Bölüm 13

409 25 8
                                    

Beste

Merhaba! Ben SecretWriterB. Beklettiğim için çok üzgünüm ama uzun bir bölüm oldu. Lütfen yorum yapıp vote verin ^^ Şimdiden teşekkürler. İyi okumalar!

---

Parti... Benim için fazlasıyla eğlenceli bir o kadar da yorucu geçmişti. Durmadan dans etmek, değişik içecekler tatmak ve benim kavalyem olmayı teklif eden çekil gözlü çocuğa sataşmak parti boyunca yaptığım üç şeydi. Bu eğlence sayesinde Balım ve Matt'in birbirlerine zarar vermeden zaman geçirebileceklerini, Göktuğ ve Mileyna'nın ise her ne kadar birbirlerine karşı 'orangutan, ayı, ornitoreng' gibi literatürde bir hayvana tekabül eden isimlerle sesleniyor olsalar da aslında ne kadar uyumlu gözüktüklerini anlamıştım. Uyumlu derken kafa yapısı anlamında, fiziki anlamda bir uyum söz konusu değildi. Aralarında hala Göktuğ'nun 'Milo orada havalar nasıl?' diye dalga geçebileceği bir boy farkı vardı.
Ah, bir de Kai vardı tabii ki.

Bana çok güzel göründüğümü söylediğinde elim ayağıma dolaşmıştı. Normalde bu çok fazla duyduğum bir şeydi. Hayır gerçekten güzel olduğum için değil belki, zengin olduğum için 'zengin karı avcıları' tarafından edilen iltifatlardı, kim bilir. Belki de Kai bunu söylediğinde, samimiyetine inandığım için afallamıştım. Gözlerimin içine bakıp gülümseyerek 'Çok güzelsin' denilmesine alışık olmadığım içindi.

Ama tamamen batırmıştım. Ona 'İnsan' demiştim. Asıl söylemek istediğim bu değildi kesinlikle.

Teşekkür etmek istemiştim. Gözlerimin içine bakarak bana gülümsediği için, 'güzelsin' derken uzun zamandır hissedemediğim o samimiyeti bana hissettirdiği için minnettar olduğumu, onun da bu gece ne kadar yakışıklı göründüğünü söylemek istemiştim. Ama tüm beceriksizliğimle bunları 'insan' kelimesine sığdırmıştım. Tabi onun da bozulduğunu belli edercesine suratı asılmıştı. Ama daha sonraki davranışlarımla onun gönlünü aldığımı düşünüyordum.

Mileyna ve Balım ise çok ayrı dünyalardı. Sabah kalktığımda yatakta sırt üstü uzanıp boş bakışlarla tavanı izleyen bir Mileyna ve 'Bir daha dans edersem köpekler yesin beni' deyip ayaklarını ovan bir Balım ile karşılaşmıştım. Gariplerdi, ama ikisinin de partide ne kadar eğlendiklerini biliyordum, konuşmasalar da gecede yaşananlardan anlamıştım.

Özellikle Mileyna farklıydı. Dün gece Göktuğ ve Mileyna dans ederken aralarında çok değişik bir hava hissetmiştim.

Lanet olsun doğum günüm! Aslına bakılırsa doğum günü kutlamayı seviyordum. Yani evde bilgisayarımın karşısında yabancı dizi izleyip cips yiyerek kutlama yapılıyorsa, bu benim favorimdi.
Bu yıl kutlamayı bi kenara bırakın, kızlara doğum günümün 24 Ekim olduğunu söylemek bile planlarımın arasında yoktu. Sadece kısa bir boşluğuma denk gelmişti. Doğum günüm olduğunu ve İstanbul'un en iyi eğlence mekanlarından birinde kutlamak istiyorum diye birşeyler gevelemiştim. Ve şuan Mileyna ile Balım, doğum günüm için oldukça heyecanlılardı. Hatta bugün sabah ilk iki ders Mileyna bana hediye almak için okula geç gelmişti ve 'manzarayı izlerken dalmışım' yalanını uydurmuştu. Hayır, tabi ki bunu Balım'ı tenha bir köşede kıstırıp gece çıplak fotoğraflarını çekmekle tehdit ederek öğrenmedim. Saçmalamayın.

Balım ve Mileyna'ya bahçedeki çardaklarda oturacağımı ve onların da gelmelerini söylediğim bir mesaj atarak, yeşilliklerin arasını gizlenmiş boğaz manzaralı çardaklardan boş birine doğru ilerledim. Neredeyse hepsi doluydu, bu yüzden bolca güneş alan bir tanesine oturmak zorunda kalmışken iki çardak yanda tek başına oturup telefonla uğraşan Osman'ı görmüştüm. Rahatsız çardaktan çıkıp koşar adımlarla Osman'ın yanına ilerleyip karşısına oturdum. Tüm dikkatini telefona vermiş ve beni fark etmemişti. Dikkatini çekmek için boğazımı temizledim. "Bu mevsimde bu kadar sıcak normal olmamalı."

ULUSLARARASI İLİŞKİLERWhere stories live. Discover now