26- Hediye

1.7K 101 2
                                    

Salih bey oğlunun bu üzgün halini görmeye dayanamadı. Yardım etmeyi kabul etti. Ömer'in bu gece kalması için diretse de kabul ettirmedi.

Sabah tüm ihtişamıyla güneş kendini gösterirken Amine uykuyla uyanıklık arasında kaldı. Kalp kırıklıkları dışında Egemen'i düşünüyordu. Aklında tamamlayamadığı projesi vardı. Günlerdir bunu Esinle paylaşmayı düşünüyordu. Yatağından kalkıp doğruca lavaboya gitti. Yüzünü iyice yıkadıktan sonra Esin'e baktı. Onun hâlâ uyuyor olması şaşırtmamıştı Amine'yi. Her şeyi unutmuşcasına Esin'e doğru yaklaştı ve komidinde duran çalar saate baktı. Aklında bir yaramazlık vardı. Yapıp yapmamak arasında ikilemde kalırken durdu ve saati eline aldı Amine. Saati biraz daha geç saate alınca alarmın vaktini de geriye sarmış oldu. Ve yaptığı şakanın son aşaması olarak Esin'i dürtmeye başladı. Sersem bir şekilde gözlerini açmaya çalıştı Esin. Karşısında Amine'yi görünce şaşırmıştı.

"Günaydın Amine. Daha erken değil mi beni uyandırıyorsun?"

"Sen bir saate bak istersen."

Esin emin olmak için komidinde duran saate baktı. Ağzını kocaman açarak "Eyvah!" dedi.

"Çocuklar şimdi benim hakkımda ne düşünecek? Müdür beyi düşünemiyorum hele o Serkan beyin diline düştük mü tamam. Sözüm ona öğrencilere ne güzel örnek olduğumdan bahseder."

"Serkan hâlâ seninle uğraşıyor mu?"

"Uğraşmaz olur mu? Ama ben ona kendi bildiklerinin de yanlış olabileceğini göstereceğim."

"O nasıl olacak?"

Esin ağzını açıp ayağa fırladı.

"Geç kaldık diyen sen değil miydin hadi konuşmak yerine hazırlanalım." dedi ve giysi dolabından kıyafetlerini çıkardı. Amine ise gülmemek için kendini zor tutuyordu. Esin'in bu haline daha fazla dayanamayıp gülmeye başladı.

"Ne gülüyorsun kızım? Geç kalmak psikolojini bozdu sanırım."

"Hayır geç kalmadık." diyerek saati eline aldı Amine. "Saati ileriye sardım." dedi gülmeye devam ederken. Esin ise bu şakaya kızmıştı. Peşinden çocuk gibi kovalarken Amine haddinden mutlu rolündeydi. Mutfağa geçtiklerinde Esin bir şeylerden şüphelenmişti. Amine'nin parmağındaki yüzüğü görmeyince durumu anladı.

"Ömerle ayrıldınız mı?" diye sordu Esin.

Bu soruyu duyunca aniden gözleri kocaman oldu Amine'nin. Hiç beklemiyordu. Gözleri dolmuş bir halde arkasını döndü ve başını salladı.

"Neden peki?" diye sordu Esin.

Amine mutfak tezgahının karşısında duran masaya oturdu. Esin de hemen yamacında duruyordu. Pür dikkat ona odaklandı.

"Çünkü bencillik yaptı ve yalan söyledi. Böyle birinin hayatımda yeri olamaz."

"Yalan mı, ne yalanı?" diye sordu Esin. Arkadaşının derdini kendi anlamasa hiç bilmeyecekti. Kızmak içinden gelse de kendine hakim olup sustu Esin.

"Babası için bu oyuna başlamamış sırf beni tanımak içinmiş. Düşünebiliyor musun böyle bir yalan söyledi bana!"

Amine sitem ederek anlatmaya devam etti. Esin ses etmeyip ona destek oldu. Kahvaltıdan sonra Amine başka bir şeye odaklanıyordu. Egemen'i düşünüyordu. Bugün onun doğum günüydü. Nasıl bir hediye alacağını bilemiyordu. O bu durumdayken ne alınırdı? diye düşündü.

"Ne düşünüyorsun?"

"Egemen'e hediye alacağım ama ne alsam bilemedim. Sence ne almalıyım?"

AMİNEDonde viven las historias. Descúbrelo ahora