yirmi: sevmek söylemek kadar zor değil

204 11 11
                                    

Bir adet silik yeşil göz yukarıda efendim. Aşağıya Blake ve Carmen [The 100 Türkiye sayfasından] koydum görüşürüz. Bu bölüm 1200 kelime kısa falan ama güzel diğerine göre, bir de tam üç kez akışı değişti. Twenty Øne Pilots Goner yukarıda aynı zamanda.

Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz ve uykuyla çevrilidir küçücük hayatımız.
Fırtına/William Shakespeare

"Blake?" kız gözyaşlarını sildi ve ona sarılan oğlanın bir hayalet olmadığına şükretti. Siyah saçlı oğlan yüzünde büyük bir gülümsemeyle kafasını kızın saçından çekti, kız bu rüyadan hiç uyanmak istemiyordu.

"Benim Karamel." dedi oğlan yaşlı gözleri arasından. "Senin yanındayım tıpkı eski günlerdeki gibi." oğlan alnını kızın alnına dayadı. Kolları kızın belindeydi kız da boynuna dolamıştı. İlk defa bu kadar yakınlardı ve bu Carmen'ı rahatsız etmiyordu.

Belki de bunun nedeni şahane kavuşma anının bu olmasıydı. "Seni özledim." Carmen hıçkırıkları arasında konuşabildiği için sesi oldukça boğuktu. "Eski günleri özledim." oğlan gülümsedi fakat Carmen'nın gözleri kapalıydı. "Bizi özledim."

"Bende, Karamel." oğlan tekrar gülümsedi. "Tekrar hayattayım, tekrar yanındayım ve seni bu bataklıktan kurtaracağım." kızın saçını kulağının arkasına koydu. Kız bu hareket karşısında derin bir nefes aldı. Yaşadığına inanmıyordu bir türlü. "Carmen bunun için yıllarca bekledim ve sanırım artık söylememin vakti geldi."

Kız oğlanın sözlerine karşı gözlerini açtı ve her bir mimiğini bildiği yüze baktı. Şu anda kör bile olsa çizebilirdi o yüzü. Blake'in ayrıntılarını bilmek onun için bir hobiydi asla sıkılmayacağı bir hobi. "Seni seviyorum."

Carmen'nın yüzündeki gülümseyiş büyüdü. "Bende seni Blake." oğlan kaşlarını çattı ve kızdan ayrıldı.

"O anlamda değil, Car." kızın bakışlarına kasvet çöktü. "Benimle gel seni bu sürüngen yuvasından kurtarayım birlikte dünyayı gezelim." oğlanın kahverengi gözlerinde bilinmeyen bir anlayış belirdi.

"Blake bunu senden isteyemem." oğlan kızın ellerini tuttu. Gözleri Hades'in oğlunun her zaman korktuğu o bakışla kaplanmıştı. Bu konuşmayı dinlemek istemiyordu oğlan, bunun sadece bir rüyadan ibaret olduğunu bilmek istiyordu.

Ama gerçekler bir bıçak kadar keskindi, bu lanet bir rüya değildi bu bir rüya buluşmasıydı ve bunu dinlemekten kaçamayacak kadar acizdi. Kızın onu bırakacağından o kadar çok korkmuştu ki, kızın hiç gelmediğini görmemişti bile.

"Benden isteyebilirsin, Carmen. Her şeyi yaparım senin için." sanki bir yara vardı oğlanın üstünde ve sürekli tuz dökülüyordu. Canı acıyordu hemde deli gibi hiçbir zaman kıza bunları söyleyemezdi.

Hypnotic | nico di angeloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin