32. { Derin Tatbikat }

6.7K 369 14
                                    

Yeni Bölüm Keyifli Okumalar :)

Tatbikat için operasyon emri verildiğinde tüm ajan adayları helikopterlere yerleşmişti.

Eğitim son hız devam etmekteydi. Büyük bir ormana gelindiğinde merdiven sarkıtılarak tüm ajanlar sırayla helikopterden dikkatli ve çevik bir şekilde inmeye başlamıştı. Ormanın derinliklerine saklanan ses bombaları, patlayıcı ve esrarın bulunması için bir saat süre tanınmıştı. İstihbarata ait olan bu alana birçok kamerada yerleştirerek, ajan adayları tepkileri ve izleyecekleri yol gözlemlenecekti.

Her ajan adayı kendisi için ayrılan gizli döşenmiş, patlayıcıları bulduktan sonra terörist kılığına girmiş eğitmenini bulup, yakalamak zorundaydı.

--

Enver sıkıntıyla üzerinde ki pejmürde kıyafetleri silkeledi. Bu kılığın içine girdiğine inanamıyordu. Birkaç saat üzerinde ki giysilere katlanacaktı. Açıkçası Nil'in kendisini yakalayıp, yakalamayacağını merak ediyordu. Şüphesiz bu durumdan en çok eğlenen Tekindi.

Genç adam elindeki elmayı dişleyerek, otuz iki diş sırıtıyordu. Üç adam Tekin'in umursamaz kişiliğine alışkın olsalar da bu davranışın başarasını çözümleyebilmiş değillerdi.

"Bu eğitim ne kadar iyi oldu hayatımıza renk kattı."

Enver, bıkkınlıkla Tekin'e baktı. "Yeteri kadar renkli olan dünyamızın fırça darbesine ihtiyacı yoktu." Tekin tek kaşını kaldırdı, pervasız gülüşü eksilmemişti.

"Bu kadar negatif olma dostum,"

"Sende bu kadar umursamaz olmasan," genç adam mağaranın girişine doğru yürümeye başlamıştı. Korkut ve Eric girişte bekliyorlardı.

Tekin, Enver görmese de omuzlarını silkti.

"İşte bu çok zor," dedi. Enver, biran duraksayarak; "Hatta imkansız," diyerek düzeltti.

Enver'in arkasından Tekinde dışarı çıktığında, kadro tamamlanmıştı. Eric ve Maria tatlı bir sohbetin içine dalmışken, Mislina ve Bukre bir köşede durum kritiği yapıyorlardı. Enver'in dışarı çıktığını fark eden Mislina göz ucuyla genç adama bakarak, bakışlarını kaçırmıştı. Eski ve pörsümüş kıyafetleri, sakalları uzamış ve dağınık saçlarıyla bile genç adam dikkat çekmeyi başarıyordu.

Korkut ise Açelyanın okyanus mavisi derin gözlerine dalmıştı. Genç kadının kopan tokası ve o anda üstlerinden helikopterin geçmesiyle, uçuşan koyu kızıllıkta ki saçlar geriye doğru savrulmaya başlamıştı. Kalbinin atışı şiddetlenirken genç adamın rüzgarın getirdiği Açelyanın kokusuyla adeta nefesi kesilmişti. Ah, bu koku! Genç kadından önce gelip, benliğini şenlendiriyordu. Takılı kaldığı gözler ise bu kadar güzel bu kadar yalnızlık içermemeliydi. Okyanus mavisi gözler gri gözlere değdiğin de sevda damlası toprağa düştü. Bir damla su toprağa yaren olurken, doğa sevdaya kucak açtı. Peki, ya ateş? Kalplerde yanmaya gönüllü müydü? Kısa bir an göz açıp kapayıncaya kadar sürmüş olsa da arada oluşan bağ ömürlüktü.

Açelya elini kalbinin üzerine götürüp, bastırmamak için kendini zor tutuyordu. O kadar çok hızlı atıyordu ki kalbinin atışının arkadaşları tarafından duyulmasından çekindi. Sanki yeni yetme bir liseli bir aşıktı. Açelya hayatında ki durgunluğun gün be gün çalkalandığının farkındaydı.

Kabusları son bulmuş, çocukluğu bir bir geri gelip; ablasını hatırlamıştı. Hayatına önemli iki insan katılırken, karşısında büyük bir kütle duruyordu. Korkut Karataş! Bu adamla ne yapacaktı... Görüp de kaçmak, yanında olup da hissetmemek mümkün değildi.

Görevimiz Tehlike 《TEHLİKELİ OYUNLAR SERİSİ I 》TAMAMLANDI  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin