10. İyi Biri Olmak İçin Kanat Gerekmez

3.8K 307 137
                                    

Birinin ruhuna ufak bir dokunuş bırakarak tüm hayatını değiştirebilirsin.

*

Hayatta başarılabilecek en zorlu görev başlangıçlarda gizlidir, derdi babam. Ona göre bir işe başlamak, onu başarmaktan çok daha zordu. Bunun nedenini hayatım boyunca hep merak etmiştim. Sonradan bunun durmadan kararlar alıp hiçbirini uygulayamamakla ilgili olduğunu kavradığımda her şey için geç kaldığım bir zaman dilimindeydim. Tek isteğim ölmeden önce intikamımı alabilmekti ve bunu hayata geçirmek için geçmişime dönmüştüm fakat ne yaparsam yapayım bir türlü başaramamıştım başlamayı. Önümde aşktan koca bir duvar vardı, onu tırmanmak istedikçe dostluk dikenli teller hakine bürünerek beni püskürtüyordu. İleriye adım atamadığım gibi artık dönüş şansım da yoktu. İçine düştüğüm bir bataklıkta çırpındıkça dibi boyluyor gibiydim.

Çenemi avcuma yaslamış Onur'u izliyordum birkaç derstir. Yüzündeki samimi ifadeyle kendisine hoşgeldin diyenlerle sohbet ediyor,bazen de yanına oturduğu Duru'nun boynuna kolunu atıp saçlarıyla oynuyordu. Onur'un gelişiyle birlikte Ulaş'ın sıra arkadaşı yan sınıfa geçmişti, bu yüzden onunla aynı sınıfta okuyacak olmak değişik geliyordu artık. Aras Ulaş'ın yanına geçerken Onur da eski oturma düzenine uymuş ve en yakın arkadaşımın yanını kapmıştı. Bir zamanlar planladığımız gibi. Altı yakın arkadaş, beraber okumak istediğimiz sınıfa geçemeden kopmuştuk. Biri şehri terk etmişti, biri hayatı ve diğeri de kendini. Kalan üçüyse yabancılaşmıştı birbirine ama yine de aralarındaki bağı koparmamıştı. Şimdiyse dağılan herkes birleşmişti, biz hala altı kişiydik ve hala birlikteydik ama onlar bir kişinin eksik olduğunu sanıyordu. O kişi bendim.

Derin olarak onların hayatına girdiğim ilk gün, gerçekten de ben olmaktan çıkmıştım. Mira yalan söylemezdi, Mira asla bir insanın kalbini kırmaz ve onun hakkında kötü düşünmezdi fakat Derin için aynı şey geçerli değildi. O kalp kırmak istiyordu, yalanlar şu sıralar dilinden düşmüyordu ve tüm bunların yanı sıra onun geliş amacı katil olmaktı. Hiçbir şey planladığı gibi gitmese de.

Gözlerimi kırpıştırarak Onur'a bakmaya devam ettiğim sırada o da arkasını dönüp bana baktı. Gözlerimiz buluştuğunda onun kahvelerine baktım ruhsuzca ama bir yanım mutluydu. Onur'un eskisi gibi olmadığını ve olamayacağını bilsem de o hala Onur'du, asla neşesini kaybetmeyen ve hayattaki tüm acılarla dalga geçebilen dostum. Değişmemesi güzeldi lakin beni geçmişe sürükleyip duruyordu. Onur, diğerlerinin aksine gözlerime bakarken dalmıyordu. Beni eski bana benzetmiyor muydu veya yaptığı çok iyi bir rolden ibaret miydi tüm bunlar bilmiyorum ama onunla konuşmak istiyordum. Bana ben gibi hissettirebilen tek insan oydu bu aralar hayatımda. Herkesin Mira'dan parçalar sıkıştırdığı Derin'dense Onur'un tanıyacağı Derin olmayı yeğlerdim. Çünkü bu, bana amacımı hatırlatıyordu. Dudaklarında asılı kalan bulaşıcı gülümsemeyle ben de tebessüm ettiğimde Onur bana göz kırparak önüne döndü. Bu tavırları hoşuma gitse de bir yandan beni çelişkiye düşürüyordu. Neden Mira diye biri hiç olmamış gibi davranıyordu? Ona sırılsıklam aşık olduğunu bağıran adam gibi durmuyordu Onur, geçmişi hiç yaşanmamış kabul etmişti. Herkesten şüphelenmeye başlayan şeytanım onun hakkında da korkunç senaryolar üretirken yanımdaki Giray'a baktım. Dersi dinliyor gibi dursa da aklının karışık olduğunun farkındaydım. O da ben de Onur'un neden bir anda dönme kararı aldığını merak ediyorduk. Bir yıldır ortalarda yokken şimdi gelmesi kafamdaki soru işaretlerini artırıyordu ve ben gidip ona bunu nasıl soracağımı bilmiyordum.

Onur'u tanıyan öğretmen onunla kısa bir diyalog kurarken Giray'ın gözleri Onur'u buldu ve ona dik dik bakmaya başladı. Kaşlarımı çattım. "Katil olduğunu düşünmeye başlıyorum." Giray da kaşlarını çattı ve biraz önce Onur'da olan kötü bakışlarını bana yöneltti.

SOĞUK GİZWhere stories live. Discover now