1. BÖLÜM: MUTLAK KADER

31K 1K 196
                                    

Bu kitap 2010 yılında yazılmaya başlanmış olup 2015 yılında Wattpad üzerinden yayımlanmıştır.

Multimedia: Saturnus - All Alone

*MUTLAK KADER*

Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü, her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.

Montaigne

Bir ay ışığı mabedinde geceye doğru haykıran rüzgarın uğultusuyum ben

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir ay ışığı mabedinde geceye doğru haykıran rüzgarın uğultusuyum ben. Kalbimin rengi gözlerime benzer; grinin en parlak ama en lekeli hali gibi. Sonsuz bir girdabın içinde oradan oraya savrulan yanmış bir ruha sahibim. Girdiği tüm savaşları kaybeden ruhum, sıkıştığı yıkıntıların arasından ümitsizce kurtarılmayı bekliyor. Hala gözle görülür bir ışık yansıması bile yok, yolumu aydınlatacak ya da birilerinin beni fark etmesini sağlayacak. İçimde günden güne büyüyen nefretimin altında eziliyorum.

Dudaklarımın tebessüm ile kıvrıldığı zamanları özlüyorum. Karanlığa gömülmeden önce içime çektiğim nefesin tadını, güneşin içime düşürdüğü sıcaklığı ve duygularımda açtığı o renkleri özlüyorum. Geceye hapsolmadan, dolunaya tutulmadan önce kaybettiğim güneşimi anımsıyorum; kırık mutluluklarımı onarırdı. Şimdiyse kara bulutların arkasına saklandı ve beni diğer yüzüyle tanıştırdı. Çünkü avuçlarıma yazılı bir makaleydi hayatımın özeti, roman olacak kadar kalabalık değildi kaderimin satırları. Birkaç acı, birkaç gözyaşı ve birden fazla kayıplar...

Düşünceler içinde düşüncelerde boğulurken zihnim, hafızamın gücü yine kendini ortaya çıkararak geçmişe doğru koşmaya başladı. Kendimde değildim ama gözlerimin nerede takılıp kaldığının biliyordum.

Tam tamına yarım saattir yazı tahtasına bakıyordum. Parmaklarımın arasında kurşun kalemimi sallarken, diğer parmaklarımı da tahta sıraya geçirmiştim. Gözlerim yazı tahtasındaki Rumen harflerine anlamsızca takılmıştı. Bedenim buradaydı ama aklım hala geçmişin emaresinde oyalanıyordu. Ders psikoloji tarihiydi ve bugün hiçbir şey anlamıyordum. Zihnimin izbe köşesinde iki hafta öncesi şahit olduğum o olay beliriverdi. Zaten korkuyla tanık olduğum o vahşi cinayeti unutmam mümkün değildi! Bir de o gizemli adam...

" Arweyn?" Soyadım kulaklarımda yankılanırken bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim.

"Evet, Bay Müller?" dedim, kekelemiştim. Sınıftaki tüm gözler benim üzerimdeydi. 'Sinirlenmek yok, Sima' diye söylendim içimden.

"Sanırım ders dışında meşgul olacak başka işleriniz var?" dedi alay edercesine.

"Hayır efendim. Ben dersi dinliyordum..." Alt dudağımı ısırdım. Müller, tek kaşını kaldırarak aklından geçen hain planlarının sinyallerini elinde olmadan vermişti.

YANGIN VE YAKUT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin