2.BÖLÜM: ATEŞE ATILMIŞ YAKUT

19.7K 893 145
                                    


Multimedia: Alain Martin

Bölüm şarkıları :

Low- Lullaby

Evanescence - Bring Me To Life


Gerçeklik ve sahtelik arasında kalan zihnim bir rüyanın etkisi altında olduğunun bilincindeydi.

Gökyüzünde, görkemiyle hakimiyet kuran dolunayın ışığı yürüdüğüm karanlık sahili aydınlatan tek kurtarıcıydı. Üstümde beyaz uzun bir elbise vardı, çıplak ayaklarım üzerinde yürüdüğüm beyaz kumlar tarafından şefkatle okşanıyordu. Kara deniz, dalgalarını ahenkle kıyıya vuruyor parmak uçlarıma kadar ulaşıyordu. Su tıpkı bedenim gibi sıcacıktı.

Rüzgarın yakıcı esintisi uzun siyah saçlarımı dalgalandırıyor, birkaç tutamını yüzüme savurup görüşümü kısıtlıyordu. Ağırlığınca kırptığım kirpiklerimin arasından onu gördüm. Fazla uzağımda değildi, altında siyah bir pantolon vardı ve çıplak gösterişli gövdesi ile bana dönük duruyor, sanki ona yaklaşmamı emrediyordu. Ayaklarım bu sessiz emre itaat edercesine ilerlemeye devam ederken kalbim gürültüyle atıyordu. Geniş omuzları ve onları tamamlayan kaslı kolları hareketlendi; ateşlerle örülmüş iki kanat gibiydi.

Elini bana doğru uzattı. Sanki asırlardır bu anı bekliyormuşcasına telaşlandı yüreğim ve daha hızlı ilerledim.

Yaklaştıkça burnuma değen o tarifi imkansız kokusuyla başım dönmeye başladı, kumların üzerine düşecek gibi hissediyordum.

Önce ellerimiz buluştu, gözlerimiz zaten bir an olsun birbirinden ayrılmamıştı. Gece mavisi gözleri cehennem gibi alev alevdi.

Ateşe atılmış mavi bir yakut!

Tek eliyle belimi yavaşça kavrarken öteki eliyle yüzümü avucunun arasına aldı. Dokunuşu özlem duyduğum ama anlamlandıramadığım bir hissi fısıldadı. Gözlerimden birkaç damla yaş akarken, ay ışında parıldayan yüzünü yüzüme doğru yakınlaştırdı. Gül kurusunu andıran dudakları aralanırken, ona boyun eğen nefsim dudaklarımı eş zamanlı kıpırdattı. Yanımda varlığını sürdüren eli ensemi kavrayıp, alnımı alnına dayadı.

Ilık nefesini hissediyordum, kokusu şimdi daha yoğundu ve beni ölümle yaşam arasındaki o döngüde boğmuştu. Dudaklarım aralanırken, bir elimi belimi tutan elinin üzerine yerleştirdim diğer elimi ise pürüzsüz yanağına değdirdim.

Büyük bir yangına ev sahipliği yapan dudaklarını, susuzluktan çırpınan dudaklarıma dokundurduğu an gözlerimi kapadım. Ancak göz kapaklarımı bile aşan kırmızı bir yansımayla kirpiklerimi tekrar araladım. Parmaklarımın ucunda yükselip Alain'in omzunun arkasından ileriye baktım; alevler içinde yanan kocaman bir orman gördüm ve o alevler bulunduğumuz yere doğru yaklaşıyor, kıvılcımları kumların üzerinde bir yılan gibi süzülüyordu. Az sonra ormanın içinden ele ele tutuşan üç kadın gördüm, ters yöne doğru koşuyorlardı, sanki bir şeyden kaçıyorlardı. Belimdeki eli sımsıkı tuttum ve görmesi için Alain'i sarstım ancak tepki alamadım. Gözlerimi zoraki bir direnişle Alain'den tarafa çevirdiğimde hiç sebebini bilmediğim bir korkuyla çığlık attım.

YANGIN VE YAKUT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin