on sekiz: leo'ya göre ciddiyet her şeyi çözmez

200 18 3
                                    

Multi benim bayıldığım bir Nico çizimi. Şarkı Tove Lo  Thousands Miles.

"Burası Eros'un kendi düşlerinden yarattığı bir dünya. Evimiz yıllar önce yıkılmış olmalı tek çare buradaki kale eğer düşündüğüm doğruysa burada olmamız tesadüf değil." diye mırıldandı Carmen. Nico her evimiz lafını duyduğunda kaşlarını çatıyordu, Will ise bariz bir şekilde dişlerini sıkıyordu.

Kız yeşil gözlerini kapattı ve oğlanların elini kapattı. Nico baş boş bakarken bembeyaz bir yere geçtiler. Kulakları çığlık sesleriyle dolarken, nefes almayı unutmuş gibiydi. Canı fena halde acıyordu. Yüzlerce ruh suçlar gibi Nico'ya bakıyordu ve parmaklarıyla oğlanı gösteriyordu.

"Bunların hepsi senin hatan."

"İçindeki canavarı serbest bırakmışsın."

"Bize bıraktın, Nico.."

Beyaz ışık koyulaştı ve Nico kendini bir patikada buldu. Ellerini silkeledi ve ayağa kalktı Carmen ne zamandan beri gölge yolculuğu yapabiliyordu? Oğlan kıza ters bir şekilde baktığında onun ayakta durduğunu ve sadece gözlerini açtığını gördü. Sanki daha yeni otobüsten inmiş gibi rahattı.

Onun güçlü olduğunu biliyordu ama bunu yapamazdı. Will'e bakmak için hızla arkasını döndüğünde onun tepetaklak bir şekilde kafası toprakta bacaklarını ağaca dayandığını gördü. Sarışın oğlana yardım etmek için ileri atıldı. Will takla atarak yerde oturdu ve Nico'nun kolundan güç alarak ayağa kalktı zafer nidası atmak yerine ağzındaki toprağı tükürdü.

"Hadi çocuklar bu taraftan." dedi Carmen. Beyaz elbisesini kaldırdı ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Bu Carmen'a ait olmayacak kadar kadınsı bir hareketti. Tanıdığı Carmen elbiseyi yırtardı ya da böyle saçma bir ayrıntıyı umursamazdı. Nico elbisenin ne kadar temiz olduğunu fark etti. Hadi ama saatlerce burada duruyor gibi saçları dağınıktı fakat elbise de tek bir leke yoktu.

Bu işte bir bit yeniği vardı. Nico ona yetişmek için hızla yürüdü. Will zaten Nico'ya göre atikti. Koyu renk saçlarını göz hizasından çekti ve bu kızın Carmen'la özleşen bir özelliğini aradı. Hiçbir şey.

Carmen geçmişten bir anısını yakalasa bile geçmiş geçmişte kaldı der geçerdi bu kızsa diretiyordu. Hiçbir şey açıklamadan öylece buraya getiriyordu ve iki oğlan nerede olduklarını bile bilmiyordu. Harika bilmediği bir düşmanla savaşıyordu.

Nico kızın ona sarılışından tiksinmeye başlamıştı. Ceketine daha çok sarılırken yanındaki Will'e biraz daha sokuldu. Oğlanın saçtığı ısı iki katına çıktı. Carmen hiçbir şey söylemeden düz bir ifadeyle önlerinde yürüyordu.

"Hareketleri çok tuhaf değil mi?" dedi Nico. Will olumlu anlamında başını salladı. Kısık sesle konuşmaya başladı.

"İlk başta onun gerçek Carmen olduğuna inandım ama gölge yolculuğu mu? Sen onu her yaptığında diğer tarafı boyluyorsun." sarılın genç parmağıyla kızı gösterdi. "Şuna baksana hiçbir şey olmamış gibi."

Büyük bir kale görüş açılarına girerken Nico derin bir nefes verdi ve korkuyla Will'e baktı. "Ya artık bizim tanıdığımız Carmen değilse, Will bundan korkuyorum. Bu kız beni kendinden soğutacak cinsten." Will buruk bir gülümseme yolladı.

"Hızlanın biraz." dedi Carmen ileriden şimdiden kapının başındaydı. Nico ve Will koşarak kızın yanına gittiler. Kıza yetişmelerine birkaç adım kala kız kapıyı itti ve tahta kapı büyük bir gıcırtı eşliğinde açıldı.

Carmen içeri girdiğinde Nico ve sarışın oğlan da onu takip etti. Tek ışık kaynağı tavanda duran kocaman bir avizeydi üzerinde koyu renk mumlar yanıyordu ve iki oğlanın gölgelerini oldukça büyük gösteriyordu.

Hypnotic | nico di angeloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin