Ömer*

154 21 6
                                    







Multimedyada Ömer

           

-Bu büyük bir adım Nil. Sen şu anda çok önemli bir başarı kaydettin. Senden bir şey isteyeceğim.

Nil merakla gözlerini Koray'a dikti.

            -Bundan sonra kızlarla beraber kahvaltı edecek, beraber vakit geçireceksin. Hatta mümkün olduğunca onlarla iletişim kurmanı istiyorum.

            -Beni onlarla konuşturmuyorlar.

            -Hayır, basit şeylerden konuşacaksın. Yumurtanın ne güzel piştiğinden, havanın kapanmasından, ağaçların yapraklarından böyle şeylerden...

            -Ama bunun ne yararı olacak?

            -Onlara basitçe onları hatırladığını belirteceksin.

Nil devam et der gibi kafasını salladı. Koray hararetle sürdürdü konuşmasını.

            -Bu sayede bize yardım edecekler. Hepsi.

Nil onu başıyla onayladı.

            -Hadi devam edelim.

Koray kafasını iki yana olumsuz anlamda salladı. Bunu kendisi de istiyordu. Ama Nil'in bugün için daha fazlasını kaldırabileceğine inanmıyordu.

            -Neden ama?

            -Çünkü bugün bundan fazlası seni yorar. Ama yarın devam edeceğiz. Şimdi odana git. Akşam yemeğinde bahçede ol lütfen.

            -Peki.

Nil odasına mırıldanarak geldi. Ne mırıldandığını bilmiyordu. Annesinin cümleleri beyninde yankılanıyordu. Doğrudan defterine yöneldi.  Kırmızı kapağı okşadı. Parmaklarını biraz gezdirdi üzerinde, sonra bir damla döktü ona. Sanki ondan başka konuşacak kimsesi yok gibiydi. Onu dinleyecek kimsesi yoktu sanki...

"3 Mart Pazartesi

Bugün kendimi çok canlı hissediyorum. 10 gündür uyumak böyle bir şey olsa gerek ya da doğrudan bir şeyler hatırlamak. Annemle yeniden konuşabileceğimi düşünmezdim. Benden sakladığı şeylerin kimlere nasıl zarar verdiğini bilme arzusuyla onunla yeniden konuşmak istiyorum. Karşısında dimdik durmayı yeniden ona kafa tutmayı ve tabi ki alt etmeyi. Beni yenemediğini her zaman biliyordu. Zaten onu deli eden de bu oldu her zaman. Ondan daha çekici daha güzel bir kadındım. Etrafımda bana hayır diyebilen kimse olmadı. Beni gerçekten seven insanlar vardı oysa o sevilmedi bile. Kocası onu kendisinden daha genç bir kadın için terk etti. Ve ben, onu anne yaptım. Yaşlanmasına sebep oldum. Artık sorumlulukları vardı. Ben onun için her zaman bir ayak bağı oldum. O sivri bakışlarından ve kırmızı saçlarından her zaman emin olduğu gibi benden de her zaman bir adım önde olduğundan ve beni yenebileceğinden de emindi. Ama onu yenmiştim. Herkes benden söz ediyordu. Bütün bunlardan ne kadar utandığını hatırlıyorum. Her zaman ön planda olmayı istedi. Ama ben yine ondan öndeyim. Buraya gelişim bile onu utandırarak ondan ön planda olmamı sağladı.

Üzülüyorum o kızlara. Aileleri onları burada bıraktı. Benim gibi. Neden? Annemle bağı ne? Belki de benimle bir bağları vardır. Hepsiyle daha önce tanışmışım. Bilmeden... Belki de arkadaşlarımdılar. Hiçbir şey hatırlamamak nasıl bir his biliyor musun? Hiç yaşamamış olmak gibi. Bu dünyaya hiçbir iz bırakmamışım gibi. Bir etkim olmamış gibi. Kimse beni sevmemiş gibi... Bundan sonra kimse Nil demeyecek gibi. Adımı başkasından duymadıktan sonra ne anlamı var ki. Adımı unutacakmışım gibi...

Kız Kulesi Boğaz'ında Kalsın İstanbul!Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ