Küçük Küçük Selimler

1.7K 216 35
                                    

Multi: Küçük HanSel :)

İyi okumalar lütfen hayalet okuyucu olmayın iyi veya kötü yorum yapın ;)

"Tamam baba yeterince şıksın" babam yarım saattir 'iyi oldumu, güzel mi' gibi şeyler söylüyordu. Bu kadın babama ne yaptı böyle ?  Çok ciddiye alıyordu alt tarafı sevgilisiyle ve onun çocuğuyla yemek yiyecektik. Tamam belkide ben hafife alıyorumdur. Aslında çok heyecanlıyım yani her gün yeni bir abiyle tanışmıyorum sonuçta. "Ben nasılım" dedim babama bakarak. Üstüme çiçekli-mor ve beyaz renklerinin yoğun olduğu-kalçamı örten bacaklarımı tamamen açıkta bırakan kalın askılı bir elbise giymiştim. Babamın aksine resmi değildim. Babam beyaz tişört siyah ceket ve kot giymişti ama ben gündelik giyinmeyi seçmiştim. "Harikasın tatlım" heyecandan kızarmış olan babama baktım onu hiç böyle görmemiştim. "Hadi çıkalım" kapıya doğru ilerleyen babama başımı salladıktan sonra aynanın karşısına geçtim. Parlatıcı ve biraz rimel sürdükten sonra dışarıya çıktım.

➖➖➖

Şık bir restoranda melis ablayı ve gizemli oğlunu bekliyorduk. Babam zaman geçtikçe terlerken bende sıkılıyordum. Krem rengi ve kahverenginin yoğun olduğu kafede genellikle çiftler vardı. "Ben bi elimi yüzümü yıkayayım" babama başımı salladım. Çünkü resmen ıslanmıştı terden. Masada yalnız beklerken önümdeki kolayı içiyordum. Biraz daha geç kalırlarsa gidecektim o kesindi. Bu kadar bekletilir mi ya. Kapıdan içeriye giren tanıdık yüzü görünce bir an afalladım. Bayadır görmüyordum bu çocuğu. Yani en son selim onun suratını dağıtıyordu. Şu kameralı çocuk.  Mira bana oyun oynamıştı ve bu çocukla bizi sevgiliymiş gibi göstermişti. Bu zavallıda benim yüzümden dayak yemişti. Onu görmemezlikten geldiğim halde o beni gördüğü zaman bana doğru adımladı. Şimdi melis abla ve oğlu gelirse rezil olacaktım. "Oo bakın kimler burdaymış" dedi yapay bir gülümsemeyle. "Bak seninle cidden uğraşamam hadi git" sıkılgan sesime gözlerini devirdi ve önümdeki sandalyeyi çekip oturdu. "Ya git bak babam gelecek şimdi hem önemli bir yemek bu" yüzünde piçimsi bir gülüş olsada onu takmadım. Bu çocuk gerçekten salaktı yine yüzü gözü dağılacaktı. "Naparsın gitmezsem sevgilini mi ararsın?" Dedi küçümser ses tonuyla. "Ona gerek kalmaz ben döverim seni" dedim sert sesimle. Ne kadar sert olsada gülmüştü sözlerim karşısında. Beni neden normal bir insan bulmaz ki zaten. "Uu sert kız sevdim" dedi masada bana eğilerek. "Git başımdan şimdi babam gelir" nefesini dışarıya üfleyerek kalktı. "Seninle karşılaşmak güzeldi ama benimde önemli bir yemeğim var o yüzden seninle sonra görüşeceğiz" kalkıp gidecekken babam masaya doğru ilerleyince kalktım oturduğum yerden ortamın gerilmesini istemiyordum. "Baba" dedim sesimi ayarlamaya çalışarak. "Hande" dedi babamda önce bana sonra şımarık çocuğa bakarak "eymen" dedi sonrada şaşkın gözlerle. Eymen mi ? Babam bu şimarığı nerden tanıyorki "onur amca" dedi şimarıkta. Eymen sonra bana bakıp gülerek "hande" dediğinde "anan" diye çıkıştım. Sonra babamın bakışını gördüğümde boğazımı temizledim. "D-dur bir dakika benim kardeşim şimdi sen misin" dedi eymen eğlendiğini belli eden bir ses tonuyla. Ağızım mağara kadar açılırken bir babama bir eymen baktım. "Yok artık" diye tıslasamda eymen gülüyordu.

➖➖➖

Eymenin arkasından melis ablada geldiğinde ufak selamlaşmalardan sonra yemeğe geçmiştik. "Demek siz okuldan tanışıyorsunuz" melis ablaya yapay bir gülümsemeyle baktım ve başımı salladım. Eymen atladı hemen "evet anne hatta birbirimizi çok severiz" sinirle eymene baktım. Keyifle önündeki yemeği yiyiyordu. Sonrada melis ablaya yine yapay bir şekilde gülümsedim. Böyle tatlı bir kadından böyle şimarık bişey nasıl çıkmış inanamıyordum. Telefonum çaldığında hemen açtım. Selim eğer telefonu açmazsam buraya geleceğini ve suçu olmadığı halde üvey abiciğimi döveceğini söylemişti ne alakaysa. "Efendim" dedim kısık sesle. Babamlar bişey konuşurken eymen bana bakıyordu. Kalkmaya üşendiğim için kalkmamıştım. "Naptın görüştünüz mü. tanıştınız mı. Yakışıklı mı. D-dur bidakka ellerin nerde" senin sorunu... "Ne alaka" homurdandı. "Ellerin nerde masanın üstündemi" dedi kızgın sesiyle. "Biri masada diğeri telefonu tutuyor" dedim sıkılgan sesimle. "Hande yavrum. Bak seni çok seviyorum biliyorsun. O elini indir o masadan. Abi falan dinlemem eliniz birbirine değerse sikerim o çocuğu" ses tonuna güldüm. Şuanki suratını tahmin edebiliyordum. Kaşları çatmaktan birleşmişti ve sinirli olduğu için kızarmıştı. "Nereme sokayım" dedim yapay sinirle. Söylediğim cümleye eymen anlamayarak bakınca kaşlarımı çattım ve dudaklarımı oynatarak 'dinleme beni' dedim. Omuz silkti şimarık şey. "Nerene sokarsan sok. İndirmezsen ben sokaca.." Sözünü kestim. "Kapatıyorum" bir anda "tamam tamam güzelim şaka valla şaka hem sen cevap ver yakışıklı mı?" Güldüm. Eğer abimin bu şimarık olduğunu öğrenirse hiç iyi olmayacaktı. "Ş-şey aslında tanıyorsun" dedim endişeli sesimle. Şimdiden olacakları görebiliyordum. "Kim" dedi sinirle "hani okulda dövdüğün çocuk varya şu miranın bana oyun oyna..." "Alo ? Selim ? Ordamısın ?" Öküz suratıma kapatmıştı. İnsan bağırır çağırır beş yaşındakiler gibi kapatmak ne ya.

➖➖➖➖

Yemek babamın ve melis ablanın konuşmalarından ibaretti. Arada bir eymende konuşmaya katılsada ben katılmıyordum. Aslında bir an önce eve gidip uyumak istiyordum. Kolanı içerken kapıdan giren yakışıklı varlığa baktım. Ne kadar yakışı.. Dur bir dakika.  Selime ne kadar benziyor o dur bakayi.... Valla selim. Bir  o eksikti zaten. Selim bize doğru adımlarken yapay bir sesle "aa selim sendemi burdaydın" dedim ve sarıldım. Kulağıma yaklaşıp "ben burdayım ama senin eteğin nerde?" Dediğinde eğilip elbiseme baktım. Haklıydı. Fazla kısa bir elbiseydi. "Ş-şey işi çıkmış" dedim sadece onun duyabileceği bir sesle. Söylediğim şeye surat tipi o kadar komik oldu ki. Sanırsın ona mert aslında kız demişim gibi baktı. Aslında zaten onun kız olduğu hakkında düşünceleri vardı ama neyse. "Hoşgeldin delikanlı" babamla selim tokalaştıktan sonra melis ablamın elin öptü ve "memnun oldum efendim" dedi. Kadının elin öpmekte neydi. Sonra eymene dönüp "eymen. Görüşmeyeli nasılsın" dedi ve oturdu. "Bir ara takılmak istermisin" diye devam etti cümlesine. Aslında bu cümlenin orjinali "Seni dövdüğümden beri nasılsın ? Bir daha dövmemi istermisin ? Olacaktı. Eymen güldü. "Takılırız tabi sen ben kardeşim" dediğinde bana baktı. Selimin sinirlendiğini kaslarının sıkılaştığında anlayabiliyordum. "Yada sen ben ve yumruklarım" dedi sadece eymen ve benim duyabileceğim bir şekilde.

➖➖➖

Yemek bir olay çıkmadan bittiğinde rahat nefes almıştım. Bir ara selim eymeni öldürecek falan sanmıştım. Şimdi duş aldım ve pembe pijamalarımı giyip oturma odasına babamın ve selimin yanına ineceğim. Selim bu aralar babamdan nefret ettiğini açıkça söylemişti. 'Başka kadın mı kalmadı gitti o lavuğun annesini seçti zaten kadında çirkin' gibi şeyler söyleyip duruyordu. Hayır melis abla çirkin değildi sadece eymenin annesiydi anlayın işte. Oturma odasına indiğimde babamla selim gülerek konuşuyorlardı. "Düğün ne zaman" selimin sorduğu soruya şaşırarak baktım. "Bu kadar ciddi mi ?" Diye atıldım hemen. Bu kadar ciddiyse bana neden söylememişti anlamıyorum. "Merak etme sizden önce evlenmeyeceğim hande" babama kaşlarımı çatarak baktım selimin aksine o gülüyordu. "En az beş torun isterim haa yoksa vermem kızımı" babamın söylediğiyle vücudum kırmızının tonlarını tek tek deniyordu. Bu konuları konuşmak çok utanç verici.  Selim "Merak etmeyin efendim en az 5" diye babamı desteklediğinde onada kızgın baktım. "Saçmalamayın ya ben çocuk istemiyorum çocuklarıda hiç sevmem zaten" diye kendimi savundum. Babam 'yav he he' der gibi baksada selim kaşlarını çatıyordu. "Ne demek istemiyorum" selime ciddimisin der gibi baktım. Cidden bu konuyu şuanda konuşmanın anlamı ne. "Neyse ben yatıyorum size iyi kavgalar ama gidin odanızda edin uyuyacağım" babam odasına doğru ilerlerken bende sinirle odama ilerledim selimde arkamdan geliyordu.

Kapıyı kapatıp kızlıca yanıma geldi. "Cidden çocuk istemiyor musun" dedi üzgün ses tonuyla. Cidden benden çocuk mu istiyordu. Aklıma birden küçük küçük selimler geldi. Böyle havalı havalı, kendini beğenmiş, kızların gözdesi. Aslında fena fikir değildi. Güldüm. "Neye gülüyorsun" gözleri kısmış bana bakan selime baktım. "Hiç aklıma küçük küçük selimler geldi. Aslında beş çocuk yapsak hepsi sana benzede dünya kurtulur" diye itrafta bulunduğumda başını arkaya atarak güldü. "Sana benzerse biraz zor" dediğinde omuzuna vurdum. Ben çirkin değildim ki. Yani tamam dillere destan bir güzelliğim yoktu ama güzeldim yani. "Hem biz neyin kavgasını yapıyoruzki daha ortada evlenme teklifi yook evlilik yok ne çocuğu" dedim sitem ederek. Aslında evlilik teklifi gibi bir beklentim yoktu sadece selimin kafasına sokmak istiyordum bu fikri. "Ha evlilik teklifi olsa benimle çocuk yaparsın yani" dedi piç gibi gülerek. Yatağımdaki yastığı kaptığım gibi suratına attım. "Defol git ukala şey" yüzümün aldığı rengi merak ediyordum. Ben ve selim. Çocuk yapaca... Aboo aklım nerelere gidiyo. Güldü. Yanıma gelip saçımı öptü. "Ben gidiyorum annem bekliyor" dedi ve kapıya yöneldi. "Selam söyle" kapının ardından bana baktı. "Tabi selam söylerim kaynanana" yastığı elime aldım ama kapıyı çoktan kapatmıştı. Gülerek yatağa yattım. Şimdi rüyamda selimle evlendiğimizi ve ortalıkla küçük selim ve handeler görecektim. Kendi kendime kıkırdadım. Rüyası bile güzel.

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin