Her şey geçti!

108 21 7
                                    










Multimedya: Ömer/ Resim hatalı kaydoldu kusura bakmayın

           

Ömer gözlerini bir dakikalığına kapatmıştı. Açtığında Nil'in uçuşan saçları, koşturan kendisi ve Kız Kulesi yerine Koca bir bina duruyordu.

Buruk tebessümünün ardından önünde uzun bir yol olduğunu fark etti. Nereden başlayacağını aklından geçirirken dudaklarını yaladı. Ayağındaki problemi halledebilmişti de yüzündeki ize maalesef bir çözüm bulamamıştı. Nil'in karşısına böyle çıkmak istemiyordu. Ancak yapabileceği pek bir şey de gözükmüyordu. Adımlarını biraz da olsa yavaşlatarak cam kapıdan içeriye doğru yöneldi. Hava henüz ağarmaya başlamışken hastanede büyük bir sessizlik hâkimdi. Güvenliğe Görkem Hanım'ın adını vererek girmek kolay olmuştu. Uçaktan iner inmez buraya gelmek istemişti Ömer. Nil'i buraya kapattıklarından beri onunla konuşamıyordu. Bu olayın peşini bırakmak istememişti. Ama Ecrin'i kaybettiklerini öğrendiğinde kendisi de büyük bir depresyondaydı zaten. Bacağını kaybedebileceğini söylediklerinde, ses tellerinin zarar gördüğünü ve belki de yürüyememenin yanında sesini bir ton bile yükseltemeyeceğini de söylemişlerdi. Ama bütün bunlarla savaşarak iyileşmeyi başarmıştı. Tabi bu süre zarfında ne Nil'e ne de Aslan'a ulaşabildi. Aslan da garip bir şekilde onunla iletişimi kesmişti.

Sonunda geri dönebildiğinde ise vakit kaybetmeye bir sebep bulamadı. Nil'le konuşmalı ona yardım etmeliydi.

Bir kısmı karanlık olan koridorda yürürken hangi odanın Nil'e ait olduğunu kestirmeye çalışıyordu.

1 numaralı odanın önünde durduğunda içeri bir göz atması gerektiğini düşündü. Yeşil düğmeye bastığında sessizliğin içinde büyük bir takırtıyla açılan kapıya da kendi düşüncesizliğine de lanet etti. Sonunda kapı açıldığında masasında oturan bir kızla karşılaşmıştı. Karanlıkta bile turunculuğu fark edilen kıvırcık saçlı kızın hararetle bir şeyler karaladığını gördü. Büyük bir hızla çıkıp aynı düğmeye bastı.

2 numaralı odaya yaklaştığında önce seslenmeye karar verdi.

            -Nil?

Ses yok.

            -Nil orada mısın?

Ses yok.

En sonunda bu fikrin de saçma olduğuna kanaat getirip düşünmeye başladı. Nil'i hangi odaya yerleştirmiş olabilirlerdi? Bu hastanenin Görkem Hanım'ın olduğunu düşünürsek ve Nil de Görkem Hanım'ın kızıysa demek ki onu hastanenin en güzel en ferah ve de en manzaralı odasına yerleştirmişlerdir, diye iç geçirdi.  Şimdi koridorun sağ yanını elemişti. Sol yanında ise 2 ve 4 numaralı odaları kalmıştı. Artık şansına odalara sırayla göz atacaktı.

Neden bilinmez bu kez 4 numaralı odaya yaklaşmak istedi. Yavaşça odanın kirli beyaz kapısının önünde durdu. Kapıyı tıklamak için elini kaldırdı. Sonra havadaki yumruk olan eline bakıp kendi haline güldü. Yeşil düğmeye bastı. Nefesini tutarak bekledi. Çıkan ses bütün koridorda yankılandı, buna rağmen az önceki kadar rahatsız etmemişti Ömer'i. Kapı açıldığında gözlerini odada ilk gördüğü şeye dikti. Bu bir dolaptı. Nil'e göre fazla küçük bir dolap. Giysi dolabı olamaz herhalde, diye geçirdi aklından Ömer. Nil'in giyime, kuşama, güzelliğe ne kadar önem verdiğini bilmiyorlarmış gibi ona bu küçük dolabı nasıl layık görebilmişlerdi. Reva mıydı yani? Koskoca Nil KILIÇ? Gülümseyerek başını iki yana salladı Ömer. Anlaşılan değişen çok şey vardı. Daha sonra adımını içeri doğru yöneltti. Kapıdan girdiğinde aynayı ve önündeki makyaj masasını onun çapraz karşısındaki topuklu ayakkabı şeklindeki kırmızı koltuğu inceledi. Yavaş yavaş kafasını sağa doğru çevirdiğinde yatağını gördü. Üzerinde yatan kıza takıldı bir an gözleri. Ne kadar... Ne kadar da farklıydı?

Nil ona sırtı dönük bir vaziyette uyuyordu. Ama yüzünü bile görmeden farklı olduğunu anlamıştı Ömer. Nil çökmüş gibiydi. Kapının kendiliğinden kapanma sesini işitince irkildi Ömer. Dalmış, Nil'i izliyordu. Çıt çıkaramıyordu. Gözlerinin dolmasını engelleyemedi.

            -Neler oldu bize böyle?

Cümlesini sarf ettiği anda gözündeki damlalar da kendilerini kurtarabilmiştir. Yanağından süzüldükleri anda karşısında binlerce Nil gördü. Binlerce... Gülen Nil, koşan Nil, bağıran, içen, kahkaha atan, dans eden, kavga eden, şarkı söyleyen, kaçan, kovalayan, saçlarını savuran... Binlerce Nil! Ama bunların hiçbiri şu an karşısında gördüğü kız değildi. Onunla o kadar şey yaşamış, o kadar an paylaşmış, o kadar konuşmuşlardı; ama hiçbirinde bu kadar yıkıldığını görmemişti. Böylesine çaresiz, böylesine sessiz, böylesine kendine çekilmiş görünmemişti. Aslan için acı çekerken bile hep ayaktaydı dimdikti. Oysa şimdi, şimdi bambaşkaydı. Ecrin miydi yani onu hayata bağlayan?

Aklındakilerden sıyrılamadan, ne zaman hareket ettiğini anlayamadı. Bir anda sağ dizini kırıp üzerine oturdu. Onun oturduğu yerden çöktü yatak. Ama Nil'de en ufak bir kıpırtı bile olmadı.  Elini tereddütsüz saçlarına götürdü. Kırmızı parlak saçları anımsadı. Oysa elini geçirdiği birkaç tel terden sırılsıklamdı. Nil'in bu kadar kıpırtısız olması kuşku duymasına sebep oluyordu Ömer'in.

            -Uyumuyorsun değil mi?

Duyduğu sese rağmen ses vermedi Nil. Yeniden konuşmamaya başlamıştı. Koray onun bu halinden sonra bütün enerjisini ona vermişti ama başaramamıştı. Ömer ise konuşup konuşmadığını bilmeden onun kendisine bir tepki vereceğini sanmıştı.

            -Benimle konuşmayacaksın mısın?

Ömer sesini biraz daha yükseltti. Artık fısıltıyla çıkan sesi tüm odada yankılanıyordu. Nil kıpırdamadı bile.

            -Eskiden bir tek benimle konuşurdun.

Saçlarını okşamaya devam etti.

            -Seni aramayı çok istedim Nil. İzin vermediler!

İçini çektiğini duydu şimdi Nil'in. Ağlıyor muydu? Gerçekten ağlıyor muydu?

            -Ağlama, buradayım artık.

Nil artık sarsılarak ağlıyordu. Ömer'in gelişiyle bütün her şeyi yeniden, yeniden, yeniden yaşıyordu. İlk tanıştıkları anı, Aslan'ı sevmiş olmasını, Ecrin'le Aslan'ın ilişkilerini, Ömer'le konuşmalarını, kazayı... Ecrin'i öldürdüğünü reddedişini, Ömer'in gidişine sebep oluşunu, Aslan'ın kendisinden nefret edişini hatırlıyordu. Bunları gözlerinden akan yaşlarıyla anlatıyordu sanki Ömer'e. Ömer sürekli onunla konuşuyor, saçlarını okşuyordu. Sarılmak istiyor ama Nil'in yaşadıklarını hazmetmeye uğraşmaya çalışır gibiydi, sanki Nil olanları yeniden yaşıyormuş da Ömer'e anlatıyor ve Ömer de onunla beraber yaşıyordu. Sonunda dayanamadı ve ayaklarını kaldırarak yatağa uzandı. Nil'e arkasından-belinden- sarıldı.

            -Her şey geçti Nil. Artık beraberiz.

Nil'in hıçkırıkları artmıştı. Ömer de onunla beraber ağlıyordu. Yıllar sonra beraber oluşlarını gözyaşlarıyla kutluyorlardı.

            -Her şey geçti, yanındayım.

Nil onun belindeki eline sarıldı. Sonunda birileri onun için gelmişti. Her şey geçmemişti ama birileri onun için gelmişti ve yanındaydı.

Bölüm Sonu

Ve Ömer geri gelir... İyi okumalar, beğenen beğenmeyen herkese yeniden teşekkürler :)

Kız Kulesi Boğaz'ında Kalsın İstanbul!Where stories live. Discover now