20- Mahkeme

2.2K 130 6
                                    

"Bunu yapmak zorundayım." diyerek oraya yaklaştı. Artık hayatını altüst eden adamdan tamamen kurtulacaktı. Menekşe karakola girdiğinde şikayet için ne yapılacağını sordu. Polisle görüştükten sonra verdiği dilekçenin ardından hastaneye oğlunun yanına gitti. Egemen'in odasına girdiğinde İbrahim'in ona masal anlattığını gördü. Kapı eşiğinde onları seyrederken Egemen annesini fark etti ve çığlık atmaya başladı.

"Anneee!" diyerek elleriyle alkışladı. Onun bu haline acı bir şekilde gülümsedi. Göz yaşlarını içine akıtıp ağlamamak için kendini tuttu. Yüzündeki ıslaklığı tamamen silip yanlarına gelip oturdu. Biraz sonra Egemen uykuya dalmaya başladığında İbrahim bir açıklama bekleyen bir tavır aldı.

"Abla sen neredeydin ve Egemen niye böyle ufak bir çocuk gibi davranıyor? Ben hiçbir şey anlamıyorum. Neler oluyor?" diye sordu İbrahim. İlk kez ablasına sesini yükseltişi değildi ama bu kez daha farklı bir tondaydı bu. İçinde kızgınlık,  kırgınlık ve merak vardı. Menekşe bu durumu nasıl söyleyeceğini ve önce hangi soruya cevap vereceğini düşündü.

"Abla ne düşünüyorsun? Hadi anlat!" diyerek ısrar etti İbrahim.

"Egemen aldığı darbe yüzünden böyle davranıyor. Yani 4 yaşındaki haline geri döndü ve bir daha-" dedi Menekşe devamını söyleyemeden gözyaşları akmaya başladı.

"Ne? Nasıl olur? Hep böyle mi kalacak?"

"Bilmiyorum ama şuan öyle görünüyor."

İbrahim bir süre bu olanları sindirmeye çalıştı. Egemen'in davranışlarını görünce bunun gerçek olduğu apaçık ortadaydı. Aklında takılı kalan bir diğer soruyu sordu İbrahim.

"Sen Egemen bu haldeyken nereye gittin peki?" diye sordu. Hayatında belki ilk defa ablasına hesap soruyordu. Bütün bu olanlar onu da fazlasıyla etkilemişti. Tek bir tokat bile atmadığı ve hiç kıyamadığı yeğenine yapılan bu felaket onu mahvetmişti. Tüm öfkesiyle ayağa kalktı. Ablasından alacağı cevabı bir süre bekledi.

"Polise gidip Murat'ı şikayet ettim." dedi Menekşe.

İbrahim bu duyduğuna şaşırmadı. Bu olanlardan sonra bunun olmasını bekliyordu ama hâlâ bu olanlarını sineye çekemiyordu İbrahim. Ablasının yanından ayrılıp hastaneden çıktı. Polis merkezinin önünde saatlerce beklemeye başladı. Ne olursa olsun o adamdan hesap sormaya niyetliydi. Biraz sonra elleri kelepçeli olan Murat'ı gördü ve yakasına yapıştı birden. İbrahim bağıra bağıra konuştu.

"Ulan sen adam mısın? İnsan kendi çocuğuna kıyar mı? Her şey senin yüzünden oldu ablamın hayatını mahvettin sonra da Egemen'in. Hapishanede çürüyeceksin. O hak ettiğin yere girmen için elimden geleni yapacağım."

Murat yaptığı hatanın farkına varmış olsa da çok geçti. Donuk bakışlarını başka yöne çevirdi. İbrahim'in sözleri bir an için kalbini, vicdanını sorgulatsa da uzun zamandır işlev görmediği için pek işe yaramadı.

"Egemen'e iyi bak İbrahim. Durumu nasıl?" diye sordu Murat. Kendi kanından, canından olan oğlu için ilk defa pişmanlık duymuştu.

"Bir de soruyor. Egemen artık 4 yaşındaki bir çocuk aklına sahip. Senin yüzünden hayatı karardı. Belki de hep böyle kalacak."

Bu sözleri duyan Murat öfkelenmişti. Karısının yüzünden bu durumda olduğunu ve Egemen'in de hasta olma sebebini ona bağladı. Gözünde her şeyi mahveden önce Amine öğretmen ardından karısı Menekşeydi. Kin dolu gözlerle içeri girdi. Bu son onun için bir başlangıçtı. O an kararını verdi. Egemen'in bu hale getirmesine neden olan o iki kadının hayatını bitirmek için elinden geleni yapmaya and içti. Zaten çamura düşmüştü bir daha suç işleyip hapise girmek onun için fark etmiyordu. Kendi hayatını bir an bile düşünmedi. Çünkü kimsesi yoktu. Ona sevgi gösteren bir babası, ailesi yoktu. Bir tek erkek kardeşi vardı ama onunla da kavgalıydı. Oğlu artık büyüse de 4 yaşında gibi davranacaktı. Buna inanmak istemese de polislerin onu aldıktan sonra Egemen'in durumu hakkında bilgi almıştı. Yaptığı suç kendi oğlunun canına kastetmek ve karısına şiddet uygulamaktı.

AMİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin