34. {Hastane Odaları }

5.5K 381 18
                                    

DİKKAT! İkinci kitabım olan Tehlifsiz Oyunlara bekliyorum :) 

  Keyifli Okumalar :)  

 Rüzgar estikçe artan yangın tüm herkesi zorluyordu. Cayır cayır yanarak küle dönen orman istihbarat ekibini de yutacak kadar yayılmıştı.

Enver, Mislinanın baldırını sıyırıp geçen kurşundan habersin genç kadını adeta yangının ortasında elinden tutarak sürüklüyordu. "Heyy! Yavaşla biraz," genç kadın bacağında ki sızlamaya artık dayanamamış itiraz nidalarını yükseltmişti. Enver homurdanarak, "Şimdi yavaşlamanın sırası değil," Mislinayı biraz daha kendine doğru asılarak, yanarak ağaçtan kopan dal parçasından korumuştu. Mislina elini kızgınlıkla Enver'in avcundan kurtardı. "Bacağım acıyor be adam dursana!" diyerek, Enver'in kendisine gelmesini sağlamıştı.

Genç adamın kararan bakışları, önce genç kadının yüzünde dolaşmış sonrasında yavaş yavaş inceleyen bakışlarla bacağına inerek pantolonunda ki yırtığı ve sızan kanı fark etmişti. Dişlerini kırılacak kadar sıkarken, Mislina'nın içine girecek kadar dibinde bitmişti. "Bu şimdi mi söylenir kadın!" Enver'in depremleri aratmayan şiddetinde ki kükremesi yangından kaçan kuşları bile ürkütmüş iki kuşun dengesini kaybederek birbirlerine çarpmasına ve yere düşmesine sebep olmuştu. Can havliyle tekrardan havalanan iki kuş birbirlerinden ayrılmayarak, yangından sıyrılıp gökyüzünde kayboldular.

"Fırsat vermedin ki söyleyeyim," Enver Mislinaya ters ters bakmakla yetinmiş, bileğinde ki bandajı çözerek genç kadının önünde eğilmişti. Yaranın üstüne bandajı dikkatli bir şekilde iki kaç dolayarak çözülmemesi için sıkıca bağlamıştı.

Ayağa kalkığında Mislina'nn şaşkınlığından faydalanarak genç kadını kolları arasına alıvermişti. Şaşkınlıkla dudakları aralanan genç kadının dudaklarına ufak bir öpücük konduran Enver yumuşakça, "Konuşma," diyerek sanki kollarında hiç ağırlık yokmuş gibi hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı.

--

Ağaçlar bir bir devrilirken onlardan sıyrılmak ve kurtulmak bir o kadar zorlayıcı oluyordu. Ormanın derinliklerinden, sık ağaçların arasından sığ bir alana çıkmaya başardıklarında Asrın ve ekibi istihbarat ekibini sağ salim görmenin rahatlığıyla gevşemişti. Altlarında ki motorlar ile yanan ormanın içinden çıkmak onlar için daha kolay olmuştu. Helikopterler birer birer gelip alan dar olduğu için sırayla indiğinde ilk helikoptere yaralı olan Tekin, Mislina, Korkut özel harekattan Miraç ve Simay binmişti. Orman boşaldığında itfaiyeye sesleri de duyulmaya başlanmıştı.

Hastaneye gelindiğinde yaralılar için hummalı bir çalışma başlatılmıştı. Eric ve Maria araştırma yapmak için hastanede kalmayarak istihbarata dönmüşlerdi.

Tekin ameliyata alınırken, Mislina ve Korkut dikiş için ayrı ayrı özel bir odaya alınmıştı. Bukre ameliyat kapısının önünde sıkıntıyla beklerken, sanki zaman durmuş geçmiyordu. Genç adamın ağır yarası olmamasına rağmen endişelenmekten geri duramıyordu.

Bir saat içinde Tekin'in yarı baygın bir şekilde ameliyattan çıkmasıyla rahat bir nefes almıştı Bukre. Tekin'in bu halde bile ağzını yamultarak gülmeye çalışması genç kadının tüm sinirlerini almış, kıkırtısı duyulmuştu. Odaya gelene kadar sedyeyi takip eden Bukre, Tekinin tek kişilik odada ki yatağa yatırılmasıyla hemen başucunda merakla Tekin'e bakmaya başlamıştı.

"İyi misin?" derken, gözleri sargılı koluna takılmıştı. Tekin bu fırsatı kullanmayı ihmal etmeyerek, "Öpersen belki iyi olabilirim," dediğinde karşılığında bir çift kızgın yeşil yeşil bakan bakışlar ile ödüllendirilmişti.

Görevimiz Tehlike 《TEHLİKELİ OYUNLAR SERİSİ I 》TAMAMLANDI  Where stories live. Discover now