Tatlı İhanet (Düzenlenecek)

Esas Aşk

Multide marrylerry okuyucumun benim için hazırladığı resim var ellerine sağlık çok beğendim favori okuyucu jdjdjd ❤️❤️❤️yorum ve voteleri unutmayın iyi okumalar

"Ayy burdada hep börtü böcek var" son kez göz devirdim. Artık gözlerim yerinden çıkacaktı. "Normal bişey hani ormanlık alandayız ya" dedi rüzgar melissaya bakmadan. "Iyy yinede iğrenç" sıkıntıyla üfledim. "Öf sanki sana gel diyen oldu" dediğimde özkan güldü. Furkansa melissaya hala tiksinir gibi bakıyordu. Rüzgarı söylemiyorum bile çünkü melissa ne kadar selimi sevdiğini idda etsede yakışıklı-tamam çok yakışıklı-birini görünce yavşayanlardan olduğunu belli etti. Rüzgarın ağızının içine düşecek gibi duruyor. Hava karardığı için birbirimizden ayrılmıyorduk ve hepimiz yerde çember halinde oturuyorduk. Ben, selim, rüzgar, melissa, mert, serenay ve iki sap-furkan özkan-yan yana oturuyorduk. "Hadi kalkalım artık bayağı karardı hava" selim ayaklandığında bende ayaklandım. "Aynen üşüdüm zaten" dediğimde üstündeki tişörtün eteklerinden tutmuştuki son anda engelledim. "Napıyon sen" dedim sinirli sinirli. "Arabada tişört vardı" dediğinde gözlerimi devirdim. "Onu bana ver burda çıplak kalma yerler" dediğimde arabaya doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan kıkırdadı "kıskanıyorum demiyor da" diye alay ettiğinde birden durdum. Hemen arkamda olduğu için bana çarpmıştı. Yüzümü ona döndüğümde burnum burnuna çarpmıştı. "Kıskanıyorum. Oldu mu ?" Dedim ciddi ciddi. Sanki olmadı dese dövecek mişim gibi bakıyordum. Elini yanağıma koydu gözlerimin içine bakarken. Bende gözlerine baktım bir süre. Hala kuş sesleri vardı etrafta birde öküz. O öküz melissa oluyordu anlayın işte. Her dakika ay karında var üstümde gibi söyleniyordu ki artık beynim iflas edecekti. Yanağımdaki eli enseme gittiğinde baskı uyguladı ve dudaklarına eğilmemi sağladı. Alt dudağını esir aldığımda güldüğü için bende güldüm. Napiyim alt dudağını emmeyi çok seviyordum. Oda bunu biliyordu ama hiç söylememişti daha önce. Arabalara bindiğimizde melissa neredeyse bizden önce binecekti. Napiyim bu saatte tek başıma gidemem deyip kendini acındırdığında sinile nefesimi üfledim. Melissa bizim arabada olduğu için rüzgoş furkan ve özkanla gitmişti. Ben artık onlara 3S diyecektim. 3 sap. Mert ve serenayda ayrı arabalarla gittiğinden melissa bize kalmıştı. Sanki bizimle geldi. Uyuz şey. Yol boyunca selime trip attım. Daha doğrusu camdan kararmış olan dışarıyı izledim. "Mertleri kaybettin hızlan biraz" dedim en sonunda kendimi tutamayarak. "Yolu biliyorum merak etme" dediğinde gözlerimi devirdim. "Ayaklı ego üstelik çok bilmiş" dediğimde sırıttı ve yoldan gözlerini bir kaç saniye ayırıp bana ardından tekrar yola baktı. "Ve sen o egoyu çok seviyorsun" dediğinde elimi yanağına götürüp tüm gücümle sıktım. "Al al eve götür kopardın" diye homurdandığında bıraktım yanağını. "Öhöm öhöm" melissayı duyduğumda gülümsemem silinirken yerini somurtkan ifadeye bıraktı.

------------

"Merak etme ben yolu biliyorum" sesimi kalınlaştırıp selime bakarak homurdandığımda gözlerini devirdi. "Öf kızım ne bileyim sağdan girileceğini ben aynı yol diye biliyordum" dediğinde direksyona vurdu ve anahtarı çevirdi. En son yolu kaybettiğimiz için bir köşede durmuştuk ve saat epey geç olmuştu. 10'a geliyordu. Hava bayağı kararmıştı ve melissa sürekli fırsattan istifade ay selim çok korkuyorum diyordu orospu. Anahtarı çevirdiğinde motorun çalışmasını bekledik ama çalışmadı. Bir daha denedi. Bir daha. Bir daha. "Ananı sike..." Bizim olduğumuzu fark edince sustu ve direksiyona bir daha vurdu. "Araba çalışmadı deme bana şimdi. Napıyoruz filim mi çekiyoruz ?" dedim hem sitem edercesine hemde kızgın sesimle. Olanlara rağmen dudağının sol tarafı yukarıya kıvrıldı. "Evet şuanda öpüşmemiz lazım" gözlerimi devirdim. "Ne alaka. Şu anda esas kızın esas erkeği öldürmesi lazım malum ormanlık alanda mahsur kaldık" dediğimde yine kıkırdadı. "Evet ama ondan önce öpüşmemiz lazım" dediğinde öfledim ve "ne alaka" diye tekrar sordum aynı soruyu. "Şu alaka. Hani esas kız esas erkeği öldürecek ya hah öldürmeden önce esas kız esas erkeğe son dileğin ne diye soracak. Esas erkekte seni öpmek diyecek. O yüzden öpüşmemiz lazım" söylediği şeyle istemsiz olarak dudaklarım yukarıya kıvrıldığında "oha" dedim istemsiz olarak. Selim güldü ve bana doğru eğildiğinde bende ona doğru yaklaştım. Tam dudaklarımız değeceği sırada "öhöm öhöm. Esas aşk aman ne romantik. Her neyse" melissanın sesini duyunca sinirlendim ve o sinirle arkaya döndüm. "Bana bak kız. Esas kızın aptal bir figüranı öldürmesini istemiyorsan kapa çeneni" dedim öfkeyle. Burnumdan dumanlar çıktığına emindim. Arabada bir an sessizlik olduğunda nefesimi üfledim ve kapıyı açıp çıktım. Ardımdan selim ve melissada çıktı. "Nereye" dediğinde omuz silktim. "Ne bileyim bu ormanında bi sonu vardır. Yol bulalım bir araba durduralım saatlerce burda duramayız ya" dediğimde selim arabanın bagajını açıp siyah tişörtü bana giydirdiğinde saçlarım elektriklendi. Saçlarımı tişörtün içinden çıkartıp alınımı öptüğünde bende ona sarıldım. Onun tişörtü olduğu burnuma yayılan erkeksi kokudan anlaşılıyordu. Üç çeşit parfümü vardı ve en sevdiğim buydu.

Yürümeye başladığımızda arkadan cırtlak ses "ay beni bekleyin burda beni yerler" dediğinde gözlerimi devirdim ve "keşke" diye homurdandım.

---------

Dakikalardır yürüyorduk ama ne bir otoban nede bir araba vardı. Hala her yerde ağaçlar vardı ve bir kaç hayvan sesleri. Hayvan demişken ? "Melissa nerde" dedim yorgun sesimle selime bakarak. Selim arkasına baktı ama yoktu. Etrafımıza bakındıktan sonra endişeyle biririmize baktık. "Hande ?" Endişeli ses içimi titretti. "Ha?" Dedim aynı tonla. "Doğruyu söyle kızı öldürmedin değil mi ?" Dediğinde omuzuna vurdum. "Saçmalama ya katilmiyim ben" dediğimde ellerini saçlarına attı ve "melissa" diye bağırdı. Bende bağırdım. Dakikalarca bağırdık. Sesimiz kısılana kadar bağırdık. "Yok" dedim en sonunda pes etmişlik kokan sesimle. Çatallaşmıştı. Bir kaç kez daha konuşsam kesin kısılırdı. "Nerdesin lan nerde!" Diye bağırdı selim. İkimizde onu ne kadar sevmesekte korkudan altımıza etmiştik. Sonuçta başına her türlü şey gelebilirdi. "Sen burda kal ben az daha arıyayım" dedi selim benden uzaklaşırken. "Hayır gitme!" Diye bağırdım arkasından koşarken. Tam dibine gelmiştim ki arkasını döndüğü için ikimizde çarpıştı ve yere yapıştık. Ben selimin ayağına bastığım için inledi ve bileğini tuttu. Sanırım ters tarafa düştüğü için incilmişti "ah ananı ya" inlemeye devam ettiğimde elim ayağıma dolanmış ne yapacağımı şaşırdım ve hem korkudan hemde şaşkınlıktan ağlamaya başladım. "S-selim-hıçkırık-biz napıcaz burda-hıçkırık-kaldık. Y-yaa kurtulamazsaaak" diye sonunu uzatarak ağlamaya başladığımda inlemeyi kesi ama yüzünü hala buruşturmasından acıdığını anlayabiliyordum. Yüzümü avuçlarının içine aldığında baş parmağıylada göz yaşlarımı sildi. "Şştt kapa çeneni saçmalama kurtulucaz bişey olmayacak" hıckırdım ve burnumu çektim. "M-melissa kayıp" dedikten sonra tekrar ağlamaya başladığımda sinirle nefesini üfledi. "Bide o var" dediğinde göz yaşlarımı sildim.

Selim yerde bileği burkulmuş bir şekilde duruyorken bende önünde zırlamakla meşguldüm. İstemsiz olarak kıkırdadım. "Esas kızın sakatlanması gerekmiyor muydu?" Dedim ağlamaklı bir ses tonuyla. "Aynen. O yüzden öpüşelim" dediğinde gülerek omuzuna vurdum. "Yha iki dakika öpüşmekten başka bişey düşün" dediğimde düşünüyormuş gibi yaptı. "Sevişelim ?" Dediğinde bileğine baskı uyguladım ve inlemesini sağladım. "Ahhh" inlemeye devam ettiğinde panikle "özür dilerim" demeye başladım ve tekrar elim ayağıma dolandı. "Öpersen geçer" dedi dudağını büzerek bir çocuk edasıyla. "Bileğini mi ?" Dedim şaşkınlıla. Uzattığı dudağını gösterdi. Gözlerinin içine baktığımda dudakları yukarıya kıvrıldı. Dudaklarına eğildiğimde sabredemedi mi nedir belimden tutup beni altına aldığında huzursuzca kıpırdandım. Altımda bir sürü yaprak vardı ve batıyordu. Üstüme çıktığında ellerinin birini belimde diğeri ise yanağımda öperken duyduğumuz çığlık sesiyle dudaklarımızı ayırdık ve korkuyla birbirimize baktık............

Bölüm hakkındaki yorumlarınız ?

Gelecek bölümlerde istediğiniz ?