altı: ölü hayaller, yaşayan hayaletler

588 55 1
                                    

Multideki resim çok şirin ve her gördüğümde Sally'nin yüzünü büyütüyorum. Tamam ve şey son günlerde çuvalladığım matematik sınavı yüzünden kafamda dönen karekökleri virgül niyetine yazmaya başladım. Cümleyi kuramadım bu arada yorum yapar mısınız, en azından şu yazamadığım hikayede biraz eleştiri olsa fena olmaz. Birde bölüm şarkısı The Neigbourhood Leaving Tonight. Birde TEOG bitene kadar burada yokum, görüşürüz.

Nico uzun süre sonra ilk defa hiç diğer tarafa gidip gelmeden, bir gölge yolculuğunu tamamlamıştı. Fakat gözlerini kıza diktiğinde onun neredeyse olmadığını gördü, kızın solgun teni titreşip havaya karışacak gibiydi. Yeşil gözlerini aniden kaldırdığında farklı tonlara bölünmüş gözler Lehte nehrinin zift gibi suyu sayesinde daha koyu gözüküyor, daha canlı duruyordu.

Dağınık saçları bir kaplan gibi uysal bir vahşiliğe sahipti fakat aniden Nico'ya saldıracak gibi durmuyordu. Carmen oğlanın kazağından pençelerini yani ellerini çektiğinde Nico kolunun özgürlüğe kavuştuğunu hissetti.

Nico başını kaldırdığında hayatı boyunca görüp görebileceği en güzel evin merdivenlerinde süründüğünü gördü. Merdivenler beyaz mermerden yapılmıştı ve her basamağındaki farklı dillerde yazılarda vardı.

Carmen ondan daha atik davranıp hızlı hızlı basmakları çıkarken Nico sadece bunun buzdağının görünen kısmı olduğunu anladı. Beyaz ev klasik ve modernin zamanla anlamlı harmanı gibiydi.

Aval aval eve bakınırken gözleri kapının hemen önünde dikilen iki deamonda takıldı. Bunlar daha rahat takılan tiplerdi, ikisi asker postalları ve kızıl saçlarıyla sessiz sessiz konuşuyorlardı. Üstlerinde beyaz tişörtler ve koyu yeşil ceketler vardı.

Carmen onlara asker selamı verdiğinde deamonların sanki yıllardır kayıp olan kardeşini bulmuş bir sevinçle kıza sarıldılar. İlk defa yeşil gözleri neşeyle parıldıyordu. Carmen yeraltındaki ruhlardan ayrıldığında ikisi de soru soran ifadelerle ona bakıyordu. Kız Nico'ya döndüğünde ufak bir endişe bulutu oğlanı sardı.

"Eldon ve Braidon bu Nico di Angelo, Hades'in oğlu. Nico, bu Eldon ve Braidon bir nevi yarı zamanlı yardımcı ve yarı zamanlı kankalarım." dedi kız ve tek elini belediye çukuru denilebilecek gamzelere sahip oğlanın kolundan çekti.

"Bu şu meşhur olan mı?" dedi gamzeli olan, diğeri neşeyle cıvıldadı.

"Onu kurtaracak olan bu." dediği ve Nico'nun yanına ilerledi. Elini oğlanın ağzına soktu ve tek tek dişlerine baktı. Bir o yana bir bu yana oğlanın ağzını çevirirken, Carmen kahkahayla onun haline gülüyordu.

"Dişleri tam, ama pek sağlıklı gözükmüyor. Yemek falan yemiyor musun çocuk?" dedi gamzeli. Nico bir anda ne diyeceğini şaşırmıştı, babasının hizmetindeki deamonların en iç açıcısı Chiron'ken bunlar gayet renkli kişiliklere sahipti.

"Aslında uzun süredir.." diye söze başladı Nico fakat bir anda kahkaha sesini duymadığını fark etti. Carmen'nın olduğu tarafa baktığında kızın içeriye girdiğini gördü. Diğeri de yoktu. "Carmen nerde?" dediği Nico ve etrafa tekrar baktı. Deamon başını eğdi ve yerdeki mermerleri izledi.

"Üzgünüm Hades'in oğlu fakat seni oraya götüremem. Orası senin için fazla ürkütücü bir yer." dedi ve kafasını kaldırdı. Nico kaşlarını çattı ve düz bir ifadeyle deamona baktı.

Nico'nun sözlüğünde ürkütücü sözcüğü yoktu. Yıllardır en güçlü melezlerin bile korktuğu yerlere gitmiş, söylemekten bile çekindikleri bir lakapla oradan oraya savrulmuştu ve bir evden korkacak hali yoktu herhalde.

Hypnotic | nico di angeloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin