33. { Kurtuluş }

5.8K 386 30
                                    

Keyifli Okumalar :)

Gökyüzü birçok helikopterle kaplanmıştı. Sağanak şiddetinde yağan kurşunlar; düştüğü yeri kavuruyor, tozu dumana boğuyordu. Sıcağı kesen, helikopterlerin oluşturduğu rüzgar tüm ormanı sarmıştı. Kimi ince ağaçlar devriliyor kimi ağaçlar ise savrulsa da ayakta durmaya devam ediyordu.

Maria dayanamayarak genç adamın kolunu asıldı. Eric'in duraksamasıyla Eray ve Gözde de duraksamıştı. Maria'nın bir şeyler söyleyeceğini anlayan genç adam kurşunların hedefi olmamak için ağacın altına gizlendiler.

Eric, Gözde ve Eray'a dönerek, "Siz gidin biz geleceğiz," derken oldukça sakindi.

İki genç başta itiraz edecek gibi olsalar da başlarını sallayarak, kabul ettiler. Onlar, hızla uzaklaşırken genç adam tekrardan Maria'ya döndü. Turkuaz gözlerinin içi sevgiyle genç kadına odaklanmıştı.

Maria bunca hengamenin içinde doğru yerde doğru zamanda olmadıklarını bilse de söylemek istiyordu. Üzerlerinle sağanak gibi yağan kurşunlara rağmen etraflarını saran büyük ağ buradan kurtulamayacaklarının sinyallerini verirken daha fazla saklamak istemiyordu.

"Eric, ben..." derken bakışları ürkek duruşu çekingendi.

Genç adam, Maria'yı kolları arasına alarak, sarmaladı. Sarı başaklarına sevgi dolu bir öpücük kondurdu. "Söyle güzelim," diyerek genç kadına varlığını daha çok hissettirdi. Maria titrekçe gözlerini kapatıp açtı. Buz mavisi gözleri sulanmıştı. Avucunu genç adam yanağına yaslayarak, baş parmağıyla hafifçe okşadı. Genç adamı kaybetme korkusu genç kadını bitiriyordu. Turkuaz gözlerin kapanıp da bir daha açılmama düşüncesi yüreğini alt üst ediyor boğazı düğüm düğüm oluyordu. Buz mavisi gözler, turkuaz gözlere sevgiyle bağlanırken, Maria sanki kaybettiği sesini geri kazanmıştı. "Seni seviyorum," diyerek küçük bir öpücük kondurmuştu sevdiği adamın dudaklarına.

Eric'in kulaklarında kurşunların, rüzgarın, gürültülü helikopterlerin her şeyin sesi kesilmiş sadece Maria'nın sesi kulaklarında paslanmamak üzere kalmıştı.

Korkunun içinde mutluluğu, gözyaşının içinde gülümsemeyi yaşatan kadını yanı başında sevgisini dile getiriyordu.

Genç kadının yüzünü avuçları arasına hapsederek, yüzünün her bir noktasına sevgi dolu öpücüklerini kondurdu.

"Benim seni sevdiğim gibi sende beni sevmiyorsan diye ödüm kopuyordu." Genç adamın mutluluktan ağzı kulaklarındaydı.

Maria genç adamın kollarına heyecanla atıldı.

"Bu, bende seni seviyorum demek mi oluyor?" genç kadının kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu.

Eric "Evet, öyle oluyor," derken genç kadını kolları arasına hapsetmişti.

****

Enver, iki kat artmış öfkesiyle burun kemiğini sıkarak, gözlerini kapatıp açtı. "Nerede kaldı bunlar," diyerek söylenirken öfkesi her geçen dakika daha da artıyordu. Gözde ve Eray'ın gelmesinin üstünde on beş dakika geçmiş olmasına rağmen Eric ve Maria hala gelmemişti.

Beş dakika sonra ikili el ele sığınağa giriş yaptığında herkes dikkatle gülen yüzlere, ardından kenetlenmiş ellerde bakışlar; oyalanmıştı.

Kimseden ses çıkmıyor, ortada ki tuhaf atmosfer genişliyordu. İlk kendine gelen, değişen havayı fark eden Maria olmuş, genç adamın avucundan elini çekmişti. Kapana sıkıştırılmışken otuz iki diş sırıtmak ve karşılarına el ele çıkmak elbette akıl karı değildi ve tüm dikkatleri üstlerine toplamışlardı.

Görevimiz Tehlike 《TEHLİKELİ OYUNLAR SERİSİ I 》TAMAMLANDI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin