24. BÖLÜM: KAN VE KEHRİBAR

4.1K 337 34
                                    

Aykuşağı serisi II. Kitap
KAN VE KEHRİBAR

*

Keyifli okumalar ❤

Geçti zaman...

Öyle uzun geldi ki sanki bin yıl geçmişçesine bir his filizlendi içime. Ektiğim tüm tohumlar çürük meyveler verdi, bahçeme giren herkes o meyvelerin tatlı kokusuyla zehirlendi. Vicdan azabı, pişmanlık, nefret, sadakat, hırs ve aşk; hepsinin bedelini zor da olsa ödedim. Ama sonu gelmedi, gelmiyordu. Bahçemin tatlı kokusunun zehri içime sızdı sızalı, ruhumda bir zakkum ağacı yeşermeye başladı.

Koparamadım.

Huzursuzca, hırgür içinde yetişen benliğim dizginlendi; bazı şeylerin asla düzelmeyeceğini anladım. Bozulmaktan, sarpa sarmaktan başka bir işe yaramıyordu şansım. Sadece...

"Kuzuların sessizliği." dedi Bilge, zihnimdeki cümleler domino taşları gibi sırasıyla devrildi. Çatık kaşlarımı gevşetip, eğik başımı kaldırdım ve ona baktım.

"Ne?"

"Evdeki sessizlik diyorum." İfademdeki anlaşılmazlığa bakıp gözlerini devirdi."Maşallah sende çok konuşkansın." Elindeki kırmızı topları yapay çam ağacının dalına astı.

"Bence bu kadarı yeterli." dedim yeşil boyun süslerini ona uzatırken. Boyu yetişmediği için sandalyenin üzerine çıkmıştı ve başındaki Noel baba şapkasıyla çok komik görünüyordu. "Bunları da ekle tamamdır."

Evin içine belki bininci kez göz gezdirdim. Duvarlarda rengarenk boyun süsleri, tavanlardan sarkan süslü fenerler, salonun köşesinde toplu halde duran kırmızı balonlar... Şu an her şey harika görünüyordu ama ertesi gün dağınıklığı toplama işi bana kalacaktı. Çünkü Bilge'nin umurunda değildi. O hala işin eğlencesindeydi. Bir buçuk ay öncesine kadar yaşanan tüm olaylardan hala habersizdi. Sadece eski haline nazaran biraz daha olgun davranıyordu. Nedeni belki de Asena'nın hamileliği yüzündendi. O bu durumu büyük bir şaşkınlıkla karşılasa da, sonrasında destek vermişti.

Asena demişken; hamile olması hepimizi - en çokta beni - şaşırtmıştı. Hatta buna şiddetle tepki göstermiştim ama o da bende biliyorduk ki hamile olmasına değil, yıllarca kendine görev bildiği doğrularını bize de dayatması ve sonunda tüm bunları dalga geçer gibi yerle bir etmesiydi. Aynı şeyi ben ya da Bilge yapsaydı, eminim ki benim verdiğim tepkinin on katını verirdi. İşte bu yüzden sinirlenmiştim.

Benden böylesine bir tepki beklemediği için, bu onu hüsrana uğratmıştı ama bu evde hiç kimseye çifte standart uygulanmayacağını birinin ona hatırlatması gerekiyordu. Evet, çok acımazsızca davranmıştım, fakat gelin görün ki tüm o acımasızlığım sanki hiç ortaya çıkmamış gibi bir süre sonra kaybolmuştu.

Haftalar boyu derin bir bunalım yaşamıştı, gerçi hala tam olarak atlatmış sayılmazdı. Bunun yanı sıra ondan sakladığımız sırlara karşın bize tavır almıştı ama çektiği acı daha baskın çıkıyordu. Bir kaç kez hesap sorma girişimlerinde bulunmuştu, hatta Andre'ye bile çıkışmıştı fakat hiç birimizle küs kalamamıştı. Yüzümüzü görmek istemese bile bizden başka sığınacak ve ona yardım edebilecek kimsesinin olmadığının pek ala farkındaydı. Tüm bunların dışında bebeği aldırmayı bile düşünmüştü. Ama Andre, bunu duyar duymaz öfkeyle karşı çıkmıştı. O bebeklerinin doğmasını istiyordu. Ama çok riskliydi! Karnında ki normal bir bebek değildi, yarı vampir yarı insan ve... Yarısı da benim türümdü.

Bu kulağa imkansız gibi gelse de gerçek buydu işte. Hamile olduğunu öğrendiğimiz günden bir hafta sonra Asena, göz yaşları içerisinde başına gelenleri itiraf etmişti. Frank, onun rahmine, yüzyıllardır sakladığı Kurtlan zehrini enjekte etmiş ve bebeğiyle beraber ölüme terk etmişti. Ama zehir mucizevi bir şekilde aksine işlemiş, hem annenin hem de bebeğin damarlarına uyum sağlamıştı.

YANGIN VE YAKUT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin