Kapı hemen açıldığında, Eric şaşkınlıkla bana baktı.

'Buralardaydın heralde?' dedi gülerek. Ona sarıldım. İçeri geçerken hiç konuşmadık. Koltuklardan birine otururken, 'Ailen yok mu?' dedim.

'O bunlardan ayrı evim' dedi güldü. Etrafın karışıklığına gösterdi. Bende ona gülümsedim. Yanıma otururken, meraklı gözüküyordu.

'Eric sana büyük bir işim düştü' dedim.

'Seni dinliyorum William' dedi o neşeli halinden tamamen ciddi bir adama dönüşmesi saniyesini almıştı.

'Bak ben ortadan çok kayboluyorum biliyorsun. Ama seni tanıdığım kısa sürede sana çok güvendim. O yüzden canımdan kıymetli birini sana emanet etmek istiyorum' dedim.

'Ariana' dedi hemen.

'Evet. Ben bir yola çıkıyorum. İki günüm var sadece. Belki öleceğim, belki de geri geleceğim' dedim.

'William bu ne demek?' dedi yerinde doğruldu.

'Bak, açıklanmayacak bir insanım. Başımda bir bela var. Ve o bela Ariana'yı bana karşı kullanıyor. Ben bu yoldayken, onun burada kalmasını istiyorum. Büyükbabamla birlikte' dedim.

'Bu bela...'

'Soru sorma. Sana bir zarar gelmeyecek söz veriyorum' dedim.

'Umrumda değil William. Bunu sormuyorum. Seni öldürecek bir şey üzerine mi gidiyorsun?' dedi.

'Beni ancak Ariana'ya zarar vererek öldürebilir' dedim.

'Kendimi anlattığından çok daha büyük bir şeyin içerisinde hissediyorum' dedi.

'Sana zarar gelmeyecek' dedim hemen.

'Umurumda değil dostum. Yıllardır böyle bir karmaşıklığın içinde olmamıştım. Olaylara bayılırım' dedi gülerek.

Onun beni hemen kabullenmesi, itiraz bile etmemesi içimi rahatlatırken, gülümsedim.

'Yalnız mısın?'

'Hayır değilim. Beni düşünme' dedim.

'Ariana'ya sahip çıkacağım söz veriyorum' dedi ciddiyetle.

'O biraz inatçıdır. Bu evden çıkmamasını sağla benim için yeterli' dedim.

'Anlaştık' dedi yumruğunu bana doğru uzattı. Gülerek yumruğumu ona tokuşturdum.

'Bir şeyler yemek ister misin?' dedi.

'Yok gidiyorum. İşlerim var' dedim yerimden kalkarak.

'Pekala' dedi Eric benimle kapıya yürürken. Dışarı çıktığımda, Eric elini omzuma koydu.

'Merak etme William. Onu koruyacağım' dedi.

'Biliyorum Eric. Sana güveniyorum' dedim.

Bana sarıldığında, bende ona karşılık verdim. Bir kardeşe, abiye, dosta sarılır gibi. Belki de ölecektim. Ama emindim, Ariana'nın yanında kalabileceği tek kişi oydu. Eric'e güveniyordum. Ejder burayı düşünemezdi. Jane büyü yapacaktı. Ve kimse onu göremeyecekti.

'Hoşça kal Eric. Sen benim için gerçek bir dostsun' dedim.

'Sende benim için William. Gerçek anlamda' dedi. Gülümsedim. Kapıdan uzaklaşırken, bir an önce Ariana'ya anlatmak için sabırsızlanıyordum. Reddedecekti. Ama bunun yolunu bulacaktım.

Kapının kapanma sesini duymamla, gözlerimi kapattım. Sıcaklık geldiğinde, tekrar yatakta oturuyordum. Odanın içine göz atarken, Ariana'nın yatağın ucunda oturduğunu gördüm.

Ejder LorduWhere stories live. Discover now