BÖLÜM 36

51 2 0
                                    

Etrafın ölü bir yerden farkı yoktu. Sessizlik en ücra köşelerine bile hakimdi. Yaşıyan hiçbir canlının sesi gelmiyordu. Yaklaşık yirmi dakikadır ilerliyordum. Tüm dikkatimi yola vermiştim. Hızımı biraz daha arttırdım. Bu tekinsizliğin insanı baskılayan bir hali vardı. Çukurlar ve bozuk yolda gidonu sağa sola cevirirken, yolda ölmüş hayvanları fark ediyordum. Çürümeye başlamış ya da diğer yırtıcı canlılar tarafından parçalanmış haldeydiler Bunları gördükçe ürperti ve korku, bedenime daha çok sahip oluyordu. Elimden geldiğince sakin bir şekilde sürmeye çalışıyordum.

Çevreme dikkatli baktığımda, az da olsa fark edebildiğim tahta kulübeler görüyordum. Ve bir kaç tane boyutu ihtiyaca göre tasarlanmış küçük evler. Ormanın derinliklerinde, etraflarını bitkilerin sarmış olduğu görsellik eşliğinde kaybolan yapılara bürünmüşlerdi. Bir veya bir buçuk saatlik yolum kalmıştı. Bir an soluklanmak için bile durmam aklımın ucundan geçmiyordu.

Bu düşüncelerin beni ele geçirdiği anda dikkatimi dağıtacak birşey oldu. Motosikletin farı kapandı ve birkaç saniye sonra tekrar açıldı. Akü ile alakalı bir sorun olabileceğini düşündüm. En azından bu yolu bitirene kadar dayanması için mırıldanıp, en kötü ihtimalin getirdiği korkudan kendimi uzaklaştırmaya çalışıyordum. Beynimi kontrol altında tutmalıydım. Sanrılarımın beni bilinçaltımın getirdiği yansımalar ile birlikte bırakmasını istemiyordum. İlacımı uzun süre almadığım aklıma geldi. Durmam gerekli idi. En azından bir iki dakika kadar. Sol elimle ilacımın olduğu cebi kontrol ettim. Bir şey olmayacağına inanmak istiyor ve bunun için çabalıyordum.

Yolun kenarında düz ve taşlı bir zemin olduğunu fark ettim. Yönümü oraya çevirdim. Durdum motosikletimi stop etmeden ilacımı çıkardım. Sırt çantamın sol bölmesin den suyu aldım. Kapağını hızlı bir şekilde açıp vakit kaybetmeden ilacımı ağzıma attım. Suyu içmeye başladım. Tam o esnada sol tarafımdan bir çığlık duydum.

YOL ŞEYTANIWhere stories live. Discover now