorum."

Ağaç ev gizli bir mabedmiş gibiydi. Etrafını saran sülün ağaçlarının uzun dallarından uzaktan bakınca pek de fark edilmiyordu. Nehrin yakınına gelen fark edebilirdi ancak.

Ali, Elif'i bırakarak çam ağacının altına geldi ve yavaş yavaş ağaca tırmanmaya başladı. Elif korkuyla ağacın altında koştu.

"Ali dikkat et, ağaçlar yağmurdan kayganlaşmış!" Telaşla, Ali'nin ağaca tırmanıp kendini, ağaç evinin küçük balkonuna atışını izledi. Ali gülümseyerek tepeden ona bakınca, kalbi pır pır etti.

Daha sonra Ali cebinden bir anahtar çıkardı ve kulübenin kapısını açıp içeriye girdi. Elif merakla onu izlerken, genç adam elinde uzunca bir ip merdivenle dışarı çıktı. İpi ağaça sıkıca bağladı ve merdiveni aşağıya, Elif'in önüne fırlattı. Sonra kulübenin taraçasında durup, aşağıya Elif'e baktı.

"Hadi sevgilim, bekliyorum."

Elif emin olamayarak önünde sallanan ip merdivene baktı. Basamakları tahtadandı ancak sonuçta bir ipti. Acaba Ali onu sıkıca bağlamış mıydı? Yapabileceğini düşünemiyordu.

"Ali yapamam galiba." Yukarıya baktı.

Ali daha da cesaret verici sesle, "Hadi sevgilim. Korkma bir şey olmayacak. Düğümleri sıkı bağladım."

Elif kararsız gözlerle ona baktıktan bir süre sonra ip merdivene doğru yürüdü ve elleriyle iyice asılarak yavaş yavaş tırmanmaya başladı. Ancak o tırmandıkça ip merdiven hareket ediyor, sağa sola doğru yalpalanıyordu. Elif korkuyla gözlerini yumdu ve bedeninin ağırlığını olabildiğince ip merdivene vererek gözleri kapalı bir şekilde tırmanmaya başladı.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Where stories live. Discover now