Kokumu Hayal Et

1.6K 219 35
                                    

Multi: Mert Gencer

İyi okumalar ;) vote ve yorumlarınızı bekliyorum ;))

Normalde tam iki gün kala eve dönecektik ama benim ısrarlarım sayesinde şuan yoldayız. Dayanamıyordum o kadar bikinili kızın içinde selimle kalmaya. Hadi onları geçtim selen vardı birde yani tamam kız iyi olabilir ama kız sonuçta. Yarım saatlik yol boyunca uyumuştum. Arabada mayıştığım için uyumam çok kolay olmuştu. Giderken annemi görmüştüm ama babamla görüşmemiştim o yüzden annemden önce babama gidecektim. "Babama gidelim" dedim uykulu sesimle. Selim iki saniyeliğine gözlerini yoldan aldı ve bana baktı. Gülümsedi. Gözlerim yarı açık ona bakıyordum. Ne güzel gülüyor öyle. Elini yanağıma koyduğunu ve okşadığını hatırlıyorum. Sonra gözlerimi açtım. Sanki hiç zaman geçmemiş gibi hissediyordum ama evin önüne gelmiştik bile. "Hadi uyan keçi" uykulu bi tavırla homurdandım. "Keçi sensin" güldü. Kapıyı açıp indim. Bavulu alıp kapıya yöneldim. "e hadi gel" hala arabanın önünde bekleyen selime baktım. Saçları dağılmıştı onu erken uyandırdığım için gözleri şişmişti. Vicdan azabı duyabilirdim ama duymuyordum. "Aslında annemi görmem gerek ulaşamıyorum" kaslarının sıkılaştığını gördüm. Annesine karşı ne kadar umursamıyormuş gibi gözüksede onu çok sevdini görebiliyordum. Sonuçta yanında olan tek kişi annesi. Babası bilmediğim bi sebepten onu sevmiyordu. Bir insan çocuğunu neden sevmez ki ? Onu görmek bile istememişti. Bu haksızlık. Erkeklerin örnek alması gereken bir babaya her zaman ihtiyaçları vardır. Benim babamla aramda özel bir bağ olmasada onu seviyordum. babamdı sonuçta ama selim o akşam bana geldiğinde gözlerindeki nefreti gördüm. Babasından gerçekten nefret ediyor. "Tamam banada haber ver ulaştığında merak ederim" tebessüm etti ve el salladı. Neden bu kadar üzgün gözüküyordu ki. Ortaboy siyah bavulun tutma yerini bırakıp arabaya binmek üzere olan selime doğru ilerledim. Boynuna sarıldığımda afallasada karşılık verdi. Tek elimi saçlarına götürdüm diğeri ise göğüsünün üstündeydi. Kulağına yaklaşıp "seni seviyorum" dedikten sonra gözlerinin içine baktım. Parlıyordu. En azından mutlu olmasın istiyordum. Düşünmemesini. Ben beni üzecek şeyler aklıma geldiğinde unutmak için aklıma bin bir türlü saçma şey getirirdim mesela annemle babamın ayrılmadan önceki zamanlardaki kavgalarını hatırladığımda unutmak için birinci sınıfta aşık olduğum çocuğun doğum gününde hediyesini verirken yanağından öpmem gerekiyordu. Sırayla öpecektik ve ben dakikalarca onu nasıl öpeceğimi düşünüyordum. Oysaki bir saniyede bitmişti. Çocukluk işte. Bunu ne zaman hatılasam sebepsizce gülüyordum. Keşke herşey çocukluğumuzda olduğu gibi kolay ve masum olsa. Çocukken tek derdim anneme şeker alması için ikna etmekti. Yada ailecek parka gitmek falan. Ama şimdi ortada bir aile kalmadı. Annemle babam ne zaman yan yana gelse her an bir bomba patlayacak gibi hissediyorum. Oysaki yaşıtlarımın tek derdi sevdiği çocuğa mesaj atmak oluyordu. "Bende seni seviyorum" dedikten sonra yanağıma derin bir öpücük bıraktı. İstemeyerekte olsa ayrıldım ondan. Arabaya bindi ve motoru çalıştırdı sonra az önce olduğu yer boşaldı.

Kapıyı çaldım bir kaç dakika kapıda ağaç olduktan sonra kapı açılmıştı. Babam beni gördüğünde yüzündeki ifade garipti. Şaşkın ? Korkak ? Endişeli ? Oysa sadece mutlu olması gerekmez miydi ? "Ben geeeldim" dedim bavulumu içeriye sürüklerken. İçeriye girdikten sonra babam kapıyı kapattı. "S-sen iki gün sonra gelmeyecek miydin" neden rengi solmuştu anlamıyorum. Bende hayal kuruyordum sarılırız diye. İçimden gözlerimi devirdim. "Gidebilirim istiyorsan" yüzündeki ifade sinirimi bozmaya başlamıştı. Sanki hiç sevmediği akrabası gelmiş gibi bakıyordu bana. "Saçmalama şaşırdım sadece gel buraya" beni kendine çekince göğüsüne yaslandım. Erkeksi kokusu burnuma dolarken bende ona sarıldım. Kalp atışları kulağıma geldi. Hızlıydı. "Kim geldi" bir an dünya durdu. Bacaklarım hissizleşti ve düşünemedim. Babamdan ayrıldım ve sesin geldiği yöne baktım. Esmer bir kadın. Şık giyinimli ama resmi. Siyah pantalon beyaz bluz ve siyah ceket vardı üstünde. Kumral uzun saçları omuzlarından sarkıyordu. Çok olmasada makyajı vardı. Bir an bu evde annemden başkasını görmek garip hissettirdi. Çok garip hissettirdi. Biz her zaman. Annem babam ve bendik. Bunu böyle biliyordum. Ben annem ve babamın birbirinden ayrılmasına dayanamazken' onların başkalarıyla olma fikri... Onları paylaşmak istemiyorum. Babam sadece bana gülsün. Sadece beni sevsin. Sadece bana aşık gözlerle baksın. Bu kadın nerden çıktı. Babama baktığımda bana gözlerini kısarak bakıyordu. "H-hande" dedi açıklama yapmaya çalışarak. Babamın öylesine bir kadını evine getirmeyeceğini biliyordum. Yada her kadını seveceğini. Bu kadının onun için özel olduğunu anlamak için profesör olmamada gerek yoktu ama kaldıramıyordum işte. Bir süre babama baktım. Kadınında bana baktığını adım kadar biliyordum. Babam annemle mutlu olmadı. Yada babamı işler dışında bişeyle ilgilenirkende görmedim. O yüzden onun mutlu olmasını istiyordum. Sadece garipti işte. Ama onu anlamaya çalışacaktım. "Ş-şey aa salona geçelim" dedim sakin kalmaya çalışarak. Babam nefesini dışarıya üfledi. Eliyle salonu gösterdi. Kadının yanından geçtim salona. Parfümü burnuma doldu. Muhtemelen duvarlada sinmiştir. Bir zamanlar annem kokan duvarlara.

"Tamam garip bir durum olduğunu biliyorum. Herkes için zor bi durum. O yüzden anlatın dinleyeceğim" dedim sessizliği bozarak. Kadın bana suçlu gözlerle bakıyordu. Aslında iyi biri olduğu belliydi ama ona bakınca annemi görüyordum işte. Olmuyordu.

➖➖➖

Babam kadınla bizim okulun yakınlarında karşılaştıklarını ve daha öncedende tanıştıklarını söyledi. Zaten güçlü bir bağları varmış. Babamın kadına bakarken gözlerini parladığını görmek yetti aslında bana. O mutluysa bende mutluydum. Annemin üzüleceğini pek sanmıyorum çünkü babamı zaten sevmiyordu. Beni üzen hatta kıskançlıktan öldürecek olan tek konu kadının benim yaşımda bir oğlu olduğunu öğrenmek olmuştu. Eğer babam o çocuğa bir kez bile olsa oğlum gibi bişey derse o çocuğu öldürürdüm.

Kapıya doğru ilerledik. Kadının yani melis ablanın-yada cici annemin-gitmesi gerekiyordu. Ortam hala gergindi. Herkesin benden çekinmeside garip bir duyguydu. Kapıya geldiğimizde melis abla önce babamla sarılıp öpüştü. Bu canımı acıtmadı. Kadının beni bile şaşırtan derece pozitif bir enerjisi vardı ve onu sevmiştim. Banada elini uzattığında korkak gözlerle bana bakıyordu hem o hem babam. Yaptığıma ben inanamasam bile yaptım işte. Elini tuttum ve kadını kendime çekerek sarıldım. Şaşırsada hemen gülerek karşılık verdi. Babamın gözleri parlıyordu resmen. "Görüşürüz" dedikten sonra kapının dışına çıktı. Babamın göz kırptığını gördüm. Karizmatik bir babam vardı o yüzden bu kadını anlıyordum. "Görüşürüz melis abla" dedikten sora kapıyı kapattım. Benim hayalimdeki sahne bağırıp çağırmakti şimdi ise kadına anne demediğim kaldı. Ama o kadar tatlı gülüyordu ki. "Sana kızgınım" dedim babama bakmadan salona ilerlerken. "Biliyorum yaşadıkların zor ama..." Sözünü kestim. "Bana söylemediğin için kızgınım bi sevgilin olduğu için değil ayrıca kadın fazla tatlı neden ?" Diye sordum kıskanç bir sesle babamın şaşırdığını görsemde gülmüştü. "Evet öyle" babam aşık olmuştu. Iyyv bu iğrenç bir şey. Babam ve aşık olmak. Kahve ve pilav gibi bişey.

➖➖➖➖

"Yanında olmak istiyorum annen nasıl" dedim selime endişeli bir sesle. Yanına gitmek istesemde itraz etmişti. Ona olanları anlattım. Bir cici annem olduğunu duyunca değilde onun oğlu olduğunu duyunca homurdanmıştı. Ve bu komikti. Yarın cici annemin cici oğluyla tanışmak için bir kafeye gideceğimizi söylediğimde trip atmıştı.
"Merak etme kaynanan hala yaşıyor" dedi alaylı bir sesle. Güldüm. Kaynanam. Garip geliyordu bu his. "Kaynanama iyi bak selim ona ihtiyacım var"dedim. Bir süre ses gelmesede sonra cevap verdi. "Neden ki. Kimse kaynanasını sevmez" gözlerimi devirdim. Ben selimin anesini seviyordum. Kadının ruhu benimkinden gençti. "Sanane benim kaynanam" dedim yapay bi sesle. Güldü. Gülüşünü görmek istiyordum. "Ya pisliksin ya" homurdandı. "Yine ne oldu" somurttum. Görmeyeceğini bildiğim halde. "Yanına gelmeme izin verseydin şuan gülüşünü izliyor olurdum" fazla mı romantik oldu ? Herneyse. Sonuçta içimden geçenleri söyledim. Gülüşü kulağıma doldu. Gülmesene zalimin oğlu içim gidiyor. "Ben hep yanındayım" dedi garip ama etkili bir sesle. "Nasıl yani" dedim anlamadığımı belirten bir ses tonuyla. "Şimdi. Yatağına gir ve sol tarafına yat. Bende sağ tarafında yatıyorum şuan" güldüm. Ve dediğini yapıp yatağımın sol tarafına girdim. "Eee" dedim memnun olduğumu bağıran bir ses tonuyla. "Şimdi. Benim kokumu hayal et. Bende seninkini." Kokusunu hayal ettim. Huzur veren kokusu sanki gerçekten yanımdaymış gibi burnuma dolarken mayıştım. Zaten uykum vardı. "Şimdi yorganı ben olarak hayal et ve deli gibi sarıl" güldüm ve dediğini yaptım. Yorganın canı olsa çıkardı öyle bir sardım onu kendime. Bir bacağımıda çiçekli yorgandan çıkartıp üstüne attım yorganın. Keşke bunu gerçek selimede yapabilecek cesaretim olsaydı. Güldüm kendi kedime. "Şimdi  rüyanda beni gör. İyi geceler inatçı keçim" huzur akan sesini dinledikten sonra gözerimi kapattım. "İyi geceler ukala öküzüm" telefonu kapattım ve gerçek selim gibi yorganımı öptüm. Bunu başkası görse beni çoktan bir yerlere kapatırdı herhalde. Kokusunu hayal edip derin bir nefes çektim içime ve yorganı sarmalayarak uykuya daldım.

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin