BÖLÜM 29

69 3 0
                                    

"sana bu yolu kullanmanın iyi olmadığının dışında verebileceğim en iyi tavsiye, o patikaya girmemen olur. Bu civarda ki en eski yoldur. Ormanın en sık ağaçlarının olduğu kısımda bulunur. Navigasyon da yasaklı olmasının bir sebebi var. Haberlerde veya internette nedeni bulamazsın fakat buranın eskileri bilir."

Gözlerini benden ayırmadan, ciddi bir ses tonu ve tavırla, anlatmaya devam ediyordu.

"İnanmak veya inanmamak sana kalmıştır. Ama karanlık çöktüğünde, gece orayı ele geçirdiğinde buralarda yaşayan veya buraları bilen birisi o yola adımını atmaz. Zaten belirli bir kısmı gündüz bile karanlıktır. Sık orman olduğu için güneş ışığı bazı yerlerine ulaşamaz. Ama gündüzleri bir nebze de olsa daha güvenlidir. Yaklaşık dört veya beş yıl önce bu civarlarda ve o yola yakın yerlerde kayıp vakaları yaşanıyordu. Bir kaç tanesini dikkatli bakarsan yol kenarlarında asılmış eski resimlerden görebilirsin. Kaybolan insanların çoğu gezmeye gelen ya da bu civar dan geçen yabancılar dı. Hepsinin ortak noktası ise ormana girmeleri ya da o patikayı kullanmaları idi. Hiç biri bulunamadı. Bu bölgenin polis ve jandarması konuda çaresiz kalınca orayı yasakladılar. Sistemlerden o rotayı sildiler. Haritalarda işaretlenmiş siyah bölgeler gibi düşün. Sadece eski telefonların navigasyonların da gözüküyor. Bunu da çocuğum dan öğrenmiştim. Gördüğün gibi pek teknolojiden anlayan bir yapım yok."

Ne diyeceğimi bilemedim. Yabancı olduğum için yapılan kötü bir şaka gibi düşündüm. Bu anlatılanların mantıklı bir açıklaması elbette vardır. Fakat burada kiler cevabı bulamamıştı. Kendi düşüncelerimin yarattığı sanrıları bir kenara bıraktığım zaman. Peri masallarına inanacak kadar büyük bir yanılgıyı aklıma yediremiyordum. Gerçekle daha çok ilgili idim. Tebessüm etmeden duramadım ve konuşmaya başladım.

"Burda keselim. Çok güzel bir girişti bu konuşma. Eminim her yoldan gelen insana bu şakayı yapıyorsundur. Ama doğa üstü hikayelere, peri masallarına kolay kolay inanmam. Herşeyin mümkün olduğunu düşünebilen bir insanımdır. Fakat bunun yanı sıra toplu sanrı ve telkinlerin yarattığı halisler de mevcuttur. Bu bildiğim senin hikayenin gerçeklik payına şüphe ile bakmamı sağlıyor. Hatta sana eskiden keşişlerin yaptığı bir numaradan bahsedeyim. Köy ve kasabaları gezerlermiş, bir varlığın yaşadığına dair hikayeler anlatırlarmış, insanlar bir noktadan sonra, dinleyen ve inanan sayısı ne kadar artarsa, o kadar çok gördüğünü iddia edenler olurmuş bu kavrama da tulpa adını takmışlar. İnsanların düşüncelerini şartlayarak oluşturdukları varlık. Çoğunluk görmek istediğini görür. İnsanları manipüle etmek çok kolaydır. Yeter ki ürkütmeden düşüncesini hafif bir şekilde bulandır."

YOL ŞEYTANIWhere stories live. Discover now