Bölüm 25

2.1K 170 8
                                    


Önüme koyulan kahve fincanına boş gözlerle bakarken yanımda gergince nefesini üfleyen büyükbabamı görmezden geldim. Ariana tekrar mutfağa ilerlerken, arkasından baktım. Tezgahın üzerinde ki diğer kahve bardağını ve bir tabak kurabiyeyi alarak mutfakta oturduğumuz masaya geri döndü. Karşımda ki sandalyeyi çekerken bana hiç bakmadı. Bu sefer bakışlarımı büyükbabama çevirirken, onun da bakışlarının Ariana'nın üzerinde olduğunu gördüm. Ama Ariana tüm bunların farkında değiş gibi davranıyordu. Büyükbabama karşı bir kızgınlığı olduğunu ilk karşılaştıkları anda anlamıştım. Büyükbabam ona sarıldığında özür dilemişti. Büyükbabam Ariana'ya bir şey yapmış olmalıydı. Büyükbabamın gözlerinde gördüğüm o mahcup ifade şimdi daha da büyüktü.

Onun gelmesini çok uzun zamandır beklememe rağmen karşılaşma anımız oldukça soğuk ve bir o kadar da yabancı gibiydi. Beni buraya göndermesine başta kızsam sonra yaşanılanlar bunu bana unutturmuştu. Ama içimde ona karşı dinmeyen bir öfke hissediyordum. Bunun sebebinin beni bu kadar bekletmesi olabileceğini düşünüyordum. Bir şeylerin hemen o an olmasını isteyen bir yapım vardı. Ve bu sefer hiçbir şey istediğim zamanda gerçekleşmemişti. Saat gece üçe doğru gelirken, konuşmak için ancak oturabilmiştik. Büyükbabam uzun bir yolculuktan sonra yorgun duruyordu. Ama ne benim onu sabaha kadar bekleyecek sabrım, ne de onun beni bekletmeye niyeti vardı.

Jane'i yatmaya göndermek epey zahmetli geçmişti. Büyükbabamı deli gibi seven Jane ve onu kızı gibi gören büyükbabamla ikisinin sarılması, konuşmaları epey vakit almıştı. En sonunda onun artık yatması gerektiğini söylediğimde bana öfkelenmişti. Ama Ariana'nın bizi yalnız bırakması gerektiğini söylemesi onunla birlikte yatmaya gitmesi sonunda Jane ikna olmuş uyuklayarak odasına çıkmıştı. Elbette Ariana'yı da yanında götürmüştü. Ariana bir süre sonra yanımıza gelmişti. Şimdi mutfakta ki yuvarlak masada oturmuş, birilerinin konuşmasını bekliyordum.

Büyükbabam benim doğaüstü bir varlık olduğumu unutmuş, sanki buraya Ariana'nın gönlünü almak için gelmiş gibi devamlı Ariana'nın üzerinde bakışlarını gezdiriyordu.

'Ariana' dedi büyükbabam en son.

Ariana boş bakışlarını ona çevirdiğinde, büyükbabam onun masanın üzerinde duran kolunu tuttu.

'Bana hala kızgın mısınız?' dedi.

'Benden sıcak bir karşılama beklemedin değil mi?' dedi Ariana sertçe.

'Bekledim. Bunca yıl sonra öfken dinmiştir diye düşündüm' dedi büyükbabam.

İkisi arasında geçen konuşmanın anlamını anlamak için dikkatle dinliyordum. En ufak bir tahminim bile yoktu.

'Bunca yıl sonra sana nasıl tekrar güvenebilirim?' dedi Ariana.

'Bunca yıl başına bir şey gelmemesini sağladım' dedi büyükbabam.

'Ne hale gelmemizi sağladın? Nereye düştük?' dedi Ariana.

'Halinden mutsuz musun evlat?' dedi kaşlarını kaldırarak büyükbabam. Bu büyükbabamın meydan okuma ifadesiydi. Bu bakışı attığı anda, kendi söylediğin her şeyden şüphe duyardın. Öyle etkilerdi ki insanı, onun haklı olduğuna inanırdın.

Aynen öyle oldu. Ariana yerinde huzursuzca kıpırdandı, bana baktı sonra hemen büyükbabama döndü.

'Ya hiç karşılaşmasaydık?'

'Ama oldu' dedi büyükbabam gülümseyerek arkasına yaslandı ve kahvesinden büyük bir yudum aldı.

'Güzel kahve' dedi gülümsedi Ariana'ya.

Ejder LorduΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα