*20* Köpek Kediyi Kovalar

En başından başla
                                    

Söylenerek masaya döndük. Bir saat kadar sohbet ettik, hareketli bir şarkı çalmaya başladığında saat on buçuk falandı. Grup olarak kalkıp piste geçtik. O kadar deli dans ediyorduk ki iki kişiyi devirip beş kişinin ayağını ezmiştik. Şarkının sonunda Sirius, James'i sırtına aldı.

"Lily Çiçeğim, 227. çıkma teklifimi kabul edecek misin?" diye bağırdı.

Evans yüzünü, ellerine gömdü. James hakkında yakındığından emindim "Hayır, Potter, etmeyeceğim. Ya hemen çeneni kapatırsın ya da Ortak Salon'a giderim."

"Şansımı deneyeyim demiştim." diye söyledi James ve Sirius'un sırtından aşağı atladı. Yanına gittim.

"227. çıkma teklifi nedir ya?" dedim gülerek.

"227'sinde de reddedildi." dedi Sirius, o da gülüyordu.

James kaşlarını çattı "Ha ha ha. Ne kadar komik."

"Bence gayet komik." dedi Rose "Tam bir umutsuz vakasın."

James homurdandı "Hatırlattığın için sağol."

Rose, James'in sırtına vurdu "Her zaman." dedi gülerek. Yumruk tokuşturduk. Ama başlayan şarkı ile Sirius'a dönmem bir oldu.

"Tanıdık geliyor mu?" diye sordum gülümseyerek.

Sirius, elimden tutup piste çıkarttı beni "Elbette." diye cevap verdi. Thinking Out Loud çalıyordu. O gece İhtiyaç Odası'ndaki gibi dans ettik. Kiss me under the light of a thousand stars bölümünde Sirius kulağıma eğildi "Seni, binlerce yıldız ışığı altında öpmemi ister miydin?" diye sordu. Geçen seferkinden farklı olan tek bir şey vardı, o da ne cevap vereceğimi bilmemdi.

"Evet." diye fısıldadım ona. Yüzünde şapşal bir tebessüm oluşmuştu. Çok şirin görünüyordu. Şarkı bitince elimden tutup pistten indirdi ama bizimkilerin yanına götürmek yerine Büyük Salon'dan çıkarttı. Boş gözlerle ona baktım "Nereye gidiyoruz?"

"Bağıran Baraka. Bir şey söylemem gerekiyor ve kimsenin bizi rahatsız etmemesi gerek." dedi. Başka soru sormadım ve dışarı çıktık. Götüm donuyordu o yüzden uçarcasına Şamarcı Söğüt'e gidip uzunca bir dal aldım ve yumruya dokundum. Söğüt durunca koşarak Bağıran Baraka'ya giden yolu geçtik.

Baraka nedense sıcacıktı. İçerisi de ev gibiydi. Eh, sonuçta her ay bir haftaları burada geçiyordu. Üst katta yatak odaları vardı diye hatırlıyordum. Neyse. Salondaki camlardan tekinin önüne geçip Hogsmade'e baktım. Ne kadar şirin ve sade bir kasabaydı.

Sirius'a döndüm "Ne diyecektin?"

"Biraz fikir almak gibi olacak aslında." dedi Sirius ve ellerini, pantolonunun cebine soktu "Yazın yaptığın şom ağızlılık tuttu ve... Ve sanırım birisine âşık oldum."

Bunu bana söylemesindeki amacı kestirememiştim ama bence bana işkence çektirmeye çalışıyordu.

"Asıl sorun şu ki, âşık olduğum kıza bunu söylersem kesinlikle beni benzetir. Biraz sen ve kuzenim gibi. Düne kadar o kızın benden nefret ettiğini düşünüyordum ama bir şeyler fikrimi değiştirdi ve belki... Belki onun da bana karşı bir şeyler hissettiğini düşünmeye başladım." dedi ve derin bir nefes aldı "Sence ne yapmalıyım?"

Dudağımı dişledim. Söylemesini istemiyordum ama mutlu olması benim için daha önemliydi "Bence söyle." dedim.

"Pekala," dedi ve dudağını yaladı "Eminsin, değil mi? Yerinde sen olsan beni lanetler miydin?"

"Eğer kızın üstüne saldırmazsan seni lanetlemez." dedim, kendimi gülümsemeye zorlayarak.

Saçlarını dağıttı "O zaman tavsiyene uyacağım." dedi ve gri gözlerini, zümrüt yeşili gözlerime dikti "Sana âşık oldum, Natasha."

Insensitive ➳ Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin