Bölüm 24 - "Seni almaya geliyorum! -Annen"

382 40 20
                                    

Merhaba canlar :) Diğer bölüm de başta okuyanlar için tekrar özür dilerim ama düzelttim. Nasıl fark edemedim :/ Neyse çok uzatmadan iyi okumalar, beğenmenizin dileğimle ♥

~

"Seni öperek yumuşayacağını bilseydim, daha önceden öperdim. En azından..." omzuna baktı, ardından bana döndü. "Vurulmazdım."

Kaşlarımı çatıp gözlerimi devirdim. Yine uyuz, beni sinir ediyorsun! 

Yüzüm yanıyordu ve yanaklarımı şişirip aldığım nefesi bir anda geri verdim. Bağırdım."Seni...salak KOROL!"

~

  Karşımda yüzü kirece dönmesine rağmen inci dişleriyle gülüyordu. Çok fazla terlemişti, sanki başının üstünden bir kova su dökülmüş gibiydi. Göz altında torba oluşmuş, mor renge çalıyordu. Bitkindi, güçsüz vücudu sandalyeye yayılmıştı. Omzunda ki kan...yaranın çevresine iyice yayılmıştı.

  Aslında az önce beni öpmesini ona ödetmem gerekiyor. Of, Karan. Yaralı olmasan ödetirdim bunu sana ama dua et, yaralısın. Karan'a yaklaşıp bağlı olduğu ipleri çözmeye başladım.  Sona kalmış, sandalyeye bağlı olduğu ipi de çözünce dik dik bana bakmasına anlam veremeyip, göz ucuyla ona baktım ve "Ne oldu?" dedim çökmüş yüzüne bakarak. Omuz silkip biraz sustu."Geri döndüğüne sevindim."

  Sonuncu düğümü de çözünce ipi, halatı desem daha doğru olacak. Karan'ın üzerinden çektim. Geri dönmek...peki, eski Birsen'e dönmüş müydüm? Hayır, bilmiyorum...belki...

  Yavaşça yaralı olmayan kolunu omzuma atıp bir elimle sırtını kavradım. "Dikkatli ol." diye ikaz ettikten sonra hafifçe diğer elimle de belini tutup kaldırmayı çalıştım. Allah'ım, çok ağır! 

"Karan, biraz benden destek alıp ayaklanmayı çalışsan çok iyi olurdu." dediğimde hâlâ onu kaldırmayı çalışıyordum. İnilti ile tekrar güldü. Omzundan vurulmuş, karşımda gülüp duruyor. Ah.. tekrar belinden narin bir şekilde onu kaldırmayı çalışınca acıyla tekrar inlemişti. En azından sandalye ve benden desteğini alınca onu sandalyeden doğrultabilmiştim ama bu şekilde asla onu taşıyamazdım. Sonuçta bende erkek gücü yoktu, ben bir kızdım. Ne kadar uğraşsam da onun çökmüş vücudunu taşıyamazdım. Kapıya doğru baktım. Sesimi birinin duyması umuduyla bağırdım.

"Ardıç! Kimse yok mu?"

   Tekrarlamama gerek kalmadan iri kıyım diye adlandırdığım bir görevli içeri girip yanımıza koştu. "Bayan, bana bırakın." derken ellerinin birini Karan'ın bacağında diğerini de sırtına getirip, bir hışımla kaldırıvermiş, şaşkına dönmüş ifademle onları izliyordum. 

'ÇÜŞ, OHA, HAYVAN!' iç ses...

  Bildiğin Karan'ı kucağına almıştı! Pörtlemiş gözlerimle rahat adımlar atıp, kapıdan çıkan görevliyi izlemeye devam ettim. Birlikte Karan'ın kollarını tutup götüreceğimizi düşünmüştüm ki...bunu gerçekten beklemiyordum. Analar ne güçlü çocuklarda doğururlarmış da ben bilmezmişim. 

  Kısa süre geçirdiğim transdan başımı iki yana sallayıp, hayat belirtisi verdiğimde şaşkına dönmüş ifademi düzeltmeyi çalıştım. Normal adımlarla kapıya yönelip evden çıktım. Dışarıda gördüğüm manzara iç ürperticiydi. Yüzümde mazlum bir sima oluştururken elimi koluma getirip, evin duvarına sırtımı yaslanmıştım. 

İMKAN:  Karanlık Aşk #Wattys2016حيث تعيش القصص. اكتشف الآن