Bölüm 17

273 25 8
                                    

Hepinize Merhaba! Bir Balım bölümünde daha sizlerleyim umarım hepiniz beğenirsiniz. Bölüm sonunda sizce Balım iyi mi yaptı kötü mü yaptı? Hepinizin özellikle yorum ve votelarını bekliyoruz. Sizin fikirlerinizi cidden çok merak ediyorum. Hepinize iyi okumalar ve mutlu tatiller :)) ❤️❤️

Balım

Çardaktan çıktığımızda Beste, Matt ve Osman önden gidiyordu. Ben de arkalarından Göktuğ ile geliyordum.

"Ne zamandır seni bir kızla basmıyorum Göktuğ? Sorun ben de mi yoksa sen de mi?" diye şaka yoluyla Göktuğ'yla uğraşmaya başlayarak koluna girdim.

"Balım sen benim kız kardeşim gibisin. Bunu biliyorsun değil mi?" deyip beni kolunun altına aldı ve saçlarımı karıştırmaya başladı.

"Sakin ol ve saçlarımı rahat bırak delikanlı. Tabii ki biliyorum yani herkes benim gibi bir kız kardeşe sahip olmak ister, şanslı çocuksun. Şimdi dökül bakalım derdini."

"Bu aralar garip hissediyorum. Balım galiba ben..." diye başladığı cümlesine devam edecekken duyduğumuz çığlıkla hepimiz arkamıza doğru döndük. Açıkçası kızıl kafayı, kızın birinin saçlarını eline dolamış bir şekilde görmeyi beklemiyordum. Vakit kaybetmeden hepimiz Mileyna'nın yanına doğru gittik.

"Bu kız kim ve Milo neden onun saçını yoluyor?" diye sordu Beste. Haklıydı da. Şuan pek kavagaya dahil olacak gibi görünmüyorduk çünkü Milo kızın üstesinden epeyce geliyordu.

"Bu kız Sarah, Kanada kontenjanından, bizim dönemden. Ama sizin için en önemli bilgi; Rasmus'un sevgilisi olması." diyen Osman sonunda sadade gelebilmişti.

"Ayırmayacak mısınız?" diye soran Kai'ye Beste cevap verdi.

"Milo maçın stresini birazda bu kız üstünde atsın ayırırız."

"Söylesene daha demin bülbül gibi şakıyordun sus pus kesildin güzelim. Ne oldu saçını çok mu çektim çok mu yanıyor canın?" deyip kızın saçını biraz daha çekti ama kız bir tekmeyle Milo'dan kurtulmuştu ve yanına o sırada iki arkadaşı daha gelip arkasına geçtiler bu durumda bizde hemen kızılımızın arkasına geçtik. Kızlar sanki bize en çok istedikleri çantadan son bir tane kalmış onu da biz almışız gibi bakıyorlardı. Öyle nefret dolu.

"Kızıl 1.53 idda oranı gibi boyun var benim sinirlerimi daha fazla alt üst etmemelisin bence. Bunu senin iyiliğin için diyorum." dedi Kanada kaşarımız.

"Demek öyle tatlım ama bu 1.53'lük kız daha demin senin saçını başını yoldu. Anca arkadaşlarını toplarsın. Bu kadarsın kızım sen." dedi Milo. Bu kız sinirliyken bambaşka birine dönüşüyordu. İyiki bizim arkadaşımızdı şahsen onunla düşman olmayı asla istemezdim.

"Sarah bırak ya şu Mileyna mıdır nedir? Zaten 3 silahşör gibi dolanıyorlar. Yanlarında okulun sevilen çocukları var diye kendilerini bir halt zannetmeye başladılar." dedi arkasındaki esmer olan kız.

"Yenisiniz kızım siz, bazı şeyleri bilmiyorsunuz bu belli. Bu okul bizim. Ona göre ayağınızı denk alın." işte bu mavi kafanın dediği şeyden sonra bizi bir gülme krizi almıştı.

"Demek yeniyiz öyle mi canım ve bu okul sizin ay hiç güleceğim yoktu." dedi Beste yalandan gülerek.

"Demek okulun sevilen çocukları bizim yanımızda diye havalanmışız öyle mi? Söyle bakalım siz hangisinden hoşlanıyorsun?" diye sordum ve o esmere dik dik bakmaya başladım. Sadece tek bir cümle bekliyordum dalmak için. Aslında hiç böyle bir kız değildim ama sinirlerimle oynayınca ve arkadaşlarım hakkında biri kötü konuştuğunda o pembe şeker Balım gidiyor yerine başka biri geliyordu.

ULUSLARARASI İLİŞKİLERWhere stories live. Discover now