on beş: altın ve kan

275 25 8
                                    

Multimedya Carmen. Aşağıya da bir tane Nico iliştiriverdim. Bölüm şarkısı Emperor's New Clothes Panic! At The Disco ama onu koymuyorum çünkü klibi beni korkutuyor. Siz bulun açın ben Ellie Gaulding Goodness Gracious'u koyuyorum.

"Bu ne kadar komik değil mi?" diye mırıldandı Eros. Karanlık taht odasında olduğunu tekrar hatırlattı kıza. Carmen ayaklanmıştı ve yeşil gözleri onu arıyordu. Eros'un kahkahası karanlıktan geldi. "Özür dilerim ama gerçekten komik."

Carmen eğer ondan korkmasa karşısına atlayıp onu boğazlardı ama yemiyordu işte. Onun yerine kapkaranlık odada tek ışığın kırmızı camdan geçerek sadece kızın bulunduğu yere geldiği kan noktasında duruyordu. "Neden bana anlatmıyorsun?" diye mırıldandı Carmen. Sesi yankıyla güçlendi ve odada gürleşti. Olabildiğince dik durdu ve tam karşısında tıkırdayan yere dikti gözlerini.

"Anlayabileceğinden emin değilim, Lavinia." diye mırıldandı Eros ve kırmızı ışığa hiç değmeden çevresinde bir tur attı. Kız kanat çırpışını bile duymuyordu sadece yüzünü yalayıp geçen rüzgarı hissediyordu.

Sonra bir anda tavandan sarkan görkemli avizeler yandı. Elektrikle değil ama mumlar vardı ve hepsi tek tek yanmıştı. Toprağa ve kana bulanmış üstü ellerinden başlayarak altın renk ışıltı saçtı ve orta parmağından başlayarak kollarında ilerledi. Bütün bedenini saran altın hale en sonra ayaklarına döküldü ve üzerinde farklı bir ağırlık hissetti.

Kan noktası dışında bütün odanın etrafında kemikler fırladı ve siyah ışık saçarak insana dönüştüler. Toprak ikinci bir katman gibi üzerlerinde elbiseler oluşturmaya başladı. Oda yemek kokuları ve müzikle dolduğunda Carmen derin bir nefes aldı ve kan noktasından tek ayağını çıkardı. Bir anda her yer canlanıp insanlar dans etmeye ya da yemek yemeye başladı.

Gözleri etrafta gezinirken tüm cazibesiyle Nico'yu gördü. Oğlan rüya olamayacak kadar gerçek görünüyordu. Siyah saçları gözlerinin üzerine düşüyordu, hafifçe gülümseyerek kızı izliyordu. Üzerindeki şey ise tuhaf bir takımdı.

Kan noktasından ayrıldı ve oğlana ilerledi. Onunla konuşması gerekiyordu, teşekkür etmesi.. Şu anda içi içine sığmıyordu ve ağlayacak durumdaydı. Oğlan onun telaşlı haline gülerek yanıt verirken Carmen ilk defa bu harika yeri sorgulama gereği duydu.

Nico nadirden bile az gülüyordu ve şimdi kolayca sırıtması.. Hadi ordan.

Gözlerini hafifçe kırpıştırdı ve taş zemini sırtında hisseti. Yeraltındaki hapishanedeydi tekrar. Yorgun bedenini ayağa kaldırırken tam köşede duran siyah saçlı oğlan tekrar görüş alanına girdi.

Gözlerinden süzülen iki damla yaş yere düşüyordu. Carmen ona sıkıca sarılmak istedi. "O bunu hak etmiyordu." diye mırıldandı oğlan ve tekrar ağladı. Nico oldukça savunmasız gözüküyordu elleri paramparça olmuştu ve kanla kaplıydı. Gözleri hafifçe kapanıyordu. Oğlanın karnından yaralandığı o zaman fark etti.

"Nico!" diye bir çığlık koparttı ve ona doğru koştu. Sırtında hissettiği metal bir soğukluk ve ağzına gelen kanın tadı..

Sonra tekrar sarı elbise içinde gülen Nico karşısında. İnsanlar ona bakarken Carmen hafifçe kaşlarını çattı. Bir şey hissediyordu ve bu çok güçlüydü sanki bir uzvu gibi varlığını arıyordu. Gözleri hemen arkasındaki karanlık koridora döndü. Nico'ya son bir kez bakıp koridora koştu.

Orada her ne varsa bulması gerekti. Sarı elbisesi tekrar dönüşüme girip ağırlaştı ve bir zırh görünümünü aldı. Karanlığa adım attı an birkaç meşale yandı ve etrafı bir is kokusu kapladı. Arkasından koşan Nico'nun panik halindeki adımları kızın nabzıyla bir oldu kısa bir an için ve korkusunu yenmesine yardım etti.

Hypnotic | nico di angeloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin