Bölüm 18

274 22 8
                                    

Öncelikle hepinize çok selamlar ben M. Şimdii multimedyada yeni karakterler var. Elina ve Emre. Umarım bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar :))

***

Mileyna

Kendimi bildim bileli tanıdığım erkek sayısı ikiydi. Babam ve abim. Abimle yaşadığım süre zarfında bana erkekleri düşman etmiş hepsinin aslında birer hain olduğunu söylemişti. Bundan önceki okullarımın hiçbirinde erkek arkadaşım ya da sevgilim olmamıştı. Çünkü birazcık kavgacı olmamdan dolayı bana pek bulaşmazlardı. Yani kısaca anlatmak istediğim, erkeklerle ilgili pek bir bilgim yoktu. Normalde konuşmaya bile çekinirdim. Tabii Türkiye'de bu durumdan garip bir şekilde farklı olarak Osman Kai ve Matt'le iyi anlaşıyordum. Ve şimdi Balım kucağımda, kafasını omzuma gömmüş ve Beste'nin elini tutarak ağlarken onun benden daha bilgisiz olduğunu farketmiştim. Aptal! Tam bir aptaldı. Beş dakika önce gelmiş, bize Matt'ten hoşlandığını itiraf ettiğini ve onunda "Ben de." cevabını verdiğini anlatmıştı.

"Aptalsın." dediğimde salya ve sümükle kaplı yüzünü kaldırıp bağırmaya başladı.

"Mileyna güncelleme gelmiş gibi iki saniyede bir 'aptalsın' demekten vazgeçer misin?" kafamı salladım.

"Tamam." durdum ve kafasını tekrar omzuma gömmesini bekledim. "Ama hala aptalsın." bu sefer Beste arkasında ki yastığı suratıma fırlattığında dikkatim dağılmıştı ve Balım arkamdaki abur cubur depoma ulaşmaya çalışıyordu. Normalde salatayı bitiremeyen Balım, depresyona girdiğinden beri, yani yaklaşık beş dakikada, abur cubur depomu kurutmuştu insafsız. Ya depresyona gir girme demiyorum hobi olarak yine gir ama neden benim rızkımla oynuyorsun?

"Balım, senin genelde çok yapmadığın bir şeyi yaptım." dediğinde Beste ikimizde ona doğru baktık. Beste devam etti.

"Düşündüm. Yani bu çocuk seni reddetmemiş ki. Affına sığınıyorum fakat galiba biraz gerizekalısın." dediğinde, Balım daha çok ağlamaya başladı. Arada hıçkırıyor, burnunu çekiyor ve 'galiba gerizekalıyım" diye mırıldanıyordu. Daha fazla dayanamayacağımı farkettiğimde Beste'nin telefonu çalmıştı. Matt'in aradığını gören Balım önce telefonu yemeye çalışmış olsada elinden zorla alıp açmıştık. Beste telefonu hopörlere aldığında Balım hala ağlıyordu.

"Alo" dedi Beste.

"Beste, Balım orda mı?"

"Bilmiyorum. Ne söyleyeceğine göre değişir." Balım sonunda susmuş telefona odaklanmıştı.

"Onunla konuşmam gerekiyor. Ona bir şey söyledim ve kaçtı. Şoktan kurtulmam beş dakikamı aldığı için biraz gecikmiş olabilirim. Ben size neden açıklama yapıyorum ki? Beş dakika içinde aşağıda olmazsa pencereye tırmanırım. Az önce Dursun amca dövüyordu zaten zor kaçtım." deyip kapattığında Beste ve ben kahkahalarımızı tutamamıştık. Balım etrafa 'sevgilim beni böyle mi daha çok beğenir?' bakışları atarken hemen banyoya soktuk ve elini yüzünü yıkadık. Ağlamaktan helak olmuş gözlerini biraz makyajla kapattıktan sonra aşağı indirmiştik. Balım hala arada 'galiba biraz aptalım.' diye mırıldanırken onu Matt'e doğru itekleyip onları duyabileceğimiz bir yere saklandık.

"Matt, ben galiba biraz aptalım." deyip tekrar ağlamaya başladığında Balım, Matt onu kendine çekip sarılmıştı. Ortamın romantikliğini Beste ve Osman'ın alkışları bozarken Osman, ve Kai saklandıkları çalılıktan Göktuğ'nun "Allah'tan sessiz olun dedik pezevenk." deyip ittirmesiyle çıkmışlardı. Balım "Kızlar sizde çıkın." deyincede Beste'yi kolundan tutup çıkarmıştım. Hem alkışlamıştı hemde farkedilmediğini zannediyordu Channel beyinli.

ULUSLARARASI İLİŞKİLERWhere stories live. Discover now