BÖLÜM 28

73 2 0
                                    

Motosikleti karavanın yanına park edip, masalardan birine geçtim. Arabalarıyla gelmiş olan bir çift vardı. Kaskı çıkardım. Karavanın sahibi kırklı yaşlarında, zayıf, kısa siyah saçlı, güler yüzlü biri idi. Yiyecek olarak fazla seçeneği kalmamıştı. Elinde soğuk sandviçler vardı. Onlardan bir tane getirmesini söyleyip yanında kahve olmasını rica ettim.

Bana şaşırmış bir biçimde baktı. Bir kaç saniye sonra konuşmaya başladı.

"Delikanlı iyi misin? Biraz solgun görünüyorsun. Birşeyden korkmuş gibisin. Ya da başına kötü birşey gelmiş gibi" dedi.

Bende yüzümün halinden, yaşadığım korkunun kalmış kırıntılarının, bir bakışta okunmasına şaşırmıştım. Konuşmaya başladım.

"Evet biraz paniğe kapılmış ve korkmuş durumdayım. Az önce yoluma bir hayvan fırladı. Karanlıkta ona çarpmamak için neredeyse motosikletimle düşüp kaza yapacaktım. Onun korkusunu hala üstümden atamadım" dedim.

"Buralarda çok sık olur. Hele ki ışıkların olmadığı bu yollarda. Çok dikkatli olmalısın. İlgili yerlere bu durumları ilettik fakat kendileri de burayı unutulan yerlere katmak için ant içmiş gibiler" diyerek cevap verdi.

İçeri gitti. Birkaç dakika sonra kahvem ile sandviçimi getirdi. Konuşmaya başladık.

"Gerçekten çok tehlikeli. Neden buradan çok az araba geçtiğini şimdi anlıyorum. Geceleri bu karanlık ormanın dışında ki yolu kullanmalarının sebebi bu olsa gerek. Normalde burası yasaklanmış yol, sen nasıl burada iş yapabiliyorsun?" dedim.

"Resmi olarak hala yasak" gülümsedi. "Fakat bir şekilde hayatımı idame ettirmem gerek . Bugün buradayım fakat ertesi gün değil. Kolay kolay kimsede kontrole gelmez bu bölgeyi"

Bir yandan sandviçimi yiyip kahvemi içiyor. Bir yandan sohbete devam ediyorduk. Konuşmaya başladı.

"Seneler önce insanlar bu yolu kullanmayı bıraktı. Hem tehlikeli olduğundan, hem de bakımsız kısımları yüzünden. Fakat yinede sabahları araçlarıyla buradan geçerler. Geceleri de cesaret gösterenler. Ana yol insanlara kendilerini daha güvenli hissettiriyor. Peki senin yolun burdan nasıl geçti? Neden bu patikaya saptın?"

"Daha kestirme olduğu için. Ama az önce bahsettiğim olayda fazla risk aldığımın farkına vardım. Neredeyse iki buçuk saat zamandan kâr edecek olsam da devam etmek konusunda içimi kuşku sardı. Hatta ilerde daha eski bir yol var. Ormanın tam içinden geçen patika. Buranın aksine o yol artık navigasyonda bile gözükmüyor."

Son cümlemden sonra, güler yüzlü olan adamın tebessümü akan yağmur gibi silindi. Endişe belirtileri yüzünden okunuyordu. Daha ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Yanlış birşey mi söyledim. Veya saygısızlık mı? Yaptım gibi sorular birkaç saniye kafamda kendimi sorgulamama olanak sağladı. Biraz sessizlikten sonra adam konuşmaya başladı.

YOL ŞEYTANIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora