23. Bölüm

186 16 6
                                    

Uzun bir aradan sonra Balım karşınızda. Öncelikle hepinize iyi bayramlar. Umarım beğenirsiniz. Bol bol yorum yaparsanız çok mutlu oluruz  ve vote vermeyi unutmayın. Sizi hasta hasta bölüm yazacak kadar çok seven yazarınız...  -A

"Seni seviyorum." "Bende seni seviyorum kızıl kafam." Kızıl kafa ben olmadığıma göre bu dialog ben ve adı lazım baş harfi Matt ile geçmemişti. Sol tarafımdaki Milo-Göktuğ çifti şimdide sımsıkı sarılmaya başlamıştı. Ay bana bir şeyler oluyor...

" Hava sıcak arkadaşlar ne gerek var bu kadar sarılmaya tabikide sevgilim yok diye kıskanmıyorum saçmalamayın." diyen Osman çokta haksız sayılmaz.

"Çardaktayız ve püfür püfür esiyor Osman." diyen Mileyna hastası olduğum kızıl saçlarını savurdu. Yelloz biliyor saçlarını kıskandığı bilerek yapıyor, işte aradığım arkadaş.

"Aaaa öyle miymiş?" Osman'ın Samanyolu oyunculuğu karşısında gülmeden edemedim. Şuan çardakta iki sap biz vardık.

"Ya sen bugün neden bu kadar güzelsin?"

"Chanel babetlerimi giydim ondandır aşkım." Bu dialoglar da bana ait değil neden mi? Çünkü benim Channel babetim yok,  yoksa bende bugün güzel olmuştum.

"Canım arkadaşlarım iyi hoş çok ponçiksiniz ama olan var olmayan var kıskanırlar..." diye söylendim.

"Affet seninde olsun." diyen Milo Albert Eintein'ın 7. kuşak torunu falan olmalı yoksa bu zekiliğinin başka bir açıklaması olamaz.

"Affetmek istemiyorum."derken bile gözlerimle etrafta Matt'i aramaya devam ediyordum. Nerede bu çocuk? Benim yanımda olması gerekmiyor mu? Azıcık af falan dilesede naz yapsam.

"O yüzden mi oturduğumuzdan beri gözlerin Matt'i arıyor?" Farkedilmiş miydim?Bendeki de soru işte Beste'nin gözünden kaçar mıydı?

"Ne alaka ben millet ne giymiş ona bakıyorum. Hem sen çekik gözlü sevdiceğinle ilgilensene ne diye bana bakıyorsun?" derken çoktan savunmaya geçmiştim.

"Güzelliğinden gözlerimi alamıyorum." diyen Besteyle her zamanki gibi eğlenmeye başlamıştım.

"Ay sen bana mı yürüyorsun güzellik?" dedim alttan alta gülerek. "Ne sandın yavrum." diye karşılık verdi. Böyle kankalarım olduğu için çok şanslı olduğumu söylemiş miydim?

"İsterseniz ben aradan çekiliyim." diye o kadar masumca söylemişti ki Kai, tüm masa güldük. Saçmalamayın masa gülmedi biz güldük. Ad aktarması yaptım. Ne kadarda çalışkan bir öğrenci... Matt'sizlik iç sesime bile yansımış, saçmalamaya başlamıştım.

"Göktuğ bu arada Matt nerde?" bunu sormayı bende çok isterdim lakin soramazdım. Acı gerçekler...

"Göktuğ yok. Sevgilim diyeceksin demedim mi ben sana. Gülüm, aşk böceğim, yarim,sevdiceğim bunlarda olabilir. Anca öyle cevap veririm."

"Cidden aşk böceğim mi?" diye sormadan edemedim.

"Sen sus kız abi ile sevgilisi arasına girilmez. Ya sevgilim biz buna birini mi yapsak? Yoksa bizim mükemmel ötesi harukulade ilişkimizi kıskanıp nazar edecek. Bir de mavi mavi gözleri var bunun nazarı kesin tutar. Çek kız o maviş gözlerini üzerimizden Maşallah falan de." diyen Göktuğ'ya sadece kahkaha atarak cevap verdim. Nedir bu mavi gözlülerin nazar yüzünden çektiği?

"Buna birini yapmamız için Matt'in nerde olduğunu söylemen gerekiyor sevgilim." dedi Milo Göktuğ'nun saçlarını okşarken. Tabi buldu gül gibi çocuğu çakal... Yok kız deme öyle benim Milom da taş gibi. Arada kendi içsesimle çeliştiğimi söylemiş miydim?

ULUSLARARASI İLİŞKİLERΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα