16.BÖLÜM: İTİRAF VE İHTİRAS

6.9K 514 40
                                    

Bölüm Şarkısı:

Nessi Gomes - All Related

Alain'in gidişinden sonra, birkaç dakika koridorda kaldım. Odaya dönüp dönmeme konusunda kararsızdım. Bir an için, peşinden gitmeyi bile düşündüm, takip edecektim. Ama bu fikirden aniden vazgeçtim. Büyük ihtimalle, çoktan hastaneden kilometrelerce uzaklaşmıştı. Beni de yanında götürseydi ne olurdu sanki? Avlanırken yanında olmamın neresi korkunç ve tehlikeliydi? O işini görürken ben bir köşe de duramaz mıydım? Hem ona iştah açıcı da kokmuyordum, bu da benim avantajım değil miydi? Beni reddettiği için sinirlendiğimi hissettim. Odaya da dönmeyip, merdivenlerden yukarı hızla çıktım. En üst katta bulunan kafeteryaya varınca, kantin görevlisi dışında hiç kimsenin olmadığını gördüm. Buna sevinirken, büyük balkon tarafına bakan iki kişilik masaya doğru ilerledim. Aslında balkona çıkıp, biraz hava almak iyi gelebilirdi, ama dışarda keskin bir soğukluk vardı. Fırtına yağan karın etrafında girift bir döngü yaratıyordu.

Bu gece yeterince üşümüştüm zaten. Ayrıca uykumda gelmeye başlamıştı.

Ellerimi dizlerimin üzerine düşürürken, parmaklarıma baktım ve metal yüzüğümün olmadığını fark ettim. Düşürmüş olmalıydım. Yüzüğümü severdim, bu yüzden içimde küçük bir üzüntü hissettim. Bakışlarımı ellerimden alı koymadan önce, kaygan zeminde çıkan bir çift ayak sesi dikkatimi çekti. Hemen sonra önümde bir gölge belirince, başımı kaldırıp baktım. 'Başka kim olabilir ki' diye geçirdim içimden.

"Onunla birlikte gitmek istemen büyük cesaretti." Dedi Andre. Karton bardaktaki kahveyi bana doğru uzatırken. Sandalyemden doğrulup elinden aldım. Teşekkür ederken, kaynarlığı parmaklarımı ve avucumu yakınca, çabucak masaya koydum.

"Ne var bunda?" Diye sordum. Karşıma oturdu, kendi kahvesini masaya koydu, ama bırakmadı ve elleri arasında çevirmeye başladı.

"Eğer bir gün şahit olursan ne demek istediğimi anlarsın." Gülümsedi. Kuzenimin bu adam da ne bulduğunu fark ettim. Gülüşü güzeldi ve Asena'nın güzel gülen erkeklere zaafı vardı. Ama bunun yanı sıra, etkilendiği başka şeyler olmalıydı. Sonuçta karşısına gülüşü güzel olan bir sürü adam çıkmış olmalıydı, hatta hatırlıyorum daha yakışıklı olanlardan bile hoşlanmıştı. Onlardan biri değil de niçin Andre'ydi?

"Alain, cephede tanıştığınızı söyledi." Diye lafı değiştirdim. Kahvesini yudumlamadan hemen önce başını olumlu anlamda bir kez oynattı. "Nasıl tanıştınız?" Ben de kahvemi yudumladım.

"Yemeğini yemiştim, o da bana yumruk atmıştı." Kahkaha attı, "Gözümün altında i sızıyı hala hayal meyal hatırlarım."

"Sana yumruk mu attı?" Çok şaşırmıştım. Cephede, o şartlar altında? Alain'i biraz olsun tanıdıysam, böylesine bir bencillik yapmış olamazdı.

"Latife yapıyorum," Dedi yüzümde ki ifadeye bakıp daha çok gülerken. Öyle gülüyordu ki boğuluyor gibiydi. "Sadece yemeğini yedim diye yumruk atmadı," Bir anda gülüşü solar gibi oldu. "Aşık olduğu kadın hakkında söylediklerime kızmıştı." diye sözünü tamamladı. Ağzından çıkan kelimeler adeta kalbimin atışını değiştirdi. Beynim e bir ağırlık hissettim, mücadele etmesem boynum bile düşebilirdi. Alain'in sevdiği bir kadın mı vardı? Bana bundan hiç bahsetmemişti.

"Bilmiyordum." Diyebildim yalnızca. Şok tüm bedenimi sapa sarmıştı. Beynimdeki milyonlarca hücre işlevini yitirmiş gibiydi, ya da donmuş desem daha doğru olurdu. Gözlerim, pencereden dışarıya kaydı, göz bebeklerim düz bir mozaik görüntüsüyle bulandı. Yeniden düşüşe geçen kar tanelerini puslu görüyordum. Kalbimde minik minik sızılar oluşmaya başlamıştı, sanki ucu aleve verilmiş küçük iğneler saplanıyordu. Şu aralar sahip olduğum bu duyguya aşk deniyorsa eğer, hiç iyi bir duygu değildi. Acı veriyordu, üzüyordu, kırıyordu. Alain'in ilk kez bana aşık olduğunu sanmıştım, daha doğrusu bu duyguları ona hissettiren tek kadın olduğum zannetmiştim, meğer çok yanılmışım.

YANGIN VE YAKUT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin