31. Bölüm - Gerçek(Düzenlendi)

270 25 17
                                    

Gecikme için çok özür dilerim. Şimdi biraz yazacağım. Geri kalanı akşamdan sonra gelebilir. Kesin bilgim gece yarısından önce kesinlikle gelecek. Bunun devamını ek bölüm olarak yayınlamayacağım. Sadece bir vakit sonra devamını ekleyeceğim. Malum bayram temizliği :| İyi okumalar ♥

En alttaki multi söz gözükmüyorsa buradan bakın:

-Bir şeyin olabilmesi için; ilk elinden geleni yap, dua et ve um!

~

Fısıltıyla Karan'a doğru seslendi. Doğru mu idrak etmiştim, bilmiyorum. Sanırım şunu demişti; 'Hanımefendi sizinle görüşmek istiyor.'

~

Güneş yüzüme çarpması uykumun yarıya bölünmesine neden olmuştu. Gözlerimi belli belirsiz aralayıp elimi yastığa bastırarak doğruldum. Nerede olduğumu kavrayabilmiştim; odam... Ardından elimi alnıma yönetmiş, gözlerimi yumup kırışana dek sıktım. Bir süre sonra gözlerim acımaya başlamış, yavaşça aralamıştım. Evet evet, gerçekten odamdayım. Görüş açımdan anlayabiliyordum. Karan'ın kasvetli odasından eser yoktu; ya siyah duvarlar, ya da gri-siyah mobilyalar, hiçbir şey!

"Tatlım." dedi, yumuşak ses. Başımı sesin geldiği yöne çevirdim. Rüya mı görmüştüm? Oysa, ne kadar gerçekçi idi. Ne zaman uyumuştum? Hiçbir şey, hatırlamıyorum. Camın yanından usulca annem yanıma yaklaştı. "Tatlım, bir sorun mu var?" dedi, endişeyle beni incelerken ranzanın üstüne -bana- doğru baktı.

Başımı iki yana salladım. "Hayır, sadece garip bir rüya gördüm." dedim. Bir yandan gözlerimi ovaladım. Az da olsa uyku sersemliğimden kurtulmamı sağlamıştı. Elimi gözlerimden çektikten sonra anneme tekrar baktım.

"Herkes kahvaltı yapıyor. Sen de in, haydi." dedi, uzanarak pikeyi üstümden çekti. Adımlarını annem odanın kapısına doğru yöneltirken "Geliyorum." deyip, ranzanın düzgün insan gibi merdivenlerinden inmek yerine 2. basamaktan sonra yere atladım.

'Ya gömlek?'

İstemsizce üstüme yönelen gözlerimi üstümde gezdirdim. Gördüğüm pijama manzarası, tam bir hayal kırıklığıydı. Beyaz ve uzun gömleği yoktu artık. İç çekerek banyoya adımlarımı yönelttim. Kapıyı açtım. İçeride ki lavabonun kenarlarına ellerimi bastırıp, aynada kendime bakındım. Fazla uykudan gözlerim şişmişti, saçlarım darmadağınıktı ve göz makyajım iyicene dağılmış, dayak yemiş gibi gözüküyordum.

'Hanımefendi.' diye tekrar ettim içimden. Rüya gördüğüme niye kendimi ikna edemiyorum? Özellikle bu kelimeye neden takmış olabilirim ki?

'Çok basit, Birsen. Kıskançlık...' iç sesim derken, musluğu açıp yüzüme suyu çarptım. Öcü gibi gözüken yüzümü temizleyip kırmızı bir ruj, maskara ile aylaynırı çektim. Dalgalı saçlarımı toplayıp, dolabıma yöneldim. Kıyafetlerime bakınırken mavi elbise gözüme çarpmış, elime almıştım. Elbiseye sırıtarak bakınmaya devam ettim. Şu fermuar faciasını hatırladım da, ne güzel günlerdi. Yani, o zaman öz Birsen'dim. Tabii, aşk beni değiştirene kadar. En son kapıştığım kişi, kafede ki kadındı. Oysa ben, illa ki her gün biriyle kapışırım. Aklım yerimde idi ve mantıklı düşünebiliyordum. Ama şimdi... yerini saf, peri masalına inanmak isteyen bir kız aldı. Ben, bu değilim!

İMKAN:  Karanlık Aşk #Wattys2016Where stories live. Discover now