46. Bölüm - Değişik Hisler

327 35 3
                                    

Merhaba millet. Yeni kapağımız nasıl? ;) Bu arada bir deneme yaptım. Bu yüzden fikirlerinizi bekliyorum. Sizce ilahi bakış açımız nasıl? Karan'ın adına vs. yerine böyle yapmayı düşündüm. Düzenleme baştan yapacağım için fikirlerinizi almak istedim ^^

Bu bölümü bana çok yardımı dokunan arkadaşım ve ablam gibi olan canıma ithaf ediyorum ♥

...

Onun suçu... Evet, kesinlikle onun suçuydu. Baştan beri ve şimdiye dek! Eğer beni kendince korumayı çalışmasaydı her şey mükemmel olabilirdi. Evet, olabilirdi!

Alnıma bir öpücük daha kondurduğunda başımı geriye çekip ayağa doğru doğruldum. "Birsen," Tuttuğu elimi attığım adımlarla bırakmasına mecbur bırakmıştım. "Bir sorun olmadığına eminsin, değil mi?" Dediklerini kaleye almadan yürümeye devam ediyordum. Sorun mu? Tabiki de yok. "Sakin ol, sadece açım anne. Bana yemek hazırlar mısın?" dedim, yüzündeki sürdürdüğü garip ifadeye bir an bakarak. "Özledim de."

"Ah, tabii." dediğinde hafifçe başımı arkama doğru çevirince gözlerimle yataktan doğrulup bana yaklaşan anneme baktım. Geldiğini doğruladığımda adımlarımı mutfağa doğru ilerletmeye devam ettirmiştim.

 Gözlerimi etrafta gezdirdim. "Elif..." cümlemin gerisini devam ettiremeden cümlemi tamamlamıştı annem denen kadın. "Çıkmıştı." Kaşlarımı kaldırıp tavaya uzanan anneme baktım. Şaşırmış gibi yüzüm hâl aldırtıyordum. "Demek tek yiyeceğim desene."  diye dedikten sonra gözlerim bıçakları ve  buzdolabını arıyordu. Aldığım nefesi sağ yanağıma doldurup vererek adımlarımı buzdolabına ilerlettim. "Ben de domates doğrayayım o zaman." dedim, anneme doğru gülümseyerek.

 Şaşkına dönmüş yüzüyle yüzündeki kırışıklar belli olmuyordu. Ta ki gülümseyene dek. Açtığı ağzını kapayıp yukarıya doğru kıvırdığında yanakları ve gözlerinin yanındaki kırışıklar iyicene belirginleşmişti. "Beni affettiğine sevindim." 

Sevincini sürdürürken gülümsemeye devam ettim. Dolabın kapağına bırakılmış domatesi ve salatalığı alarak tezgaha koydum. Ardından elimi bıçaklarda gezdirmeye başladım. En keskin olduğunu düşündüğüm bir bıçağı kapıp domatesleri küp küp kesmeye başladım. Seri seri kestiğimden parmaklarımı içe doğru kıvırıyordum. "Ne güzel doğruyorsun öyle?" diyordu annem hemen yanımda yağı dökerken. Bense sadece gülmeye devam ediyordum. Son parçayı da kesip tavanın içine koyduğumda annemin omzuma elini bastırdı ve daireler şeklinde sırtımı sıvayıp sandalyeyi gösterdi. "Sen geç tatlım, gerisini annen halleder. " dedi, beraberinde göz kırpmıştı. 

Dediği gibi yapıp adımlarımı sandalyeye yöneltmiştim. Daha önceden çektiğim sandalyeye oturup ellerimi masanın üstüne koyduğumda sağ elimde kavradığım bıçak gözüme ilişmişti de bıçak... niye hâlâ elimde?

...

"Şirin..." 

Gözlerimi kısmış içten bir gülümseyiş sarmıştı yüzünü. Nedense mutlu olduğunu Karan sanıyordu. Şaşkınlıkla Şirin'in yüzünü incelemeye devam ettiğinde birden eli sıcaklıkla kavrandı. Gözlerini eline eriştirdiğinde o sıcaklığın Şirin'den geldiğini fark etmişti. Elini iki eliyle sarmalamış, göğsüne doğru yaklaştırırken elini yükseltip yanağına bastırdı elini. "Ş-Şirin." dedi. Kekelediğinin farkında değildi genç adam.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 30, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

İMKAN:  Karanlık Aşk #Wattys2016Where stories live. Discover now