Pis Fondötenci

1.7K 189 33
                                    

Multi: Furkan&Mert

Yorum ve voteleri bekliyorum iyi okumalar

Yemek yapamadığım için direk pizzacıyı aramıştım hiç uğraşmadan. Ama bende birşeyler yaptım tabi. Mesela kola aldım taaa alt kattaki bakkaldan. Herneyse. Pizza kutuları iki bardak tamam işte herşey hazır. Eksik olan tek şey.... Kapının sesini duyunca irkildim birden. Sessiz ortamda hani böyle aptal arkadaşınız arkadan 'böö' yapar ya hah aynı öyle hissettim.

Kapıyı açtığımda karşımda duran dağılmış selime gülmemek için ağızımı kapattım. "Gülme bak senin yüzünden oldu zaten bunların hepsi" dedi içeriye girerken. Üstü başı ıslaktı. Tamam kış aylarındayız ama yağmurda yağmıyor.  yani ne bu ıslaklık. Ayrıca saçı başı dağılmış üstündeki tişörtte bir kaç delik vardı. Ellerimi çarptım birbirine. "Oha selim" dedim endişeli ses tonumla. "Noldu" dedi şaşırarak. "Yoksa ırzınamı geçtiler" güldüğümde elindeki paketleri koltuğa fırlatıp üstündeki tişörtü çıkarttı. Aa selimin kasları meraba sizi daha yeni görüyorum hoşgeldiniz dedim içimden kaslarıyla konuşurken. "Hande. Bak güzelim. Güzel keçim" dedi dişlerini sıkarak. "Sus yoksa ben senin ırzına geçecem" dediğinde şirince sırıttım.  O Kadar ciddiydi ki bir an yapacak sandım. Karşısına oturdum. "Ee ne oldu" diye sordum merakla. Gözlerimin içine baktı ve sırıttı hafif. Ve konuşmaya başladı.......

Bir kaç saat önce

Selim'den

Bu kadınlar alışverişin neyini seviyor anlamıyorum ya. Yemin ediyorum hayatımın en berbat saatlerini geçiriyorum şuan. Saçma sapan şeyler satan mağazada tek erkek olduğumamı yanayım kasiyer kızların bana gülüşmelerine mi yanayım yoksa yumuşaklar gibi sevgilime aşklı meşkli şeyler baktığımamı yanayım.

Omuzumda bir baskı hissettiğimde başımı sağa çevirdim hemen. Ama bişey yoktu. "Oğlum burdayım" aşağıdan gelen sesle başımı eğdim hemen. Bacak boyuma gelen yaşlı ve tontiş bir kadın elinde bişeyle bana bakıyordu. "Buyur teyze pardon görmedim malum yoksun" dedim bir benim boyumu bir onu göstererek. Kısa boylu, şişko yada çok uzun, sırık gibi insanları ayıranlardan değilim. Hatta bazı insanlara kısalık bazılarınada böyle tontişlik çok yakışıyor. "Oğlum bunu nereme sürüyoruz" dedi elinde tuttuğu makyaj şeysiyle. Kızlarla aram iyi olduğu için hepsini olmasada bilirdim bir kaç şeyi. Elinde tuttuğu ruju aldım. Beyazdı ruj. Allah Allah dedim. Kim beyaz ruj sürerki. Herhalde teyze saçlarıyla uyumlu olsun diye beyaz alıyor diye geçirdim içimden. "Şimdi teyzeciğim bak bu ruj. Bunun kapağını açıp dudağına sürüyorsun" dedim rujun kapağını açıp. Yav teyze kaç yaşına gelmiş hala makyaj derdinde. Kesin handede yaşlanınca böyle olur diye geçirdim içimden. Sonra sebepsizce gülümsedim. Handeyle kendimi yaşlıyken hayal ettim. İkimizde takma dişleri çıkartıp önümüzdeki sehpaya koymuşuz. Ben beyaz saçlarımı ellerimle yukarıya zar zor kıvırırken oda bana ağır çekimde yumruk atıyordu. E yaşlı sonuçta hızlı atamaz.

Düşündüğüm şeyle gülmeye başlayınca tontiş teyze bana 'valla mal bu çocuk' der gibi baktı. Sonra beni takmayarak rujun kapağını açtı. Normalde birşeyleri denemek için küçük ayna koyarlardı. Burdada vardı ama sorun şu ki. Teyze aynaya yetişemiyor. "Oğlum sen sür şunu bi güzel olursa alcam" dedi ruju bana uzatırken. Şaşkınlıkla bir tontişe bir ruja baktım. "Ben mi?" Dedim kendimi gösterirken. Başını salladı tontiş. Umursamadan eğilip sürmeye başladım kurumuş ve çatlak dudaklarına. Aslında böyle bir ruju ilk defa görüyordum.

"Beyfendi napıyorsunuz" çalışanlardan benim yaşlarımda bir kız bana 'seni siktimin malı' der gibi baktığında doğruldum. "Tontiş ruj sürmemi istedi ruj sürüyorum" dedim sanki 'nefes alıyorum' der gibi bir normallikte. Karşımdaki çalışan ve onun arkasındaki iki çalışan kız kıkırdadı. "Aa bu ruj değil yalnız. Fondöten" dedi elimdeki beyaz ruju göstererek. Teyze birden bağırdı. "Haaayyy seni yalancı hani rujdu bu hayırsız evlat. Fondöten sürdürdü banaağğ gittim gencecik yaşımda. Ölecekmiyim" diye sordu önümdeki çalışan kıza sanki o bir doktor edasıyla. Kız önce şaşırsada sonra ağızını araladı ki tontiş konuşmasına izin vermedi "ahh kesin ölüyorum değil mi evladım. Bu gencecik yaşımda fondöten sürdürdü banağğ. Püüh yazıklar olsun sana pis fondötenci" dedi tontiş tükürükleriyle suratımı yıkarken. Sakin kalmaya çalışarak yüzümü sildim. "Tontiş. Ne ölmesi. Ne genci. Kim genç ha. Gelmişin 100 yaşına bana ruj sür diyosun ben ne bileyim bunun ruj olduğunu ya sanki hergün ruj sürüyorum" diye tısladığımda kendinden ağır çantasıyla üstüme doğru vurmaya başladı. Sonra fermuarı takılınca çıkartırken tişörtüm delindi. Lanet gün.  "Başlicam ha" dedim sonunda arkasını dönüp çıkıp giden tontişe. Sanki hiç bişey olmamış gibi birde havalı havalı yürüyordu. Ay götüm.

Makyaj veya kalpli şeyler reonundan çıktım ve oyuncak simgelerin olduğu yere geldim. Ben anlamam romantiklikten. 'Orta parmak' (🖕🏻) yastığını aldım. Ne güzel bir hediye değil mi. Şekli orta parmak olan bir yastık.  Yanınada hani şu en az benim kadar havalı olan gözlüklü emoji varya (😎) onu aldım. 

Kasaya geldiğimde kızlar hala kıkırdıyordu. "Ya tamam kesin gülmeyi ayrıca ben mi dedim size fondöten midir nedir gidin onu ruj şeklinde yapın diye" diye çemkirdim. Bir an kendimi mahalle karıları gibi hissettim. Sonrada kafama sıktım zaten içimden. Kız kıkırdadı yine aldığım şeyleri kasadan geçirirken. "Hediye paketi olsun lütfen sevgilim için" dedim kıkırdamasıyla sinirimi bozan çalışana. "Ş-şey kusura bakamayın ama sevgilinize orta parmak şekilli bir yastık-güldü-mı alıyorsunuz" yüzümü buruşturdum hediye paketine sardığı şeyleri poşetleyen çalışana. "Napsaydım" dedim. Yemin ediyorum şu halimde mahalle karılarında bir numara olurdum. Kız kahkahasını bastırdı resmen. "Ş-şey fondöten-güldü yine biç-alabilirsiniz" arkasındaki iki kızda kıkırdadı. Sinirle poşetleri elime alıp parayı verdim biç kıza. Yüzümü buruşturdum. "gerek yok. Benim sevgilim çirkin değil sizin gibi fondöten kullansın" dedim fondöten derken sesimi kızın sesine benzetmiştim. Birden kıkırdamaları kesilince ben zaferle güldüm. "Hadi selametle" dedim gülerek çıkarken.

Şu anki zaman

Hande'den

Kahkaha atmaktan artık nefes alamıyordum. Selimin anlattığı tontiş teyzeyi bir ara bulup elinden öpmem lazım. "Demek ruj ha" dedim yine karnımı tutarak gülerken. "Tamam sus çok güldün. Hadi al hediyeni bidaha trip falan atma çekemem" dediğinde paketi bana uzattı. Paketi yana fırlatıp kucağına oturdum hemen. Ellerimi boynuna sarıp alınımı alınına yasladım. "Demek 'benim sevgilim çirkin değil' ha" dedim kıkırdayarak. "Demek beni başka kızlardan güzel buluyorsun" dedim ve yanağına ufacık miniminnacık bir öpücük bıraktım. "Bakıyorum da hoşuna gitti" dedi keyif aldığını belli eden ses tonuyla. Başımı salladım. "Hemde çok" dedim gülerek. Sonra eğilip dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Belimdeki elleri beni kendine daha çok yasladığında dudaklarına bir daha küçük bir öpücük bıraktım. "Hande?" Dedi soru sorarca bir edayla. "Ha?" Dedim bende suratına küçük öpücükler bırakırken. "Biliyorsun annem geç gelir. Yani çekinme eğer beni yatağa atmak istiyor..." Karnına yediği yumrukla sustu. Gülerek karnını tuttu. "Tamam hakettim" dedi yaptığı piçliği kabul ederek.

Paketi açtığımda orta parmak yastığa sıkıca sarıldım. "Bundan sonra bana kızdığında trip atmak yerine bana sokarsın diye aldım bunu" dediğinde güldüm. "İyi fikir" dedim kötü kız kahkahası atarken. Sonra paketten gözlüklü son derece havalı emojiyi çıkarttım. "Bunuda beni özledikçe bakarsın diye aldım. Malum ikimizdede aynı karizma ikimizdede aynı mükemmellik..." Orta parmak yastığı alıp gözüne soktuğumda güldü. Güldüm. Güldüğümü görünce hemen öptü yine beni. Aslında bende onu gülüşünden öpmeyi seviyordum. Dudakları dudaklarımın arasındayken "peki niye ıslaksın" diye sordum.  selimin telefonu çaldığında "siktir et" diye mırıldandı ve beni daha çok bastırdı kendine. Kalktım kucağından. "Aç hadi önemli olabilir" dedim selime bakarken. Nefesini dışarıya üfledi. "Sen aç. Hopörlere ver" dediği şeye gülme isteğimi bastırdım. Hem kim olduğunu bilmiyordu hemde benimde duymamda bir sakınca görmüyordu. Fazlamı tatlıydı bu öküz. "Alo selim kardeşim o handenin resim olayının kimin yaptığını öğrendik. Eymen değilmiş...." Furkanın söyledikleriyle selimle kısa bir süre bakıştık.

Acaba kim ? Kdşsnd

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin