23. { Özlem Rüzğarları }

7.2K 509 7
                                    

Maria ince hırkasına sarılarak pencere kenarında ki koltuğuna kurulacak lapa lapa yağan karı izliyordu uzun zamandır böyle güzel bir kar yağdığını görmemişti İstanbul'a çok ama çok güzeldi. Geçen uzun sürenin ardından birçok şey değişmişti yaşanılan kötü olay kendisine annesini babasını kardeşini kazandırmış olsa da Maria annesi ve babasından uzak duruyor yakınlık kuramıyordu her ne kadar haklı bir sebepleri olsa da kendisini bırakmalarını kabullenemiyordu. Bu duruma en az kendisi kadar annesi ve babasına acı verdiğini bilse de engelleyemiyordu henüz yüzleşmeye hazır değildi.

Uzun tedavi süreci yorucu ve stresliydi psikolojik destekle birlikte Eric ile birlikte kısa sürede kendileri toparlamaya başlamış olsalar da henüz her ikisi de hareketli yaşantılarına geri dönememişti. Eric tedavisini tamamlamak amacıyla Amerika'ya yaşadığı ülkeye geri dönmüştü. ve genç kadın sıklıkla Eric'i düşünmekten kendisini alıkoyamıyordu. Kalbinde ki ince sızı her daim yerini korumakla kalmıyor, Maria zaman zaman genç adamı özlediğini hissediyordu neden kendisini böyle hissettiğine ise bir anlam koyamasa da hızlı yaşamında yavaş geçen şu zamanlar genç kadını çıkmaza sokuyordu.

Dış kapısının açılıp kapanma sesini duyunca dudaklarında tatlı bir kıvrılma oluşmuştu. Kardeşi Dimitri her gün gelmekten asla vazgeçmiyordu. Bu sık gelmeleri sonucunda kendisine de anahtar çıkarmayı hiç ihmal etmemişti. Dimitri ile kahve içmeyi ve sohbet etmeyi seviyordu. Harika bir kardeşi vardı.

Nedense bir anda bir ürperti kaplamıştı bedenini Maria omuzlarında ki hırkayı biraz daha çekiştirdi. Ev soğuk olmasa da üşüdüğünü hissediyordu daha çok yoksunluk hissi gibiydi.

Ayaklanacak kardeşini karşılamak için bir iki adım atan Maria elleri ceplerinde pervasızca gülen genç adamı görmesiyle şaşkınlıkla hareket edememişti. Rüya mı görüyordu? Yoksa bilinçaltının bir oyunu mu olduğuna karar veremeyen Maria kıpırtısız bir şekilde özlediği yüze bakmaya devam ediyordu.

En sonunda şaşkın bakışlar eşliğinde çıplak ayaklarını sürüyerek iki üç adım attığında arada bir kol mesafesi kalmıştı.

Genç adam arada ki boşluğu tamamlamak için Mariayı belinden yakalayacak sert göğsüne hapsetmişti. Genç adamın sıcaklığı Mariayı sarıp sarmalarken şaşkın yüz hatlarıyla genç adamın yakışıklı yüzünü incelemeye devam ediyordu. Genç adamın pervasız gülüşü dişlerini gösterecek kadar genişlemişti Maria'nın şaşkın, tepkisiz ve dağınık hali çok hoşuna gitmişti.

"Hoş geldin demek yok mu şaşkın ördek?"

Genç kadın zorlukla yutkunarak; "Sen gerçek misin?" diyebilmişti.

Eric, Maria'nın gözleri önüne düşmüş bir tutam saçı kulağının arkasına kıstırırken hafif dokunuşlarla elinin tersiyle yanağını okşamıştı.

"Kanıtlamamı ister misin ?"

Genç kadın bilinçsizce başını sallarken dudaklarından anlamsız bir "hı hı" dökülmüştü. Ellerinin altında ki bedene biraz daha sıkı tutunarak, genç adamı göremediği iki aylık sürede o kadar çok özlemişti ki kaybolmasını istemiyordu.

Eric tereddütsüz genç kadının dudak kıvrımların da parmağını gezdirirken genç kadının dudakları titremeye başlamıştı. Genç adam gözünü alamadığı dudaklara yaklaşarak ilk önce küçük dokunuşlarla kendini hissettirse de Marianın çözülmeye başlayıp, kollarını boynuna dolamasıyla öpücüğünü derinleştirmişti. Erici uzun zamandır beklediği bu anın bu kadar güzel ve büyüleyici olacağını tahmin etmemişti. Maria görmeden geçirdiği tedavi süreci tatsız ve bomboştu genç kadının ne ara hayatında bu kadar yer edindiğini anlayamasa da direnci ve güçlü yapısıyla tedavi süresini iki ayda tamamlamış ve soluğu burada almıştı. Şimdi her gün onu düşünerek geçirdiği kadını özlemle öpüyordu.

Maria içinse her şey silikleşmişti doğru yerde olduğunu ve doğru adamı öptüğünü biliyordu. Bacakları bedenini taşımayacak kadar titremeye başlarken genç adıma daha fazla sokularak kollarını boynuna dolamıştı. Daha önce Eric hafif bir öpücük kondurmuş olsa da dudaklarına bu çok başkaydı hiçbir şey düşünemeyecek kadar sarsıcıydı. Genç adama acemice aynı özlemle karşılık verirken artık onun gerçekten rüya olmadığına inanmıştı. Özlem rüzğarları esmeye başlamıştı.

Hiç istemediği dudaklardan ayrılırken utangaçlığın verdiği etkiyle alnını genç adamın sert göğsüne yasladı.

"Beni bırakma, düşebilirim..." Eric genç kadının saçlarını bir eliyle okşarken diğer koluyla sıkı tutuşuna devam ediyordu. "Demek ayaklarını yerden kesiyorum." Benliğini tatmin edici erkeksi bir gurur kaplamıştı.

Maria saklandığı yerden bir hışımla başını kaldırdı kendine dikkat etmediği ve henüz kahvaltı yapmadığı için hafiften başı dönmüştü, umursamadı.

Gözleri kesiştiğin de genç adamın hasret kaldığı turkuaz gözlerine bakmaktan kendini alamıyordu. Uzun bir süre birbirlerinin gözlerinde kayboldular. Yoğun atmosferi elle tutulur derece de artmıştı. Yaşanılan duygu yoğunluğu bıçak kadar keskin, ateş kadar yakıcıydı.

"Bu ne içindi?" yanakları hafiften pembeleşmişti.

Eric tereddütsüz içinde geçen en doğru cevabı verdi.

"Seni özlediğim için..."

Görevimiz Tehlike 《TEHLİKELİ OYUNLAR SERİSİ I 》TAMAMLANDI  Where stories live. Discover now