BÖLÜM 11

130 4 0
                                    

Bu yüzden acı yaratıcılığın temellerini oluşturur. Hüzünlü hikayelerden doğan düşüncelerin karamsarlığı, eserlerin cezbedici gözükmesi için atılan cila gibidir. Gözü alıcak ve duygulara dokunacak şekilde parlatır.

Yüzümü yıkadım. Aynada kendime bir kaç saniye baktım. Tam o esnada banyonun kapısından iki kere tıklama sesi duydum. Annem veya babamın uyandığını düşündüm. "Birazdan çıkıcam" diye seslendim. Kapı tekrardan daha sert bir şekilde tıklandı. Tıraş bıçağını elimden bıraktım. Musluğu kapadım. Ben ses verdikten sonra annemin veya babamın konuşmaması, kapının daha sert vurulması daha garipti. Kesin babamdı diye aklımdan geçirdim. Uyku sersemliği ve biraz sinirli yapısından dolayı bu şekilde yapması muhtemel di. Sabredemedin baba diye mırıldanarak kapıyı açtım. Kimse yoktu. Başımı uzatarak koridora ve gözün karanlıkta görebildiği kadar diğer odalara göz gezdirdim. Babamla annemin yatak odasının kapısı da kapalıydı. Evde başka kimse yokken bu nasıl olabilirdi. Banyo kapısından uzaklaşan ayak sesleri de duymamıştım. Yoksa bana mı öyle gelmişti? Kapı aslında çalmamışmıydı? İçime ürperti kaplamıştı. Sanki tam benim üzerime gelmiş bir soğukluk hissetmiştim. Kafamdan bütün düşünceler uçup gitmiş ve sadece bu olaya odaklanacak şekilde bir transa geçmiştim. Sesler de başlayabilir di. Hayır tekrar olmaz. Cebimden ilacımı çıkardım. Sakinleştiricilerden bir tane aldım. Tek başınıza olduğunuzda yaşadığınız olayın gerçekliğini kanıtlamanız neredeyse imkansızdır. Bunu bilemezsiniz. Beyniniz, gerçek sanıyor olacağınız bir sürü ilizyonun ortak kurucusudur. Eğer ki tüm dikkatinizi toplayıp tek bir yere odaklanırsanız sizi korkutan ve mutlu eden herşeyi tüm netliğiyle görmeniz olasıdır. Beynin hala güçlü ve çözülemeyen yönlerinin var olmasının nedeni budur.

Koridorun ortasına doğru ilerledim. Annemle babamın kapısı kapalı olsa da içime düşen kuşku mu gidermek için onların orda yatıyor olduğunu kontrol etmek istediğim bir dürtü beni ele geçirmişti. Işıkları yakmadım. Aniden kimsenin uyanmasını istemiyordum. Her adım attığım da kalbimin atışı daha da hızlanıyor, yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Sakin olmalıydım. Soğukkanlılık, kurtuluş yollarının, olan krizleri çözmenin rehberidir.

Yön bulmak için koridorun duvarına elimi sürterek ilerliyordum. Kapıya geldim. Yavaş ve sakin bir şekilde araladım. Annemle babam uyuyorlardı. Buna sevinmelimiydim? Yoksa hayal gücümün beni esir ettiği şüpheci olasılık girdaplarına boyun mu eğmeliydim? Bilemiyordum. Aslında uzun zamandır kaybolmuş gibiydim. Birçok şeye anlam yüklemeyi bırakmıştım. Bir yerlerde okumuştum, bu kabul edilmişliğin tanımı. Hayatı çok fazla ciddiye almayıp, yaşamın gözünde öneminin azalması. Sanırım nihilistlikle alakalı bir şeydi.

Kapıyı yavaşça geri kapadım. Koridorun ortasına doğru olan prizde ufak bir gece lambası takılı vaziyetteydi. Onu açtım. Banyoya daha hızlı adımlarla geri gittim. Ürkmüştüm. Kapı açık vaziyette sakal tıraşımı bitirdim. Banyo kapısını tekrar kapatmak içimden gelmiyordu. Bir an önce odama geçip uzanmak istiyordum. Yarın yapacak çok işim vardı. Ve akşam yola çıkma ihtimalim de.

YOL ŞEYTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin