03. Karmaşık Bir Beyin En Tehlikeli Zaaftır

4.9K 368 104
                                    

Bazen en büyük komediler, kendi trajedilerimizdir.

*

İnsanlar, hayalleriyle vardır. Düşünceleridir onları kendileri yapan. Çoğu insan için gözlerini yumduklarında, sessizce uyumayı beklemek yerine kafalarında canlandırdıkları eylemleri yaşamaktır hayal etmek. Hayal etmek bir aşık için sevdiğinin gülüşüdür belki, belki de onun gözleri. Bir aç için karnını doyurmaktır, bir çocuk için büyümek, bir anne için başarabilmektir. Hayal etmenin bir hudutu yoktur, keza hayallerin de öyle. Bir kadının hayallerini bir adam süsleyebilir, bir adam bir kadının ruhuna dokunabilir. Ancak gökkuşağı renklerinin tümünü yitirdiğinde geriye kalan çıplaklık günahları ve acıları ortaya serer acımasızca. Ve sonra adam kadının hayali olmaktan çıkar, kadın adamın ruhuna dokunduğu melek değil de şeytan olur. Bunu biliyordum. Bunu kendim yaşamıştım. Artık melek değildim. Ne olduğumuysa uzun zamandan beri ben de bilmiyordum.

Okul binasından çıkıp yanımdaki Sarp ile beraber adımlarken kafam karmakarışık olmuştu. Aldığım mesajdan Sarp'a henüz bahsetmemiştim, Giray'ın sözlerini de onunla paylaşamamıştım. Her ne kadar bir yanım ona olanları söylemekten yana olsa da diğer yanım bir bataklığa düştüğümü ve onun eline uzanırsam kendimle beraber onu da batıracağımı söyleyip duruyordu. Üstelik bana mesaj atanın kim olduğunu bilmesem de bunun sadece bir denk geliş olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyordum lakin çabamın nafile olduğu beynimi kemiren farelerin canımı acıttığı kadar gerçekti. Yine de her ne olursa olsun bir şeyleri yerine oturtmadan Sarp'ı bu olaya dahil etmeyecektim.

Rüzgar sarı saçlarımı uçuştururken beynim ansızın beni geçmişe götürdü. On yedi yıllık hayatım boyunca hiç saçımı kesmemiştim. Henüz iki günlük bir bebekken annem tarafından terk edildiğimden bu yana saçlarımla uzatmıştım kederimi. Siyaha çalan uzun ve düz saçlarım güzeldi. Giray bana sarılıp saçımı okşayıp bir melek olduğumu fısıldarken ve babam Yaman Çağan da her gece yatmadan önce aynı saçları tarayıp her şeye rağmen onunla olduğum için teşekkür ederken onları kesmemin bir tek bencillik olacağını düşünürdüm çünkü. Yangından sonraki zaman diliminde ise istemesem de mecbur kalmıştım her şey gibi onlarfan da vazgeçmeye. Çünkü yanmıştı saçlarım, tıpkı yüzüm ve bedenimin büyük bir kısmı gibi.

Tekrar gözlerimi açıp olayları kavradığımda hayatımın neredeyse bir ayını kaybetmiştim. Yüzümde ve vücudumun birçok yerinde sargı vardı, hiç tanımadığım bir adam gelip her şartta bana destek olacağını söylemişti ve gerçekten de sözünü tutmuştu. Bense yüzümdeki sargı ilk açıldığında o bana ne kadar destek olursa olsun bir şeylerin bir daha asla eskisi gibi olmayacağını biliyordum. Hiç tanımadığım bir kızın yüzünü nakletmişlerdi bana; sesim çığlıklarımdan ötürü kısılmış, maruz kaldığım duman her şey gibi ses tonumu bime çalmıştı benden. Aynaları kırıp çığlıklarla uyandığım her gece Sarp yanı başımdaydı, ancak saçlarımı da hayallerim gibi söküp attığımda odada tektim. Aynaya bakmadan, rastgele makaslamıştım saçlarımı. Belime kadar inen tutamlar kulağımın arkasına bile zor gelir olmuşlardı ama sonra, bir şeyler değişmişti. İntikam hırsı ruhumu tutuşturduğunda saçlarımı sarıya boyamış, ruhumuysa katrana çalmıştım. Bu içimde öldürülen zavallı Mira'ya olan borcumdu. Yüzümü kabullenip aynaya bakabildiğim ilk gün, kendime bir söz vermiştim çünkü.

Ne pahasına olursa olsun bana bunu yapan kişi bedelini ödeyecekti.

"Daldın," diyen Sarp'ın sesiyle irkildim. Başımı ona çevirip bir şey söyleyecekken omzunun üstünden gördüğüm Giray ile dudaklarımı birbirine bastırdım. Motorsikletinin üstüne oturmuş, kendisine doğru yaklaşan Rüya'ya kaskını uzatmıştı. Rüya, onun arkasına oturup kollarını beline sardığında bakışlarımı çekemeden Giray ile göz göze geldim. Birkaç metre ötemde bana belirsiz bir bakış atışı kırgınlıklarımı görmesinden endişelenerek önüme dönmemle son bulurken sesli bir soluk çektim içime. Rüya, bir zamanlar benim olduğum yerdeydi. Benim yerimde.

SOĞUK GİZWhere stories live. Discover now