Bölüm 14 : Pişmanlık

Start from the beginning
                                    

Ona cevap vermeden kalkmaya çalıştım, kolumu da ellerinden çekip kurtarmıştım. Ondan gelecek bir yardımı istemiyordum. Ayağa güçlükle kalktım, her an düşmemem için tetikte bekliyordu. Ona sormadan lavaboyu arayabilirdim ama o kadar gücüm yoktu. Onun yüzüne bakmadan konuştum.

"Lavabo ne tarafta gösterir misin?" dediğimde homurdanarak aniden beni kucağına aldı. Bebek gibi taşınmak hoşuma gitmemişti! Ağzımı açıp 'Bırak beni!' bile diyecek halim yoktu. Başım öne arkaya kendiliğinden sallanıp duruyordu, yaslayacak bir yer bulsam anında dalıp gidecektim.

 Ali ikinci kata doğru ilerlerken daha fazla başımı dik tutamadım ve kafamı Ali'nin göğsüne yasladım. Gözlerim anında kapandı ve onun erkeksi kokusu ciğerlerime kadar doldu.Ah ben bu adamın kokusuna bile zaaflıydım. Ne yazık ki aptal kalbime engel olamıyordum. Neden benimle ilgiliydi? Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi davranıyordu. Ben bu kadar kolay kabullenemiyordum. İçim yanıyordu. Yaptığı her şey içimi acıtıyordu. Hatta şu an bile bana gösterdiği bu ilgili davranışları canımı yakıyordu ama o bunun farkında değildi. Ya da belki de farkındaydı. Bilerek yapıyordu.

Sonunda lavabonun önüne geldiğimizde kapıyı dirseğiyle açtı ve beni yere indirdi. O kadar halsizdim ki. Beni bırakınca hafifçe bir sendeledim ve anında beni tutup düşmemi engelledi.

"Elif iyi misin?" diye sordu. Nefesi alnıma değiyordu. Kafamı kaldırıp yüzüne bakacak cesaretim yoktu.

"Değilim. Dışarı çıkar mısın lütfen?" dedim kollarından kurtulmaya çalışarak. Beni usulca bıraktı.

"İstersen yardım ede-?"

"Hayır, kendim halledebilirim..teşekkürler." dedim buz gibi bir sesle. Şu an onun dokunuşları bana iyi gelmiyordu. Yüzüne bakmıyordum dolayısıyla da nasıl bir ifade takındığını bilmiyordum. Beni bıraktı, ben de tekrar beni tutmasın diye bütün gücümü toplayıp ayakta durmaya çalıştım. Ali yavaş yavaş kapıdan çıktı. Kapıyı kapatmadan önce,

"Buradayım bekliyorum." Dedi. Gözlerimi devirme isteğine engel oldum. O çıkınca klozetin kapağını açtım ve eşofmanı sıyırarak oturdum.

İşimi bitirdiğimde hiç kalkmak istemedim. Ama biraz daha beklersem Ali'nin lavaboya dalmasından endişe ettiğim için zor da olsa kalktım ve üzerimi düzelttim. Lavaboya geldim, elimi yüzümü yıkadım. Su buz gibiydi, anında dudaklarım titremeye başladı. Gittikçe direncim düşüyordu. Lavabonun kenarlarına tutundum, çeşmeden hala su akmaya devam ediyordu. Doğrulmaya çalıştım ama başaramadım ve düştüm. Gözlerim anında karardı.

YAZARDAN...

Ali duyduğu ses ile kapıya vurmaya başladı. Elif o kadar halsiz görünüyordu ki her an düşüp bilincini kaybedecek diye korkuyordu.

"Elif?, Elif iyi misin? Elif geliyorum?" diyerek kapıya vurmaya devam ediyordu. Ses gelmeyince kapıyı yavaşça açtı ve yerde iki büklüm yatan Elif'i görünce yüreği hopladı nedensizce. Hemen eğildi ve onu kucağına alıp banyodan çıkardı. Tekrar şöminenin önündeki kanepeye getirdi ve yatırdı.

Yüzü solgun görünüyordu. Bütün kanı çekilmiş gibiydi. Elleriyle yüzüne hafif hafif vurmaya başladı. Ellerinin titrediğinin farkında değildi.

"Elif uyan güzelim.. Elif.." ama Elif'ten ses çıkmıyordu. O üşümesin diye onu soymuş bütün vücudunu kurulamış, en kalın giysilerini giydirmişti. Minik ayakları üşümesin diye iki tane çorap geçirmişti hatta. Onun ayakları hep soğuk oluyordu, biliyordu Ali.

Dağ evine geleli üç saat olmuştu, gelir gelmez Kemal'den dağ evine bir doktor getirmesini istemişti. Şimdi geri yolu kendileri gitseydi Elif daha kötü olabilirdi. O yüzden bu riske girmemişti.

Nefretten Gelen Aşk - TAMAMLANDI - AŞK SERİSİ 1 (Düzenlendi)Where stories live. Discover now