Kırmızı Saçlı Kız*

Mulai dari awal
                                    

Odanın kapısı tıklandığında camın önündeki koltuktan başını kaldırmamıştı Nil. İçeriye uzun boyluca olan doktoru Koray Bey girdi. Koray onun her şeyiyle takibini yapardı. Onu diğer hastalarına göre daha ilgi çekici bulurdu. Tabi bunu henüz mezun oluşunun getirdiği idealistliğine vermek de yanlış olmazdı. Toy bir öğrenci, öğrencilikten yeni mezun bir Psikiyatriste dönüşünce ilk hastası da onun için özel olmuştu. Ancak Nil onu bir türlü doktoru olarak kabullenmemiş hatta çoğu zaman görmezden gelmişti. Üç yıl boyunca bir ilerleme kaydedememiş hatta geriye bile gitmişlerdi.

Bakışlarını ısrarla Nil'in üzerinde gezdiren Koray ona bakmayan kızın ilgisini bugün de çekemeyeceğini düşündü bir an. Onunla konuşmayışına alışmış ama ona bakmaya bile tenezzül etmeyişi artık onun hevesini kırıyordu. Akran arkadaşlarının ilgi çekici hastaları ve başarı hikâyeleri onun kendinde sorun aramasına yol açıyordu çoğu zaman. Düşüncelerini bir kenara bırakarak kararlılıkla defteri aramaya başladı. Bir anlığına makyaj aynasının önündeki masadaki kırmızı defter çarptı gözüne. Deftere doğru yöneldiğinde Nil'in hışımlı hareketleri durmasına sebep olmuştu. Tepkisi ne yazık ki yine kendisine değil defterini korumaya yönelikti. Kızın tepkisine izin vermekten başka çaresi yoktu doktorun. Eline aldığı defteri açtı. Yazdığı tek sayfayı yırttı ve odadaki küçük banyoya yöneldi.

Bunun ne manaya geldiğini biliyordu elbette. Nil bir şeyleri hatırlıyor ve yazıyordu ya da Koray yeni bir heyecanla buna inanmak istiyordu. Aslında bu çok da şaşırtıcı değildi, hisleri ve algıları fazlasıyla kuvvetliydi. Nil'le aralarında bir iletişim kuramamanın verdiği hayal kırıklığından önce onunla bir tek kendisinin anlaşabileceğine emindi. Diğer doktorların da bir bir kontrollerinden geçen genç kız hiçbirine açılmamış üstelik saldırmıştı. Ancak Koray'ın karşısında sessizliğini korumuştu. Koray o günden beri büyük bir sabırla bekliyordu.

Odadaki banyo kapısına bakarak fısıldamaktan geri duramadı:

"Konuş benimle Nil."

Sessizlik...

            "Buraya neden geldiğini sen de merak ediyorsun biliyorum. İnan bunu çözebiliriz."

Sessizlik...

            Nil'in kendisini duyup duymadığını bile bilmiyordu. Ama son kez şansını denemek istedi. Sesiniz yükselterek:

            "Aslan diye biri arıyor sürekli..."

İçeriden duşun sesini duyunca bunun da işe yaramayacağını fark etmişti. Kapıdaki düğmelerden büyük olanını çevirerek sürgülü kapının açılmasını beklemeden eliyle açıp çıktı Koray. Ne yapması gerektiğini bir türlü bilmiyordu.

Nil ise ne duyduğunu düşünüyordu. Doğru duymadığını umuyordu. Gözleri kısıldı. Aslan neden onu arasındı ki? Kesin bir oyundu bu. Aslan sanki onun çok eski hayatından gelen bir ruhtu. Belki de reenkarnasyon gerçekti ve Aslan onun bir önceki yaşamında kalmıştı. Öyle olmasa bile bu Nil'i oldukça şaşırtmıştı. Klozetin kapağına oturup elindeki kâğıtlara bakmaya başladı. Suyun sesinden huzursuz olup duşun musluğunu kapattı. Yazdığı kâğıdı katlayıp çıkmaya karar verdi. Düşüncelerini kovmak için elinden geleni yapıyordu. Burada kalıp delirmemenin mümkün olmadığını, çoğu akıllının böyle hastanelerde aklını yitirdiğini düşünüyordu.

            "Onu görmek istediğini biliyorum. O da seni merak ediyor. Ama tuhaf bir öfke var. Aranızda anlayamadığım bir şey var. Sevgilin miydi? "

Sesin nereden geldiğini anlamak içim kafasını çevirdi. Camın önünce bir kız duruyordu öylece. Sanki onu kafasının arkasındaki gözleriyle görüyor gibi hissettirmişti Nil'e. Ne yapması gerektiğini anlayamadı. Öylece banyo kapısının önünde kalakaldı. Hiç hareket etmese belki de gidecekti ya da Nil'e öyle geliyordu. Sessizliğini koruduğu anda bir kahkaha kopuverdi hırıltılı boğazından, gizemli kızın. Sarı saçlarına bakıp kim olduğunu anlamaya çalışıyordu Nil. Hastanedeki hastalarla hiçbir zaman iletişim kurmamıştı. Hatta onlara dikkat dahi etmemişti. Belki de birisi o doktoru odadayken dinlemiş şimdi de Nil'le alay ediyordu. Bu düşünceye sarılıp bir adım atmaya yeltendi. Ancak kız yüzünü dönmeye yeltenmeden omzunun üzerinden bir bakış attı Nil'e. Bir anda büyük bir baş ağrısıyla kıvranmaya başladı Nil. Ne olduğunu kim olduğunu hatırlayamadığı olaylar silsilesi beynine hücum etmeye başlamış, ağrısını arttırdıkça arttırıyordu. Gözlerinin kaydığını yavaşça yere çöktüğünü fark ettiğinde elindeki kâğıt parçalarını sıktı.

Kız Kulesi Boğaz'ında Kalsın İstanbul!Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang