on yedi: cehennemdeki melek

230 19 3
                                    

Multi Carmen ve Nico. Şarkı Lana Del Rey Freak bu şarkıyı anca keşfettim ya zavallı ben.

Soğuk gece havası Nico di Angelo'nun siyah ceketini delip geçerken derin bir nefes aldı. Hemen yanında duran en az Nico kadar soğuk ellerin sahibi ona güven verircesine elini sıktı. Diğer yanında Will bir güneş gibi etrafa ısı ve ışık saçıyordu.

Daha önce de göreve çıkmıştı ama hiç yenememişti heyecanını. Soğuk ellerin sahibi oğlanın gücünü kendi içine çekerken ayaklarının zeminden kesilip havaya dönüştüğünü hissetti, karanlık bir beden bulmuştu sanki.

Ne kadar Gölge Yolculuğu yaparsanız yapın hiç alışmazdınız bu hisse. Karanlıktan geçerken bulunduğunuz dünyayı bırakıp ızdıraplarınızın ülkesinde bulunurdunuz çok kısa bir süre için kendinizi. Erebos ya da Tartarus olabilirdi ama Nico kendi korkularının oluşturduğunu düşünmüştü hep.

Acı dolu çığlıklar kulağında dövülürken tekrar bedeninin somutlaştığını hissetti. Yanında duran oğlanı düşmeden kısa süre içinde kolundan yakaladı. Refleksleri düşündüğünden iyi çalışıyordu.

"Üzgünüm." diye mırıldandı oğlan sesi pürüzsüzdü tıpkı Carmen gibi. Birbirlerine benzerlikleri fark edilmeyecek gibi değildi.

Genç adam daha fazla kızı düşünmek istemediğine karar verdi nasıl olsa onu kurtarmak için burdaydı. Fakat içini acıtan kızın yüzünün aklından silinip gitmeye başlamasıydı. Mesela yüzündeki üç çilin nerede olduğunu unutmuştu, saçlarının kızıla mı yoksa sarıya mı daha yakın olduğunu da ve bunun gibi onlarca ufak ayrıntıyı.

Hiddetin en çok sana yakınların canını acıtacak, Luke buna benzer bir şey söylemişti ve şimdi her şeyin bundan dolayı olduğunu düşünüyordu eğer kızla dövüşmeyip sisin farkına varabilseydi belkide hemen yanında olacaktı kız.

Bakışlarındaki duygu karmaşası daha donuklaşmasına neden olmuştu. Elleri siyah ceketinin cebinde mutlu mutlu ısınırken nerede olduğuna baktı. Bir çeşit ormandaydı, uzun ağaçların güneşi yere düşürmediği orman aslında oldukça keyifli bir yer olabilirdi. Sonbaharı hapsettiği için soğuk bir rüzgar durmak bilmeden esiyordu, yerde birkaç tane mantar vardı ve etraf sarı yapraklarla kaplıydı.

Etrafa şaşkınca bakan Andrea yutkundu ve aralarında dikkatini toplayan ilk kişi oldu. "Nefes kesici." diye mırıldandı kız. Nico ona katılıyordu fakat buranın Eros tarafından oluşturulmuş bir hayal olduğunu da biliyordu.

"Ne tarafa gidiyoruz?" diye mırıldandı Blake zayıf bir sesle. Nico'nun yardımıyla ayakta durabiliyordu, genç adam. Herkes sanki bunu bilmiyormuş gibi birbirine baktı ama kimseden bir yanıt gelmedi. En son Will başını öne eğdi.

"Siz burada bekleyin biz Nico'yla batıya doğru gidiyoruz." Leo ve Blake başlarını sallarken Andrea şüpheli bir şekilde tek kaşını kaldırdı.

"Neden sadece ikiniz?" kızın sesi bariz kinaye tonu taşıyordu. Will dudaklarını kemirmeyi kesti ve kızın kahverengi gözlerine baktı.

"Çünkü rüyamda öyleydi, burada kalın ve bir şey olursa çok iyi dövüştüğünü söylemiştin Blake ve Leo'yu koru." Will'in sesi ilk defa otoriter çıkıyordu ve bu durum Nico'yu endişelenmişti.

Bana bundan hiç bahsetmedi, diye düşündü oğlan. Will ondan şu sıralar fazlasıyla sır saklıyordu. Nico istemsizce başıyla onayladı ve Will'i takip etti. Oğlan onun neden gergin olduğunu anladı ilk kez göreve çıkıyordu ve korkuyordu.

Nico Styks kılıcını çıkartıp önündeki çalılığı temizlerken biraz daha temkinli ilerlerdi. Will ise onun arkasına düşmüştü ve oradan sessiz sessiz ilerliyordu. Apollon'un oğlu olarak çok becerikli bir doktor olsa bile elleri ok kullanmaya o kadar uygun değildi.

Hypnotic | nico di angeloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin