Hande Ben Hamileyim

1.7K 199 40
                                    

M: Furkan Yılmaz

Bölüm hakkındaki yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum iyi okumalar.

"Dağ başımı burası ha ! Benim okulumda kimse eşkiya gibi kimseyi yumruklayamaz" müdür elini masaya vurarak bağırmaya devam etti. Yarım saattir olduğu gibi. Selim eymene yumruk geçirdiği an oda selime bir tane geçirdi. Bende o sırada bağırıyordum. Sonra mert furkan özkan falan hepsi geldi e tabi biricik kankam serenayla benimle birlikte her yumruk indiğinde çığlık atıyorduk. Sonra seromla birlikte bizde araya girip bir kaç yumruk attık. Şimdi ise müdürün odasında esirdik. Aileler çağrılmıştı. Selimin annesi benim annem eymenin annesi mertin özkanın furkanın anneleri hepsi gelecekti. Yola çıkmışlardı ve hala onların gelmelerini bekliyorduk. "Peki hadi bu hıyarları anladım bunlar ilerde bir b.. Bir meslek sahibi olmak istemiyorlar peki ya sizin ne işiniz var o kavgada ha" müdür her bağırdığında serenay biraz daha başını eğiyordu. "Aa hocam ama kızız diye kavga edecemeyekmiyiz onudamı erkekler yapıyor sadece" diye sitem ettim saygı değer ama fazla saygı duymadığım şirin gözüken ama şirin olmayan müdürümüze. Müdür sinirle tekrar ellerini saçlarının arasına attı.

➖➖➖➖

"Ah yavvruummm seni yumruklamışlar mı kuzum" mertin annesi Neriman teyze yarım saattir merti okşayıp tükürerek seviyordu. Mert ise annesinin kucağında tavşan gibi oturuyordu "evey ayye dövdüley beyi" mert bebek taklidi yaparken serenay gülüyordu. Sonra annesinin bakışlarını görünce sustu. "Oh benim güçsüz oğluum" mert birden yalandan öksürdü. "Ne güçsüzü anne görmüyormusun" kaslarını sıktı "bunlar kendiliğinden olmadı. Ben o kavgada döverdimde hepsini şeyden şey oldu şey olmasa şey olcaktı" diye gevelediğinde annesi merte vurdu. "Hah şey olcakmış. Emzirdiğim sütler ayıp yerlerinden çıkmış hala şey olcaktı diyo" bu sefer gülmemi tutamadığım için bende güldüm. "Sus kız gülme millete valla millet var demem döverim seni herkesin içinde" annemin uyarısıyla çenem kapanırken selim inledi "ah yavaş sultan" dedi annesi selime pansuman yaparken. Tamam sevgilimin kasları vardı ama eymende boru değildi hani. İkiside birbirini pert etmişti. Allah'tan surata çalışmamış diye geçirdim içimden. Hadi ama selimin suratı bu dünyadaki 8. Harika gibi bişey. Tabi bunu ona söylemek için cesaret lazım. Birazda göt. "Görüyormunuz hanımlar. Bu hande hep böyleydi küçükken ne zaman bir erkek çocuğu buna karışsa döverdi hep onları birinin kafasını ısırır diğerine yumruk atar..." Anneme susması için cimcik attığımda 'senin yapımında emeğim geçtiği için dünyadan özür diliyorum' der gibi baktı. "Herneyse kapatalım bence konuyu hem alt tarafı 1 haftalık uzaklaştırma ne olacak ki" dedim sevimli sesimle. Selimin annesi ve benim annem aynı anda "elinin körü" dediğinde ikiside bakıştı ve güldüler. Birbirleriyle iyi anlaşmaları bana minübüste boş koltuk bulmuşum gibi iyi hissettirmişti. Yada selimin gülüşünü görmüşüm gibi. İkiside harika.

"Annelerimiz kanka oldular" dedi selim gülerek. Başımı salladım elimdeki pamuk şekeri yerken. Pamuk şeker (çikolata, cips, dondurma) yerken konuşamazdım çünkü ağızımdaki o tadın tadını çıkarmak istiyordum. Kurduğum cümlenin alından öpeyim.

Selim'den

"Parka gidelim mi" dedim tek derdi elindeki pamuk şekeri bitirmek olan sevgilime oysa beni dinlemeden parmaklarını yalamaya devam etti ve dinliyormuş gibi yapıp başını salladı. "Sonrada öpüşürüz" tekrar başını salladı. Birden ara sokaklardan birinde yürümeyi bıraktığımda oda durdu ama hala elindeki pamuk şekerini yiyiyordu.

Etrafa bakındım birileri varmı diye yoktu kimse   "Hande ben hamileyim" dedim ciddi olmaya çalışarak. Ama yüz ifadesini görünce gülmemek için zorladım kendimi. Elindeki pamuk şeker bir kaç saniyede yere düştü ve eli havada kaldı. Sonra gözlerini kırpıştırdı. "N-nasıl k-kimden beni nasıl aldatırsın" birden üstüme yürüyüp omuzlarıma vurmaya başlayınca kahkahayı bastım. Dünyadaki en salak sevgili benimkisi herhalde. Birden vurmayı bıraktı. "Bbirdakka ya iyide sen nasıl hamile kaldın ki" dedi cidden soruyordu bu soruyu. "Tüp bebek" dedim bende gülerek. Sonra ağlamaklı bir yüz ifadesiyle önce bana sonra yerdeki pamuk şekerine baktı. "S-senin yüzünden pamuk şekerim yere düştü" dedi bağırarak. Bir kaç adım uzaklaştım ondan. Her an başımı koparabilirdi. "Sen" dedi işaret parmağıyla geri geri giden beni göstererek. "Hande yapma" dedim gülmeyeye özen göstererek. "Otobüse binerde akbilsiz kalırsın inşallah. Hamburger alıp içinde ne var diye bakarken içindeki köfte yere düşer inşallah. Kızlara hava olsun diye saçını düzeltirken direğe kafa atasın inşallah. Bağcığına basıp yerle öpüşürsün inşallah" diye cırladı kulaklarıma tecavüz ederken. Yüzümü buruşturdum. "Birincisi keçi, benim arabam var. İkincisi hamburger aldığımda içine bakmam çünkü ben hamburger almam pizzayı tercih ederim. Üçüncüsü kızları etkilemek için nefes almam yeter. Dördüncüsü ise öpüşmek için yere düşmeme gerek yok" sinirle üstüne doğru gelen handeye güldüm. "Aşkım" dedim tatlı bir ses tonuyla. Tabi benim götüm tutuştu. Onun için bir pamuk şeker bir çeyrek altın değerinde ve bana sanki altınına bakarken kanalizasyona düşürmüşüm gibi bakıyor. "Kaç" dedi soğuklanlılıkla. Zaten iki mahalle arkada olan evime yürüyerek değilde seke seke gittim o an. Sonra evime gelince trip atmıştı bana. Kızlar ve tripleri demeyeceğim çünkü bende çok iyi trip atarım. Kanepede bana trip atarken uyuya kalan handenin üstünü örttükten sonra handenin beni affetmesi için güzel bir plan düşündüm ama hepsi saçmaydı. En iyisi alışverişe çıkıp güzel bişeyler almaktı. Ben ve alışveriş. Kahve ve pilav daha uyumludur.

Hande'den

Kanepede gözlerimi yavaş yavaş aralarken doğruldum ve etrafa bakındım. Hani böyle korku filmi izlerken veya ıssız sokaklardan geçerken ki ürkütücü sessizlik vardır ya heh işte şuan selimlerin evide öyleydi. Sadece dışardan bir kaç çocuğun 'olum atsana lan topu' gibi lafların ve bir kaç kuş sesi duyuyordum. Ayağa kalktım ve "selim" diye seslendim boş eve doğru bir kaç kere. "Öküz?" Dedim şansımı tekrar deneyerek. Cevap gelmeyince telefonu aldım elime. İkinci çalışta açtı. "Nerdesin ? Yada dur kapat sen ara bana yazmasın" dedikten sonra kapattım. Ona trip attığım aklıma geldiği için trip atarkenki suratımı takındım yüzüme. Tabiki o görmedi ama olsun. Bir kaç saniye sonra telefonum çalınca beş yada altıncı çalışta açtım. "Kızım hem ara diyorsun hem açmıyorsun sorunlumusun" dedi sinirli olduğunu belli eden ses tonuyla. "Kapa çeneni asıl benim sana bağırıp çağımam gerekiyor hem nerdesin sen beni evde yalnız bırakıyorsun gidiyorsun" dedim sanki çocuğunu azarlayan bir anne edasıyla. Bir kaç şey mırıldandı. "Bir kaç teyze bana tiksinerek bakıyor şuan senin yüzünden sapık durumuna düştüm ama olsun buna değecek"   "Ha" diye çıkıştığımda güldü. "Geleceğim yarım saate sende yemek yap kadın" dedi sonlara doğru ağır abi gibi takınarak. "Oldu ayağınıda yıkarım hatta bey. Saçma sapan konuşma salak" dedim telefonu kulağımdan çekerken. Tam kapatacaktım onun hala kapatmadığını gördüm ve kapatmadım. "Nasılsa ona giriyor" gülerek mutfağa ilerledim.

Acaba selim handeye ne hediye hazırlayacak ?

Acaba hande selimi affedecek mi ?

Fikirlerinizi ve yorumlarınızı alayım :)

Tatlı İhanet (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin