11- Özür dilerim

3.3K 180 3
                                    

"Amine!" diyebildi Ömer. Her şeyin bittiğini hissetti o an. Şoktaydı.

"Benden gizlediğin şey ne? Adım geçti duydum." dedi Amine.

Ömer gözlerini kapatıp bir oh çekti. Hiçbir şey duymadığını öğrenince şok halinden çıktı ve ne diyeceğini düşündü. Yine bir yalan daha. Bir an kendini kötü hissetse de mecburluk bedenini esir aldı ve aklına gelen ilk yalanı söyledi.

"Babam tedavisi bitince bizi evlendirmek istiyormuş bu yüzden sana söylemek istedim ama senin bunu öğrendiğinde oynadığımız oyunu bitireceğini düşündüm. Zaten duydun ve biliyorsun." dedi Ömer başı eğik bir şekilde. Arada gözlerini Amine'ye çevirip kafasını aşağıya indiriyordu. Yalan belirtileri kendini gösterse de Amine bununla pek ilgilenmemişti.

"Senden her şey için özür dilerim." dedi Ömer üzgün bir ses tonuyla. Amine ise şaşırmış bir şekilde gülümsedi. Bu ifade Ömer'in dikkatini çekti. Kaşları çatık halde ona bakarken Amine konuştu.

"Sen neden özür diliyorsun ki?" dedi Amine masum bir yüz ifadesiyle. Onun bu halini görünce Ömer kendini daha kötü hissetti. Neredeyse gözleri dolacaktı.

"Çünkü sen duymasaydın senden gizleyecektim. Yani babam Allah'ın izniyle iyileşirse sana söyleyip beraber ona gerçekleri anlatacaktık."

"Sen benim hiçbir şeyim değilsin ki bunu gizlediğin için sana kızayım. Zaten bu oynadığımız oyunda ikimiz de yalancıyız. Her ne kadar içim el vermese de kabulleniyorum ama aramızda bundan sonra ikimizi ilgilendiren her şeyi bilmeliyiz. Saklamak yok eğer bir oyun oynuyorsak bunun için gizleyeceğimiz hiçbir şey olmamalı. Söz mü?"

"Söz. " dedi Ömer başını sallayarak.

"Bundan sonra yalan yok." dedi Amine.

"Gidelim mi?"

"Olur."

Arabaya bindikten sonra Amine karşıdan geçen kamyonlara bakıyordu. Bir an için gözleri doldu. Ömer ne olduğunu anlayamamıştı. Omuzuna dokunacaktı ki bunu yapmaya hakkının olmadığını biliyordu ve geri çekti elini

"İyi misin?" diye sordu Ömer.

Amine başını eğdi ve hayır anlamında salladı. Nedense içinden ağlamak geliyordu. Kendini tutamayıp ağlamaya başladı.

"Sulu göz müsün?"

Amine bu lafı duyunca gülümsedi. Ömer iyice şaşırtmıştı. Amine'nin bu değişken hali onu korkutuyordu.

"Deli falan olduğumu düşünüyorsun güldüğüm için."

"Hayır ama beni korkutuyorsun. Lütfen ne olduğunu anlatır mısın?"

"Annem de hep bana sulu göz der o yüzden güldüm." dedi Amine.

"Peki ya neden ağladın?"

"Aklıma babam geldi. O öldüğünde ben..." dedi ve yeniden ağlamaya başladı. Onun bu hali Ömer'in de canını acıtıyordu. Onu daha yakından tanımak için babasını kullanmasını hatırladıkça kendinden nefret ediyordu. Bir tek abisine durumu anlatmıştı ama o da doğruları anlamasını istese de bunu başaramadı.

"Eğer kötü olacaksan sonra anlat." dedi Ömer. Ardından su şişesini Amine'ye uzattı. Eline aldığı suyu titrek elleriyle içti Amine.

Yol boyu ikisi de susmuştu. Kendini cama dayamış halde çocukluğuna daldı Amine. Bir an içi derinden yaralansa da nedense kendini şuan huzurlu hissediyordu. Eve varlıklarında Ömer'in telefonu çaldı. Arayan abisiydi.

"Abi evde konuşalım mı? Ben geliyorum." diyerek telefonu kapadı. Amine emniyet kemerini çıkarıp bekledi.

"Her şey için sağ ol." dedi Amine tebessüm ederek.

AMİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin