09. Sarkaç

3.5K 284 121
                                    

Bir hikayenin esas karakteri olmak için, önce o hikayeyi yazmaya cesaret edebilmeli insan.

*
Bazı anlar vardır hani, ne yöne koşarsanız koşun kendinizi hep aynı noktaya yetişmeye çabalarken bulursunuz. Üstünüz başınız yara bereyken bile vazgeçemediğiniz, kör bir noktadır koştuğunuz. Bu nokta, çoğu sözlükte ideal olarak geçer. İnsanların hayallerini çatısında topladığı bomboş bir kelime. O boşluğu doldurmak için hayatınızı harcarsınız, ömür boyu çırpınır durursunuz. Bazen yetmez bir şeyleri onarmaya belki ama durdurak bilmeyen bir duygu pompalar kalbiniz, umudu salar ruhunuza ve siz tırnaklarınızı geçire geçire tutunursunuz o umuda. Çünkü herkesin yaşamak için bir şansa ihtiyacı vardır.

Kollarım iki yanımdan sarkmış öylece duruyordum. Kafam allak bullaktı, ne düşüneceğimi ve nasıl hissetmem gerektiğini kestiremiyordum. Onur'un ismi bana geçmişimizi sunarken sanki hiç gitmemiş gibi buruk bir sevinçle doldu içim ama bir o kadar da korkaktım. Arkamda bıraktığım insanların her biri perişandı ve bunları atlatmam yeterince zorken Onur'u bambaşka biri olarak görürsem bunu kaldırıp kaldıramayacağımdan emin olamıyordum. Çünkü Onur'u diğerlerinden farklı kılan rengarenk bir dünyası vardı ve ben o dünyayı yıkmış olmaktan hayatımda hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyordum.

Müzik sesi durmuş, kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Rüya'nın evinde en son onun birkaç yakın arkadaşı, Giraylar ve benle Sarp kalmıştık. Duru aldığı haberi patlatmasının ardından herkes sessizleşmiş olsa da Aras'ın sevincini parıldayan gözlerinden görebiliyordum. Ulaş da en az onun kadar sevinmişti ve bunu duyduğu an onda nadiren gördüğüm bir eylemi gerçekleştirip tebessüm etmişti. Ancak kimse bu sevinci Duru kadar sesli bir biçimde ifade etmemişti çünkü Giray tüm heybetiyle aramızda dururken onun iç dünyasındaki savaşın farkındaydı hepsi.

Giray için Onur bambaşka bir yerdeydi ve bir sene öncesinde onunla ettiği kavgadan sonra ne yapacağını bilmiyor gibiydi. Çünkü artık uğruna arkadaşını harcadığı kız yoktu.

Sarp koluma dokunup "İyi misin?" diye fısıldadığında başımla onayladım onu ama iyi falan değildim.

Sarp'ın telefonu gergin sessizliği böldüğünde izin isteyerek kalktı ve bizden uzak bir noktaya gidip telefonuyla konuşmaya başladı. Birkaç dakika sonra yanımıza döndüğündeyse gitmesi gerektiğini söyledi ama beni bırakmayı teklif etmedi. Çünkü o da ben de biliyorduk ki buradan ayrıldığıman kendimi kaybedecektim ve onlar benim kim olduğumu bilmese de yanımda oldukları her an daha iyiydim. Uzanıp saçımın üstüne bir öpücük kondurdu Sarp. "Kendine dikkat et."

Geri çekildiğinde Duru'ya göz kırpıp diğerleriyle kısa bir vedalaşmanın ardından evden çıkmıştı. Koltukta biraz daha yayılırken bakışlarım ojeli tırnaklarımdaydı. "Pekala," dedi Rüya sessizliği bölerek. "Artık kendinize gelir misiniz?" Ona baktım. Hiçbir zaman çevresini görmeyen gözleri aşkla bakıyordu Giray'a. Güzel bir kızdı ve çoğu erkeği kolaylıkla etkileyebilecekken Giray'da kalması her zaman beni şaşırtmıştı. Onun gibiler herkesle eğlenir sanıyordum çünkü. Belki de Rüya tanıdığımdan çok daha farklı bir kızdı.

"Gidelim," diyerek doğruldu Ulaş. "Bu gecelik bu şamata yeterli." Duru'ya baktı. "Kalk, mavi." Aras da peşinden kalktığında Giray hala oturduğu yerdeydi. Ne yapacağımı bilemez bir vaziyetteyken ben de kalktım. Diğerleri gidiyorken burada durup Rüya ve Giray'a bakamazdım.

Yine de aklım Giray'daydı. Duru ve diğerleri birkaç kuru veda sözüyle evi terk ederken Rüya'ya "Güzel bir geceydi," diyerek ben de kapıdan çıktım. Elbisemin açıkta bıraktığı omuzlarım titrese de soğuktan, bunu içerde ecel terleri dökmeye yeğlerdim. Yanıma bir ceket almadığım için kendime lanetler yağdırırken bacaklarım İzmir'in sokaklarında bufaya hayli uzak olan evime yönlendiriyordu beni. Bir tekerlek sesi duyduğumda kafamı çevirdim. Giray motorsikletini çalıştırıyordu. Dudağım kıvrılırken onun Rüya ile kalmayacak olması bana iyi gelmişti.

SOĞUK GİZWhere stories live. Discover now