Gecenin Uçurumunda

105 3 1
                                    

"Beni karanlıklara iten bir büyüdü. Ve bu lanet hayat kısmından üstüme sinen bir parça kalsın istememiştim. Herşeyi bıraktım ve çıktım. Karanlığı daha fazla yük olarak içimde bulundurmak istemedim."

Güçlü kişiliği barındıran, birşeylerin artık olmuyor olduğu noktaya geldiğini gördüğünde kabullenip soğukkanlılıkla devam edebilen insandır. İstenmediği konuma kendini zorla adapte etmeye çalışan zayıflar gibi değil. Zayıflık fiziksel güçsüzlük ten değil, kararsızlıktan doğar. Sonucu ne kadar kötü olursa olsun kararı senin verip devam etmen gerekir.

Metropol den uzaklaşmaya başlamıştım. Bunu ses gürültüsünün yok olmasından ve gökyüzüne baktığımda ışık kirliliğinden uzakta yıldızların daha fazla parlıyor olmasından, havanın temizliğinden anlayabiliyordum. Rüzgar en saf haliyle çevremde kendini belli ediyordu. Sessizlik bazen rahatsızlık uyandıracak kasvet bulunduruyor olsa da hala en huzur bulduğum meskenim di.

İki saatlik yolu geride bırakmıştım. Sol tarafım sahil di. Karanlıkta denizin dalga seslerini bir fısıltı gibi duyabiliyordum. Sağ tarafım çoğunlukla eski ağaçlardan oluşan sık ormanlardan biriydi. Hava soğuk bile olsa hala sahilde tek tük gördüğüm insan toplulukları vardı. Ateş yakmış ve çevresinde oturuyorlardı. Bahsettiğim eski yola ulaşmam için bir saatlik mesâfem kalmıştı. Yüksek ihtimal tabelası yerinden çıkarılmıştı. Fakat yolun kenarında, hala patikayı belli eden bir boşluk duruyor olmalıydı. Gözden kaçırmam çok zordu. Bu girişleri ve yol kenarından sapan geçitleri iyi gözlemleme yeteneğim vardı.

Şeridin en sağ tarafını kullanıyordum. Ormanlık kısma daha yakın halde devam ediyordum. Motosiklet iyice güvenimi kazanmıştı. Bir aksilik çıkarmamış, olması gerektiği gibi çalışıyordu. Zamanı tam gösteren saat mekanizması gibiydi. Babam her zaman çok komplike olmayan mekanizmaların en doğru ve basit şekilde çalıştığını, işini gördüğü takdirde daha katmanlı hale getirmemesi gerektiğini söylerdi. Sağlamlık konusunda da öyle derdi. Kendi babasının köstekli saatini hala yanında taşırdı. Ve çalışır durumdaydı. Bir keresinde o saate bakarak bana şu cümleleri kurmuştu. "Saate sürekli bakarak zaman hızlanmaz veya durmaz, sadece isteğine ulaşacağın ya da uzaklaşıyor olduğun dakikalara attığın imza gibi bir belirleyicidir." Bir arkadaşımda, "Zaman koşar fakat sen yürüdüğünü zannedersin. Yanlış gözüken bu yansımanın farkına vardığında büyümüş ve olanakların daralmıştır." demişti. Birbirine paralel düşünceleri, iki insandan duymak, farklı melodiler çalan iki iyi müzisyene kulak misafiri olmak kadar güzeldi.

YOL ŞEYTANIOnde as histórias ganham vida. Descobre agora