Rüzgoş

1.6K 154 51
                                    

Multi: Rüzgar Polat

Multi rüzgarın okul hali. Yorum ve voteleri bekliyorum iyi okumalar umarım beğenirsiniz

Son bir kaç gün ne ben ne selim nede mert okula gitmemiştik. Furkan ve özkanda çok yakın arkadaşları selimin ama mert'in yerinin ayrı olduğunu söyledi. Selimin söylediğine göre mert babasını yılda bir kez görüyormuş. Buna rağmen babası ona karşı fazla umursamazmış. Bir kez bile aramazmış. Annesi ise tıpkı selimin annesi gibi hep başka adamlarla birlikte oluyormuş.onu müdürün odasına çağırıldığımızda öyle bir kadın olduğunu hiç tahmin etmezdim. Mertle çok yakın gözüküyorlardı oysaki.

Şimdi ise devamsızlıktan kalmak gibi bir şey yaşamamak için okuldaydık. Göt korkusu yani. Okulların kapanmasına sayılı günler vardı ve son sınavlardan hepsinden 0 alacağıma emindim. Sınıf tekrarı olacağımdan da adım kadar emindim. Coğrafya hocası olmayan dudaklarına pembe ruj sürmekten hiç bıkmadığı gibi beni sözlüye kaldırmaktanda hiç bıkmıyordu. "Hande tahtadaki sorunun cevabını alalım" dedi piçimsi bir ifadeyle. Omuz silktim. Zaten sözlülerimi düşük girmişti. Sınavımda 20 gibi bişeydi. Her türlü kalıyordum yani. Eksi alsam ne olacak. "Hocam işte bilmem ne dağlarını Allah yaratmış. Daha ne derinine iniyoruz ki" dediğimde beni onaylamayan bakışlar atarken "sözlün eksilere inecek böyle devam edersen" dediğinde teşekkür edip yerime oturdum.

Coğrafya dersi ful sıkıcılığıyla devam ederken kapı tıklandı ve içeriye bir çocuk girdi. Çok tanıdık geliyordu suratı ama bir türlü çıkaramamıştım. "Hocam girebilirmiyim ?" Dedi çekingen bir tavırla hoca kaşlarını çattı. "Kimsin ?" Dediğinde yalandan öksürdü tanıdık gelen çocuk. Sınıftaki kızlar birden saç baş düzeltmeye başlamıştı çocuğu görünce. "yeni öğrenci" dediğinde hoca şaşkındı. "Okul bitecek ne yeni öğrencisi ?" Dediğinde çocuk sıkılarak anlatmaya başladı. Daha önceden nakil istediğini ama şuan çıktığını falan bir sürü şey zırvalamıştı. Dersin son 10-15 dakikası hocanın çocuğa olan saçma sapan sorularıyla geçtiğinden çocuğu sevmiştim. 10 dakika 10 dakikadır.

Zil çaldığında selimin yanağına vurup uyandırdım. "Dersleri dinlemem gerektiğini söyleyen çocuk nerede göremiyorum ?" Dedim etrafa bakınırken. O sırada yeni çocukla göz göze geldik. Fazla tanıdıktı yahu. Oda bana garip bir ifadeyle baktığında bir süre bakıştık. "Ben doğuştan zekiyim yapı meselesi" dedi selim esnerken. Gözlerimi devirdim. "Egon diyorum artık bizi yalnız bıraksa ?" Kıkırdadı. "Benimle baş başa kalmak istediğini bu kadar belli etme maviş" gözlerimi kaçırdım. Ne alaka ya ? Yani tamam onunla yalız kalmak istiyo olabilirim ama çok değil. Biraz. Çok az. "Egon olduğunu kabul ediyorsun" dedim konuyu değiştirerek. "Egom ve ben bir bütünüz" gözlerimi devirdim. Kantine inmek için kalkacağımız sırada yeni çocuk bana doğru adımladığında selimle ikimiz ona döndük. "Evet ?" Dedi selim sert bir şekilde. "Ş-şey...ben seni birine benzetiyorum ama.." Dedi bana bakarken. Gözlerimi kısıp daha dikkatli baktım çocuğa. Yahu nerden tanıyorum ben seni. Selim beni arkasına çekti. "İnsan insana benzer" dedi sıkılgan bir ses tonuyla. Onu umursamayıp arkasından çekildim ve çocuğun karşısına geçtim. "Bende seni birine benzetiyorum" dediğimde selim arkadan "insan dedim" diye homurdandığında dirseğimle hafifçe karnına vurdum. "Hande?"dedi çocuk emin olamadığı ses tonuyla. Gülümseyip "Rüzgar?" Dediğimde ellerini saçlarının arasına atıp gülerek bana baktı. "Çok büyümüşsün" dediğinde sesinden samimilik akıyordu. Allah'ım şuanda rüzgarın karşımda olduğuna inanamıyorum. "Rüzgooş" dedim kollarımı rüzgoşun boynuna dolarken. Oda ellerini belime koyup bana sarıldığında erkeksi kokusunu içime çektim. "Sende öküz gibi olmuşsun rüzgoşum" gözlerini devirdi. "Biz onlara kas diyoruz" dediğinde kollarını sıktı.

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin