Birlikte Yalnız Kalalım mı?

1.7K 178 53
                                    

Multi: HanSel

Bu türden ilk defa yazıyorum o yüzden yorum ve voteleriniz çok önemli :)

Yazarın ağızından :)

Babasıyla araları kötü olduğu için mutsuz olan sevgilisini biraz olsun gülümsetmek amacıyla kahvaltı hazırlayan hande, hiç bilmediği halde bir çok şey hazırlamıştı. Sonunda aşırıya kaçmamak amacıyla durabilmişti. Aklında sevdiği adamın bunları görünce gülümsediği sahne vardı. Onun gülümsemesi kızıda gülümsettiği için sabahtan beri saçma sapan gülümsüyordu kendi kendine. Son kez baktı kız hazırladığı kahvaltıya. Sonra kendinden gurur duydu. Bu onun için bir ilkti. Bu çocuk bana ne yaptırıyor böyle diye geçirdi içinden. Deli gibi seviyorsa demekki. Selimi uyandırmak için merdivenleri tırmanmaya başlamıştı kız ama çocuk çoktan uyanmıştı. Zaten yarım yamalak uyumuştu. Gözlerini her kapattığında babası geliyor aklına çocuğun. Onu sevmediği geliyor aklına, istemediği, ağlamasına sebep olan babası geliyor aklına. Keşke diye geçiriyor içinden. Keşke sevseydi beni. Yada sadece sarılsaydı. Belki oğlum demesi bile gözyaşlarının akmasına sebep olurdu. Çünkü onun sesinden oğlum lafını duymak yıllardır ettiği duanın gerçekleşmesine sebep olurdu.

"Selim hadi uya-" kız odaya girdiğinde tavanı izleyen sevgilisini görünce yutkundu. Onun bu halleri sol yanını sızlatıyordu. Kız ne yapacağını bilmiyordu çünkü teselli işlerinde berbattı. Yanlış birşey söyleyip çocuğu daha çok üzmek en son isteyeceği şeydi çünkü. Çocuk gözlerini tavandan ayırmadan "uyandım güzelim. 3-4 saat önce uyandım" çocuk sadece beyaz tavanı izlemek istiyordu. Beyaz tavan ona kendisini hatırlatıyordu çünkü. Boş. Çocuk kendisini bomboş hissediyordu. yalnızlıktan çırılçıplak hissediyordu. Kız üzüldüğünü belli etmemek için sahte bir tebessüm yerleştirdi suratına. "Siz bu saatte uyanırmıydınız" dedi çocuğun yanına otururken. Ellerini çocuğun dağılmış saçlarına götürdü ve daha çok karıştırdı. Çocuk canı ne kadar sıkkın olursa olsun karşısında onun için gülen bir çift mavi göz görünce unuttu herşeyi. Sadece ona odaklandı. Anlamıştı hemen zorla gülümsediğini. Zaten çok iyi tanırdı çocuk onu. Biraz daha derin baktı kızın suratına. En ince ayrıntısına kadar ezberledi suratını. Gözünün kenarındaki sürekli olan iki çizgiyi. Yada hemen alınında varla yok arası bir beni. Her santimini ezberine kazıdı kızın. Saçlarındaki elleri ellerinin arasına aldı. Kız çocuğun kucağına otururken çocuk ellerinin arasındaki küçük ellere baktı ve sebepsizce gülümsedi. Ne kadar küçük diye geçirdi içinden. Sonra sımsıkı tuttu ve içine çekerek öptü kızın ellerini. "Sana kahvaltı hazırladım" dedi kız heyecanla. Çünkü hala sevgilisinin gülümserkenki hali vardı gözlerinin önünde. Çocuk şaşkın bir ifadeyle kıza baktı. "Sen ? Kahvaltı ?" Dedi inanmadığını belli eden bir ses tonuyla. Kız başını salladı. "Evet hadi gel" dedi ve çocuğu yataktan çıkarttı.

Merdivenleri inerken kızın aklına ocakta unuttuğu çay geldi sonra telaşla sıçradı "siktir" dedi sessizce. İçinden bir şeyide düzgün yapsam olmuyor diye geçirdi. "Noldu" kızın aksine sakin olan çocuk merakla kıza baktı ama ne olduğunu anlayamadan kız mutfağa koşmuştu bile. "Lanet şey seni" kız taşmış ve ocağı kirletmiş çaydanlıkla konuşurken yansımasını görünce birden gülmeye başladı. Çocukken yaptığı gibi. Çocuk arkası dönük kızın beline ellerini sardı ve çenesini kızın omuzuna yasladı. "Neye güldün bakalım" kız başını çevirince burunları sürtüştü ve aynı anda gülümsediler. "Yansımama" dedi kız çocuğun dudaklarına bakarken. Kuruluktan çizgi gibi duran dudaklarını ıslattığında kız yutkundu. Siktir diye geçirdi içinden. O kadar öpmek istiyordu ki onu. Ama cesareti yoktu. Oysa çocuk onu istediği zaman öpüyordu. "Bu haksızlık" diye hayıflandı kendi kendine. İçinden söylediğini zannediyordu ama çocuk duyalı çok olmuştu. İkiside birbirinin dudaklarına bakadursun çocuk daha çok sardı kızın vücudunu. "Neymiş o haksızlık" dedi çocuk. Aslında kızın onu öpmek istediğini biliyordu. Çünkü kalp atışlarını hissedebiliyordu. Tıpkı onun kalbi gibi hızlanıyordu her saniye. Yutkunduğunu hissetti kızın ve güldü. Morali azda olsun düzelmişti. İyiki var dedi çocuk içinden. İyiki benim dedi sonra ona aşık gözlerle bakan inatçı keçisine. Kız ne yalan bulsam diye düşünürken çocuk ondan önce davrandı. "Yoksa beni öpmek mi istiyorsun ? Durma bebeğim öpebilirsin" güldüğünde kız yalandan gözlerini devirdi. Oysa içten içe çocuğa şaşkındı nasıl düşündüğüm herşeyi anlar diye geçirdi içinden. "Ne öpücem be" dedi kız kollarının arasından çıktığı adamın. Bir kaç adım mesafe koydu aralarına. Çocuk kızı sinirlendirmekten zevk aldığı için bilerek yaptığı o sinir gülüşünü yerleştirdi suratına. "Hee öpmek istemiyorsun yani" dedi imalı sesiyle. Kızın ten rengi kasılmaktan ve utançtan kırmızıya dönüşürken çocuk istediğini aldığı için içinden kendini tebrik etti "i-istemiyorum" dedi kız çarpılmayı göze alarak. Birde içinden dua okumaya başladı ne olur ne olmaz diye. Aslında deli gibi istiyordu onu öpmeyi ama inadı yüzünden kabul etmiyordu. Çocuk ani bir haraketle kızı belinden kavradı sonra kalçasından tutarak mutfak tezgahına oturtturdu. Kız kollarını refleks olarak çocuğun boynuna dolarken cocuk kızın bacaklarının arasındaki yerini aldı. Kıza bilerek yavaşça yaklaştı ve dudaklarını ıslattı. Kız içinden siktir şimdi ısırcam dudaklarını diye geçirsede hala kendini zorluyordu. "Demek" dedi çocuk burununu kızın burununa sürterken. Derin nefes alıp veriyordu kız. Çocuksa bilerek nefesini kızın tenine değdiriyordu. "Beni" dedi biraz daha yaklaşırken. "Öpmek" dedi alt dudağını ısırdıktan sonra. Aslında çocukta kendini zor tutuyordu. Bir an önce şu sikik konuşma bitsede öpüşsek kafasınsaydı ama kızın onu öpmesini istiyordu. Piçlik işte ne yapsın "istemiyors-" sözünü bitiremeden kız çocuğun dudaklarına sanki yıllardır annesini görmeyen çocuk edasıyla yapıştığında çocuk gülmek istedi ama dudakları doluydu. İçinden piç smile yaptı o yüzden. Nefesleri bitince istemeyerekte olsa ayırdılar dudaklarını ve göğüsleri aynı anda inip kalktı. Çocuk gülmeye başladığında kız alt dudağını ısırıp "senden nefret ediyorum" dedi kızarmış suratıyla. Çocuk elini kızın yanağına götürdü ve okşadı. "Bnde seni seviyorum güzelim" dedikten sonra tekrar öptü kızı.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra bir haftalık uzaklaştırma cezaları bitti için okula gitmek için yola çıktılar. İlk defa hepberaber gitmişlerdi okula o gün. Bütün-mert serenay furkan özkan-grup bir arada. Sonra serenay hande ve selim aynı sınıfta oldukları için birlikte en üst kata çıktılar. Hande yine huzursuzdu her zaman olduğu gibi. Çünkü mira ve melissayla aynı sınıfta olmaktan nefret ediyordu. İçten içe mirayı özlüyordu ama artık mira eski mira olmadığı için soğumuştu ondan. Belkide canı yandığı için değişmiştir diye kendini suçluyordu hep içten içe. Mira sınıfa giren handeyi görünce yüzü düştü yine. Çok özlemişti onu. Ama tekrar eskisi gibi olmaları imkansızdı. Onu hem çok seviyordu hemde çok kızgındı. Artık selime aşık değildi. İçindeki tek duydu intikam duygusuydu. Melissa ise son yaptığı şey yüzünden selimle göz göze gelmemeye çalışıyordu. Tırsıyordu içten içe ama yine olsa yine yapardı. Çünkü handeden nefret ediyordu. Yada selimi seviyordu. İkisini ayırmak için bu hikayedeki kötü karakter olmayı göze almıştı. O gün derste fazla konuşmadı kızla çocuk. Çocuk ne zaman sessizlik olsa babası beliriyordu gözlerinin önünde. Hatta derste bir anda gözleri dolduğunda izin istemişti ve çıkmıştı dersten. Onun bu halleri kızı çok korkutuyordu. Fazla kokutuyordu. Ders bittiğinde hande selimi aramak için birinci kata inmişti ilk başta. Ama bulamamıştı. Çocuk sadece yalnız kalmak için kantinin arkasına gitmişti. Genelde orası tenha olur diye. Hande ise onu yalnız bırakmak istemiyordu. Korkuyordu. Sessizlikten boğulmasından korkuyordu.

Çocuk okulun tenha yerinde karşısındaki duvarı izleyerek otururken sigara içmek istedi ama yoktu yanında. Sonra içinden küfür etti. Her şey bok gibi dedi hayatını kast ederek. Sonra düşündü ve içinden hande hariç diye ayırdı kızını hayatındaki kötülüklerden.

Çocuk sessizlik içinde yerde otururken ayak sesleri duydu ama başını çeviremeyecek kadar yorgun hissediyordu kendini. Ama bu beden değilde ruhunun yorgunluğuydu. Yorulmuştu artık olmayan babası ve olmayan annesi için ağlamaktan.

"Selim" çocuk melissanın sesini duyunca irkilde. Belkide beklediği son kişi melissaydı çünkü onunla göz teması bile kurmayan kızın onunla konuşmaya cesaret edeceği aklından geçmezdi. "Ne istiyorsun" diye tersledi kızı. Çünkü handeyi üzmüştü o kız. Handeyi üzen herkesin sikime kadar yolu var diye geçirdi içinden. Kız hala aşık olduğu için onun bu hallerini görmemeye çalışarak oturdu çocuğun karşısına. "Kötü görünüyorsun" dedi kız onu duymayarak. Hala içinde birazcık umut vardı onu sevdiğine dair. Ama ne kadar yanıldığını bilmiyordu melissa. Çünkü selimin kalbi artık sadece hande için atıyordu. "Eskiden ne zaman üzülsen yalnız kalmak isterdin" diyerek eskileri hatırlatmaya teşvik etti kız onu. İçinden zorla güzellik diye geçirdi. Kendime tekrar bağlarım diye geçirdi ama hala çok yanılıyordu. Çocuk ise kıza sadece acıyordu. "O yüzden git" dedi çocuk. Sesinden soğukluk akarken. Kızın sol yanı acıdı ama hissettirmedi. Gülümsedi yalanla "beraber yalnız kalalım mı ?" dedi yüzsüzlüğü göze alarak. Zaten içi öfkeyle dolu olan selim kızlıca ayağı kalktı ve sinirle kıza baktı. Kızda tırstı ama yine farkettirmedi. Galiba en iyi şeydi oyunculuk yeteneği. Selim sinirle melissaya doğru ilerledi ve aralarındaki mesafeyi kapattı. İşaret parmağını kızın göğüsüne koydu. "Benden. Uzak. Dur" her kelimeye vurgu yaparak nefretle kıza bakmıştı ama kızın gördüğü tek şey selimin dudakları olmuştu. İçinden onları öpmek geçiyordu ama çocuğun ne tepki vereceğini kestiremiyordu. Kız yutkundu. O sırada kantindeki erkeklere selimin nerede olduğunu soran hande kantinin arka kısmına doğru ilerledi erkeklerin söylediğine göre haraket ederek. İçinden geçirdi selimin burda ne işi var diye çünkü ilk günden beri buraya adımını atmamıştı. Karşısında birbirine fazla yakın melissa ve selimi görünce durdu. Selimin arkası dönüktü ama o olduğunu biliyordu işte. Sol yanında bir yangın hissetti. Ama kendini uyardı. Sakin ol selimin onunla bir işi olmaz bir açıklaması vardır diye geçirdi içinden. Melissa gözlerini selimin dudaklarından aldığında selimin arkasındaki handeyi görünce dudakları yukarıya kıvrıldı ve herşeyi göze alarak selimin dudaklarına yapıştı. Ve ortada şaşkın selimi ve gözü dolu handeyi bıraktı.

Bölüm hakkındaki yorumlarız ?

Sizce yazarın ağızından yazmam nasıl olmuş ?

Melissaya küfür edebilirsiniz ksldsn

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin