BÖLÜM 3- KARANLIK SOKAK

878 86 13
                                    

Merhaba canlarım.:) Artık yavaş yavaş ara olaylara başlıyoruz. Ve ben tekrar heyecanlıyım :D İnşallah sizde beğeniyorsunuzdur. Bu arada karakterleri ben hemen anlatmadım bu biraz benim ve sizin hayal gücünüze bağlı yani hikayeyi okuyarak anlayacaksınız ne olduğu bittiğini. Neyse iyi okumalar seviliyorsunuz ^^ ^^

Not: Düzeltmeler yapıldı, Her şey sizin için ♥ ♥

~

"Pardon?" deyip soğuğa doğru meraklı bakışlar attım. "Eğlenceli olacak. Yeni dünyana hoş geldin." derken tekrar ayağa kalkıp bana doğru yaklaştı. Yanağına doğru kayan o gülümsemesiyle çok sinir bozucuydu. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Yeni dünyana..." deyip boynuma doğru yaklaşınca irkildim. Garip o yüz ifademi takındım. Nefes çekip kulağıma yaklaştı. "Hoş geldin...Karan"

~

Bu karan saçmalığından bıktım artık. Ne oluyor bu karan, neden hep bana bunu fısıldıyor?

Bileğimi geri çekip kızgın ifademle bağırdım. Çünkü kızgınım.

"Sen kendini ne sanıyorsun? Mafya babası falan mı! Ne bu sert hareketler ve emir vermeler?" diye çıkışsam da karşımda hâlâ o pislik gülümsemesi vardı. Bir terbiyesiz varsa o da ben değil, sensin bay Korol!

Arkamdan müdür omzumu tutup geri çekti.

"Kusura bakmayın Korol Bey. İzninizle konuşabilir miyiz kızımla?" deyince o soğuk yerine oturdu. Kendimi sakinleştirmek için aldığım derin nefeslerle müdürün olduğu yöne gittim. Ellerimi göğsümde birleştirdim. "Ben bunlarla çalışmam!" diye tavır yapınca yalvaran gözlerle tonton müdür bana baktı. 

"Kızım, şuana kadar sana baktım. Lütfen kurtar beni bu belalılardan. Kafenin halini görmüyor musun? Artık bu kafe dedikodularla doldu taştı. Onlardan korkan artık gelmiyor bile. Şu amcana yardım et, ne olur?" hala yalvaran bakışlarla müdür bana bakarken onların masasına sinirle baktım. Bu kafe eski gibi satış yapamaması nedeni onlar mıydı?

"Bu kadar korkunç olacak neyleri var ki?"

"Zamanla onları tanırsın. Ama sana bir şey demem gerekli. Sakın orada bir şey görürsen onlar dahil kimseye, bana bile bahsetme. Bırak sende gördüklerin kalsınlar." gayet ciddi bir ifadesi bu sefer vardı. 

Gerçekten anlayamıyorum, kim bunlar! Bir avuç serseri dışında bir şey olamazlar. Yani.. nasıl bütün mahalleyi bu kadar korkutuyorlar gerçekten aklım er vermiyor!

"Lütfen..." ciddi bakışlarını tekrar yalvarmaya döndürdü. Gözlerimi devirip bir elimle saçımı karıştırdım.

Allah aşkına, deli olacağım. Bu ne gizem! Hem orada ne göreceğim ki?

Ofladım. "Pekala." deyince müdür bana sıkıca sarıldı. "Sağ ol evlat. Kapım sana açık biliyorsun." derken kollarını üstümden çekti, başımla onayladım. Masaya tekrar odaklandığım da sandalyeleri çekip kalkmaya başladılar. Miray çoktan kalkmış buraya yaklaşıyordu bile. Elime kağıt uzatmasıyla elindekini aldım. 

"Burada artık yaşayacaksın. Biz kızları burada yaşarız. Ve emirleri ve isteklerini yerine getiririz. Sakın bunu unutma! Yoksa olacakları bilmek istemezsin. Sadece yapma." Bu kızın yüzü de bir kez değişmemişti. Bu kız hiç gülmüyor mu? 

Bir saniye....bir saniye kızları mı!

Ağzımı açıp tam soracaktım kız bakışlarıyla beni susturdu. Bu sinir bozucu. Konuşmak yerine bakışlarını mı tercih ediyorlar! Miray'da kafeden çıkınca bir sandalyeye oturup kafamı masaya gömdüm. "Benden başka garsonun yok." diye müdüre mızmızlandığımda başımı okşamaya başladı. Sesli bir iç çektim. İki dakikada hayatıma sıçtınız. Ya okulum, o ne olacak?

...

Vardiyam çoktan bitmiş eve dönmüştüm. Gardıroptaki eşyalarımı bavula yerleştirmekle uğraşırken bir yandan içimden saydırıyordum.

Lanet olası serseri! Kızlarıymış, istedikleriymiş, yapmazsam katlanmam gereken olacaklarmış! Ne olabilir ki sanki? En fazla böyle başkalarına söyletir.

Elimi alnıma getirip terimi sildim. Son kıyafetimi de alıp bavula yerleştirdim. Ardından bavulumu alıp kapının oraya koydum. Yarın giderim. Acelesi yoktur her halde. Şimdi bir güzel uyku çekme vaktim. Ve yarın yerleştikten sonra okula gideceğim. Ünlü bir yazar olacağım sonuçta. En azından bu benim hayalim.

Odama gidip kendimi yatağa attım. Üzerime pikeyi çektim. Bir kaç dakikaya uyumuştum bile.

...

"Kızım, yardım et! Karanlık, korkuyorum..." Derin bir nefesle irkilerek doğruldum. Ardından yutkundum. "Anne." diye içimden geçirdikten sonra kendime bunun bir kabus gerçek olmadığını yedirmeyi çalıştım. Ama o kadar gerçekçiydi ki...

Bileğimle yanaklarımdan akan gözyaşımı sildim. Mutfağa yönelip suyumu içtikten sonra çantamı ve bavulumu aldıktan sonra kağıttaki adrese gitmem gerekliydi. Kapıyı kitledikten sonra etrafa bakındım. Bildiğim kadar ilerledikten sonra etrafa sorarak ulaşmayı çalıştım. Ama kime sorsam gözlerinden korktuklarını anlıyordum. Korol kelimesini duyan tedirgin oluyordu. Bu korku bu soğuk yüzünden mi? Peki, neden ben korkmuyorum? Gerçekten çok saçma şeyler dönüyor.

Artık ulaştığımı hissettiğim iç güdümle ilerliyordum. Yaklaştığım barizdi. Lakin burası İstanbul'la ne ilgisi var anlamadım. Bir yerin geçidi niye bu kadar karanlık! Hiç mi güneş düşmez? Gerçekten saçma. Binaların arasındaki yol değil, resmen çöplükten geçiyorum. Etrafa iyice baktım. Muz kabuğu, çorap vesaire...bir de kenarda uyuyan ya da sızmış evsizleri unutmasak gerek." Sen boş ver bunları Birsen. İlerlemeye devam et."diyen iç sesimi dinleyip devam ederken ayak bileğimin biri tutmasıyla çığlık attım. Bir evsiz... tedirgin ifademle ona baktım. Bir şey demeyi çalışıyordu, ona doğru eğildim. Sanki hayati güvencem vardı ya ona doğru eğildim.

"Sakın oraya gitme...üzerler seni tatlı kız....hah" bir gülüyor bir yandan aynı şeyleri tekrar söylüyordu. Ben hala titreyerek bacağımı çekiştiriyordum. Bu böyle olmayacak! Adamın eline diğer ayağımla basmamla hafif iniltiyle çekti. Koşar adımlarla ilerlerken "Üzgünüm..." kelimesini de ekledim. Buda neydi şimdi? İkaz değildi her halde , değil mi? Bir manyağın sözü ne kadar doğrudur ki yani?

Hala titriyordum.

Allah kahretsin! Ben burada ne halt ediyorum? Ne kadar iyiye kendimi kabullendirmeyi çalışsam da olmuyor.

Yolun sonuna gelince duraksadım. Etrafa bakındım. Bildiğiniz çıkmaz yoldu. Geldiğim yön dışında etraf duvarlarla kaplıydı. Ee? Nerede bu ev? Dalga mı geçiyorsunuz!!...

İMKAN:  Karanlık Aşk #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin