6.BÖLÜM: ÖLÜME SIĞINMAK

8.2K 630 79
                                    

Kırdım sanıyorsun zincirlerini; köpek de çeker koparır zincirini. Kaçar o da, ama halkaları boynunda taşıyarak.

Persius

Persius

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔱

Alain ile vedalaştıktan sonra eve girdim. Ayakkabılarımı çıkarıp dolaba koyduktan sonra ceketimi portmantoya astım. O saniye Asena mutfaktan çıktı. Zaten ne zaman gelsem ya mutfakta oluyordu ya da merdivenin altındaki temizlik odasında.

"Bugün evi sakın dağıtmayın!" diye bağırdı Asena. Hedefinde ben değil, Bilge vardı. İçimizde en dağınık kişi oydu çünkü. Ama Bilge görünürde yoktu. " Duydunuz mu?" Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit Türk atasözünü yerinde temsil eden Asena, bugün bir hayli sinirliydi. Ben yine de onunla uğraşmayı sonraya bırakıp, odama çıkmak için merdivenlere yöneldiğim sırada " Sen!" dedi. Olduğum yerde çakılıp kaldım. Biliyordum ki, çenesiyle beni dövecekti.

"Evet?" dedim çok sakin bir tavırla. Onu ne dinleyecek ne de anlayacak halim vardı.

"Saatlerdir neredesin sen?" Menekşe mavisi gözlerini olabildiğince belerterek sinirini mimikleri üzerinde kullanıyordu. Ellerini yumruk yapıp beline koydu.

"Ben..." Ne diyeceğimi düşünürken, bana fırsat vermeden tekrar konuştu.

"Alain'le birlikteydin? " Kaşlarımı oynattım. Anlamsız bir mimik hareketimden sonra meseleyi fazla uzatmadı. "Her neyse, akşam yemeği için bir saat sonra salonda ol." Verdiği bu emri karşısında, ağzımı açıp sert bir laf edecektim ki hızla mutfağa girdi.

Bilge bir elinde kırmızı elma şekeri ile salondan çıkarken. "Ona aldırma, bugün deliliği üzerinde." Dedi, Sezar oturma odasından çıkıp miyavlayarak bana doğru yaklaşmaya başladı.

"Niye özel gününde mi?" Genelde regli olduğu zaman barut gibi oluyordu.

Güldü. "Bana kalırsa Asena her gün özel gününde." Haklıydı.

Sezar merdivenleri tırmanıp ayaklarımın dibine geldi ve bacaklarıma uzandı, kendisini kucağıma almamı istiyordu. "O şekeri nereden buldun?" diye sordum, Sezarı kucağıma alırken.. Bilge ise çocuk gibi şekerini yalamaya devam ediyordu.. Puantiyeli pijaması ve kıvırcık saçlarıyla yine çok sevimli görünüyordu.

"Aldım." Dedi.

"On yedi yaşındasın, bunun farkındasın değil mi?" Omuz silkti. "Ayrıca okula niye gitmedin bugün?

İri siyah gözlerini şaşkınca açıp, sanki çok önemli bir günmüş gibi 'nasıl bilmezsin' manasıyla baktı.

"Bugün günlerden pazar, Sima."

"Öyle mi?" Günleri unutacak kadar karmakarışıktım. İçimdekileri birilerine anlatmayı o kadar çok istiyordum ki. Mesela bu Bilge olabilirdi; o doğaüstü şeylere inanırdı ama olgun davranamazdı. Çocukken tuhaf şeyler gördüğü söyleyip dururdu, çoğu kez gördüğü şeylerin onu korkuttuğunu söyleyip ağlardı. Onun yerine Asena olabilirdi. O olgundu ama böyle şeylere inanmazdı. Eskiden sırlarımızı paylaşırdık, fakat şimdiki sırlarım kolay kolay dile dökülecek cinsten olmadığı için ağzımı açmam gerektiğinin farkındaydım. Zaten Asena hayatta inanmazdı.

YANGIN VE YAKUT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin